It's because of me traduction Turc
1,025 traduction parallèle
It's all because of me
Hepsi benim yüzümden.
As a matter of fact, it's possible that my wife won't join me because when I left home she was not well.
Aslında karımın buraya gelememe ihtimali var. Evden ayrıldığımda pek iyi değildi.
Look, it's all very well us talking like this, you know, like it was a game, but I wish you'd tell me what it's all about, because, honest to God, I just got out of bed,
Bak, bu şekil konuşmamız pek hoştu,.. ... yani, oyun oynuyormuş gibi, ama bana olan biteni anlatmanı isterdim,.. ... çünkü Tanrı şahidim olsun, daha yataktan henüz kalktım,..
And if Marta is alive it's only because of me
Marta hâlâ hayattaysa sırf benim sayemde.
If a war breaks out, I think it's because of me.
Bir savaş çıkarsa sanırım benim yüzümden olacak.
He's dead because of me, You can blame me for it. it's my fault it happened.
Benim yüzümden öldü. Hepsi benim şuçum.
So that's it? You owe me slaps I took because of vou.
Senin yüzünden yediğim tokatlar için bana borçlusun.
I am perfectly certain that you will not cold-shoulder me, you will not turn your back on me, because it would not be a matter of turning your back on me, but on your very country.
Bana omuz silkmeyeceğinizden ve sırtınızı dönmeyeceğinizden eminim. Nitekim sırtınızı yalnızca bana değil, kendi ülkenize dönmüş olursunuz.
It appears to me that your plan, although brilliant, was a failure because of stupidity.
Bana öyle geldi ki planınız, parlak bir fikir olduğu halde, aptallığınız yüzünden başarısız oldu.
You've made up this story because it's what you want to believe, because of me.
Bu hikâyeyi uydurdun, çünkü buna inanmak istiyorsun. Bunun nedeni de benim.
It's because of me.
Hepsi benim hatam.
She arouses a desire in me that's real yet has no purpose and is all the stronger because of it.
İçimde maksadı olmayan saf bir arzu uyandırdı. ... işte o yüzden çok güçlü.
A book, to me, means love... because when you give a book about a romantic place... it's like saying that all the days of your life should be as romantic as Spain... and surrounded by a cover of happiness.
Bir kitap, benim için aşkı temsil eder çünkü kitabı romantik bir yerde verirsen kalan bütün günlerinin İspanya gibi romantik olmasını ve mutlulukla geçeceğini söylemeye benzer.
My mother is really, she really lives in a lot of pain because she's sure I'm going to go to hell and there's nothing I can do to tell her that there is, that it just does not exist for me.
Annem... o gerçekten, çok acı çekmiş. çünkü başımı derde sokacağımdan falan emin ve bu konuda yapabileceğim hiçbirşey yok.
For an old friend? Of course, come with me. Only because it's you.
Eski bir dostum için, tabii ki, gel... senin için sadece.
It's not because of me, is it?
Benim yüzümden ayrılmıyorsun, değil mi?
It's because of me! Fatal power on the weapons.
Silahlar öldürücü güce ayarlansın.
When you say that, when you get me out there all by myself... on what you say, you better be right there in back of me... because when you say it happens, it's gonna fuckin'happen.
Böyle konuşup, beni söylediklerine inandırarak adamların önüne sürdüğünde arkamda olsan iyi edersin. Çünkü yaparım diyorsan yapacaksın.
It's because of your kindness to me as an orphan that I am here like this.
Beni yetimken himaye etmeniz sayesinde bugünlere geldim.
We didn't even know each other and yet was it because she took my first kiss that she took the fragrance of life from me?
Birbirimizi tanımıyorduk bile ve sıkıldım artık, çünkü artık hayattan tat alamayacak mıydım?
I protect it, and that's the way it's going to stay, because no Zulu 20 years out of a tree will shove 50 cents in my hand and tell me there's a freighter waiting to ship me out of the land I built, alrighty?
Bunu koruyorum ve böyle de kalacak, çünkü 20 yaşındaki hiçbir Zulu elime 50 sent verip, Cape Town limanında beni bekleyen bir gemi olduğunu söyleyemez, anladın mı?
One must see or learn to see that tens, hundreds, thousands of me and you, when it's time to pay... when it's time to sum up defeats and victories... one gets it up the ass very often, one gets it up the ass because one...
Birileri onları, yüzleri, binleri görüp öğrenmeli, hesap zamanı geldiğince... yenilgiler ve zaferler toplandığı zaman... birilerinin kıçına girecek, birilerinin kıçına girecek çünkü...
It's a beautiful song, don't stop playing because of me...
Güzel bir şarkı, benim yüzümden yarıda kesme...
The typist's condemnation of my book... was all the more painful because it was done with kindness. My very first reader had blacklisted me.
Daktilografın kitabımı kınaması, bunu nazik bir şekilde yaptığı için bana en büyük acıyı vermişti.
It's because of me.
Sebep benim Liz.
It's because between you and me, there's a bond of secrecy
Çünkü senle aramızda... çok büyük bir sır var!
- Just strange things, I'll be frank with you, lf Franz is in our outfit, it's only because of me and those things from the past,
Reşit olmayanlar giremez.
Linghu Tian and my father went to the frontier... it wasn't because of me
Linghu Tian ve Babam Tapınağa gitmişlerdi... ama sırf benim yüzümden değil
I'll get rid of the bad elements first Maybe it's because he just saved me
Önce Klan içinde temizlik yapmalıyız beni kurtarmasının bir sebebi olmalı
Maybe it's because of the way you used to treat me.
Belki de bu eskiden bana olan davranışlarınla alakalıdır.
If Franz is in our outfit, it's only because of me... and those things from the past.
Franz ekibimize girdiyse geçmişimiz sebebiyle ve benim sayemdedir.
It's because of me that Tetsu married Yoshie.
Benim yüzümden Tetsu Yoshie ile evlendi.
Now, if you don't think that's a serious business... tell me about it when your house is burning, we can't get the pump out... and the road's all blocked because of a nigger's car.
Eğer bunu ciddiye almıyorsan o zaman... bir zencinin arabası yüzünden yol kapandığı için... evin yanarken, pompayı dışarı çıkaramadığımızı düşün bir de.
It's a little difficult to accept your condolences, Poirot... when in the same breath you accuse me of murdering my wife because she was unfaithful.
Başsağlığı dileğini kabul etmek biraz zor Poirot. Hem de aynı cümlede bana ihanet ettiği için karımı öldürmekle... suçladıktan sonra!
It'd be good for my career, because they thought of me, so, it's something serious.
Kariyerim için iyi olacak, çünkü beni seçmeyi düşünüyorlar. Yani mesele ciddi.
It's not easy, I get it wrong half the time, I'm laughed at half the time but I love it because it makes me feel as though I'm in the land of the living.
Kolay değil, yarısını yanlış anlıyor, yarısında dalga geçiliyorum. ama bu hoşuma gidiyor çünkü yaşayanların olduğu yerde hissetmemi sağIıyor.
It's because of me, isn't it? That's why you have it.
Benim yüzümden aldın, değil mi?
If you really are Marika... and your name is on the sign and you work at a decent place... and you don't stroll around picking up customers... it's because of me!
Sen Marika isen... Adın da tabelada varsa ciddi tekkede çalışıyorsan... sokaklarda dolaşıp müşteri toplamıyorsan... Seni sen ben yaptım diyedir!
I can be anything I can dream of, because it's not me.
Orada her şeyi yapabiliyorum. Her şey olabiliyorum çünkü kendim olmuyorum.
It's because you'll do me the favor of writing a real one, sir.
Sen de, gerçek bir mektup yazmama yardım edeceksin.
If I can't, then you can all relax, because it's just a case of me being nuts.
Eğer çıkaramazsam, hepiniz rahat edersiniz. En azından benim çılgınlıklarımdan kurtulmuş olursunuz.
TV : "... it was impossible for me before that procedure, because as a creature of lower stage of evolution, I could be dangerous in certain circumstances to the public. "
Prosedürden önce bu benim için imkansızdı, çünkü, evrimini tamamlayamamış bir yaratık olarak, toplum için tehdit arzediyordum. "
- And I think it's because of me.
- Benim yüzünden olduğunu sanıyorum.
It's all because of me and my old man.
Hepsi ben ve babam yüzünden.
It's because I think maybe you did what you did because of me.
Bunu yapmanın sebebi benim yaptıklarım olabilir.
It's easier for me because I like both of you.
Benim için hava hoş, ikinizden de hoşlanıyorum.
Because part of you is growing inside of me... and that's a fact, Dan, and you'd better start... learning how to deal with it.
Çünkü senin bir parçan benim içimde büyüyor.. ve bu gerçek Dan, ve sen bir an önce... nasıl başa çıkmayı öğrensen iyi olur.
And it has long seemed to me ridiculous that the most committed anti communists in the southern hemisphere the South Africans should be excluded from NATO planning because of some unfashionable domestic attitudes.
Kendilerini komünizm karşıtlığına en çok adayan Güney Afrikalıların, birkaç modası geçmiş iç işleri tutum bahane edilerek NATO planlarının dışında tutulması bana son derece saçma geliyordu.
Because it's the same boring thing you do every day of your life. And you can't do that with me.
Çünkü hayatın boyunca her gün yaptığın o sıkıcı şeyi benimle yapmayacaksın.
We can't, because if we travel into the future from this point in time, it will be the future of this reality, in which Biff is corrupt and powerful and married to your mother and in which this has happened to me.
Yapamayız, çünkü zamandaki bu noktadan ileri gidersek bu gerçekliğin geleceğine gideriz ve Biff de böyle yozlaşmış, güçlü, annenle evli olur ve benim başıma da bu olay gelmiş olur.
But, believe me, it's not because of the food.
Ama inanın yemek yüzünden değil.
it's because of you 66
it's because 86
because of me 317
of me 146
it's fine 7136
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
it's been so long 173
it's cold 680
it's because 86
because of me 317
of me 146
it's fine 7136
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
it's been so long 173
it's cold 680
it's warm 139
it's over 4654
it's ok 4874
it's okay 22028
it's me 10254
it's all right 8832
it's not 5855
it's about damn time 34
it's a boy 347
it's cool 1584
it's over 4654
it's ok 4874
it's okay 22028
it's me 10254
it's all right 8832
it's not 5855
it's about damn time 34
it's a boy 347
it's cool 1584