English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / It's a party

It's a party traduction Turc

2,598 traduction parallèle
- IT'S A BACHELORETTE PARTY.
Bu bir bekarlığa veda partisi.
So what if it's Nisha-Lucretia, it's still a party.
Nisha vampirininse ne olmuş, parti partidir.
- It's a party to cheer you up.
Keyfini yerine getirmek için düzenlenmiş bir parti.
It's a title usually adopted by the leader of the other cabinet party.
Diğer kabine partisinin başkanına verilen bir sıfat bu.
It's a unique chance for the party.
Parti için benzersiz bir fırsat bu.
It's hard to lead a three-party coalition.
Üç partili bir koalisyonu idare etmek zor.
In the US this party will cost at least a 100,000 dollars. actually it's a good deal. Aye aye captain sail the boat.
Amerikada böyle bir yat için en az 100bin dolar isterler... aslında bu çok iyi emredersiniz kaptan, yelkenler fora.
This isn't a party ; It's work.
Bu bir parti değil ; bir iş.
Where's it say it's against the law to invite someone to a party?
Birisini partiye çağırmak hangi yasalara aykırıymış?
It's true! What a party that was!
Doğru, ne partiydi
He's throwing himself a party tomorrow night- - his going-away- - but it's strictly invite, and everything goes through his secure Blackberry.
Yarın gece bir parti verecek, ne kadar uzaklaşsa da önemli değil güvenliğiyle ilgili her şeyi telefonundan yönetebiliyor.
A couple of the guys are taking it to a party to chop it up.
Bir iki herif onu bir partide parçalayacakmış.
We'll pass it down from class to class like a tradition, or gay shit like that, or... you get lost, let us party tonight, and we'll call things even.
Bunu bizden sonraki sınıflara anlatıp bir gelenek haline getiririz. Ama bu gece ortadan toz olup eğlenmemize izin verirseniz ödeşiriz.
It's just a little party to introduce my darling niece into society.
Sadece canım yeğenimi etrafa tanıtmak için küçük bir parti.
Yes, but when it's your party, you arrive late, and the later the better, especially because we want a big frenzy around the reveal that you are "Anonymous."
Evet ama parti senin olunca geç gelirsin, ne kadar geç o kadar iyi. Özellikle de senin "Anonim" olduğunun açıklanmasının büyük bir çılgınlık olmasını istediğimiz için.
Louis, look, it's a Tiffany's party.
Louis, bak, bu bir Tiffany partisi.
Well, it's very much a party sort of place. It has very elegant properties.
Şey, bu kadarcık yerde mükkemmel şeyler çok fazla parti var.
It's also a farewell party for Patrice's foot.
Patrice'in ayağına veda edişini de kutluyoruz.
I don't care, it's just a stupid party.
Umrumda değil bu salak bir parti.
It's just--I think it'll be a dumb move for me to go to a high school party where I don't want to be at anyway.
Benim için bu sanki..... ezik bir şey yani lise partisi, her neyse.
Well, of course it's going to go all night and we're having a dance party.
Tabiki tüm gece sürecek dans partisi yapacağız.
It's a dance party.
- Dans partisi.
It's not a party, man.
Bu bir parti değil dostum.
I'm going to tonight. Now, it's just a small party But one that I'd rather be a guest at.
Küçük bir parti, ama konuklardan biri de benim.
Well, you're lucky it's a toga party.
Tabi, şanslısınız ki bu bir roma partisi.
CU and Eastern State are neck and neck, so... it's time to make this a Naomi Clark party.
CU ve Eastern State başa baş gidiyor ve Naomi Clark partisinin tam zamanı.
I enjoy it more when I come back from a club when I'm feeling a bit like worse for wear and then get it up your nose and then you've got a good house party.
Ben ondan club'tan döndükten sonra kendimi aşınmış gibi hissettiğim zaman onu burnuma çektiğimde ve güzel bir ev partisi geçirdiğimde daha çok hoşlanıyorum.
A hurricane party's exactly what it sounds like. It's a party during a hurricane at our bar, Paddy's Pub.
Kasırga esnasında barımız Paddy's'te yapacağımız parti işte.
It's probably gonna be a big party, and no one'll even notice we're there.
Muhtemelen büyük bi parti olacak, ve kimse orda olduğumuzu fark etmeyecek bile.
It's your party, go and sit down, sit down for a moment.
Bu senin partin, gel ve otur, otur biraz.
It was Saturday, but instead of kicking back my mother was forcing me to attend a party
Cumartesiydi, şu küçük parti olayının dışında annem beni bir partiye katılmaya zorluyordu...
It's a private party.
Bu özel bir parti.
It's a fun party. What?
Bu eğlenceli bir parti.
It's a pickle party in here.
Tam bir turşu partisi.
Well, it's a fancy party.
Bu da cafcaflı bir parti.
It's like a surprise birthday party, but instead of cake and presents, there's angry letters and someone who inappropriately tries to make it about themselves.
Sürpriz doğum günü partisi gibi. Ama pasta ve hediye yerine kızgın sözler var. Birde münasebetsice diğerlerini işin içine katan birisi.
- It's just a party.
- Bu sadece bir parti.
- Ali, it's not just a party.
- Ali, sadece bir parti değil bu.
I have a Party meeting, but it's in an hour.
Parti toplantım var, ama bir saat sonra.
It's your birthday this saturday and you're throwing a party!
Cumartesi günü doğum günün varda bir parti veriyorsun!
Boys and girls it's showtime know what i'm sayin rvertbody raise your hands there's about to be a party
Gençler eğlencemiz başlıyor. Beni dinleyin. Eller yukarı.
But, anyway, it's too bad that you're not having a big party,'cause if you were, he could probably get'em to play.
Ama, nasıl olsa büyük bir parti vermiyorsun, Çünkü, eğer verseydin o onları buraya getirebilirdi.
Now all you need is a top-notch party planner to whip it together in time, and I know someone who's smart, stylish, well-connected, and happens to be standing right in front of you.
Şimdi tek yapmamız gereken her şeyi zamanında yapabilmesi için en usta parti plancısını bulmak, ve ben bunu yapacak zeki, stil sahibi, iyi bağlantıları olan birini tanıyorum, ve o önünde duruyor gibi.
It's a fancy party, Britta.
Bu lüks bir parti Britta.
It's a pre-party!
Bu bir parti öncesi parti!
It's always a party with Fun Dad!
Eğlendiren babanızla her şey eğlenceli!
It's a damn costume party!
Resmen kıyafet balosu!
Um... ♪ Ain't no party in a sad sad city ♪ But, you know, it's one day at a time, and, uh... And I'm not gonna take a drink today.
Ama günün daha başlangıcı ve bugün içmeyeceğim.
I once had a periwinkle tanktop, but I left it a guy's house named Chad, who I met at a y2k party.
Menekşe rengi bir gömleğim vardı ama y2k partisinde tanıştığım Chet adlı birinde unutmuştum gömleği.
It's just a garden party. Sheesh!
Sadece bir bahçe partisi.
It's a garden party.
Bir bahçe partisi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]