It's been a long day traduction Turc
580 traduction parallèle
It's been a long day, Jim.
Jim uzun bir gün oldu.
It's been a long day. You must be tired.
Uzun bir gün oldu, yorulmuş olmalısınız.
It's been a long day, Niles.
Uzun bir gün oldu, Niles.
It's been a long day, and it's late.
Uzun bir gün geçirdin ve vakit geç.
It's been a long day.
Uzun bir gün oldu.
It's been a long day today.
Bugün uzun bir gün oldu.
It's been a long day and they're both tired and cranky.
Uzun bir gün oldu ve her ikisi de yorgun ve huysuz.
Francis, it's been a long day and it's past your bedtime.
Francis, uzun bir gün oldu, yatma zamanın geçiyor.
It's been a long day.
Yorucu bir gün oldu.
It's been a long day.
Uzun bir gündü.
It's been a long day. I'm tired.
Uzun bir gündü ve çok yorgunum.
Oh, it's been a long and difficult day, gentlemen.
Uzun ve zor bir gün oldu baylar.
It's been a long day. How about a nightcap before you turn in?
Uzun gündü, yatmadan önce içki alır mısınız?
Miss Marple, it's been a long day.
Bayan Marple, uzun bir gündü.
It's been a long day, honey.
Uzun bir gün oldu, tatlım.
It's been a long time since I've seen indecent luxury in the middle of the day.
Uzun zamandır gündüz böyle uygunsuz bir lüks görmemiştim.
It's been a long day Do we have to start on that again?
Uzun bir gün oldu. Yine buna başlamak zorundamıyız?
It's been a long day for me, and I have a very busy day tomorrow.
Benim için uzun bir gündü. Yarın da çok yoğun olacak.
Well... it's been a long day.
Pekala. Uzun bir gün oldu,
Well, it's been a long day for me.
Neyse, benim için uzun bir gündü.
No, it's been a very long day.
- Çok uzun bir gün oldu.
I can see it's been a long day for you too.
- Sizin için de çok uzun bir gün olduğunu görüyorum.
It's been a long day, and I'm feeling a bit damp.
Uzun bir gün oldu ve ben biraz terledim.
It's her first day and it's been a long one.
Daha ilk günü ve uzun bir gün oldu.
It's been a long day, Eddie.
Uzun bir gündü, Eddie.
-'It's been a long day.'
- Daha fazla konuşamam.
It's been a long, hard day, and -
Uzun ve zor bir gündü, üstelik...
I'm terribly sorry, it's been a long day.
Çok üzgünüm. Uzun bir gündü.
It's been such a long day.
Uzun bir gün oldu.
Heidegger has still two hours work ahead of him and it's been a long day.
Heidegger'ın çalışacak iki saati daha var ve uzun bir gün oldu.
- Come on, love, it's been a long day.
- Haydi tatlım, uzun bir gün geçirdik.
IT'S BEEN A LONG DAY SO I THINK I'LL GET READY TO GO.
Çok uzun bir gün oldu, sanırım artık gitsem iyi olur.
It's been a long day, it just didn't occur to me.
Uzun bir gündü, hiç aklıma gelmedi.
It's been a long day
Daha iyimiydin.
So, I guess it's been a long day for you.
Heralde senin için uzun bir gün olmuştur.
It's been a long day, Shelly.
Uzun bir gün oldu, Shelly.
Listen, I've got a personnel review scheduled to start in about five minutes and I know it's been a long day for you.
Yaklaşık 5 dakika sonra bir personel değerlendirmem var. Sizin için uzun bir gün olduğunu da biliyorum. Bunu neden daha sonra konuşmuyoruz?
Dwayne, it's been a long, hard day. Why don't you just go home and try and get some rest.
Dwayne, yorucu bir gün oldu.
- It's been a long day.
- Uzun bir gündü.
It's been a long day for both of us.
- İkimiz için de yorucu bir gündü. - Merhaba. Ben, Glen.
It's been a long day for everyone.
Herkes için uzun bir gündü.
It's been a long day.
- Hayır. Hadi çocuklar uzun bir gündü.
It's been a long day.
Zor bir gün geçirdik.
It's been a long, bad day.
Uzun ve kötü bir gündü.
- It's been a long day.
Uzun bir gündü.
- It's been a long day.
- Çok uzun bir gün geçirdim.
It's been a long day.
Çok uzun bir gün oldu.
It's been a long day, captain.
Bugünlük bu kadar yeter, kaptan.
Sorry, it's been a long day.
Pardon, uzun bir gündü.
It's been a long day, Mark.
Yorucu bir gündü Mark.
Well, it's been a long day.
Uzun bir gün oldu.