It's just temporary traduction Turc
200 traduction parallèle
I'm sure a further examination will confirm but I'm sure it's just a temporary memory loss.
Kontrolden sonra anlarız ama geçici bir hafıza kaybı olabilir.
Well, it's just temporary... till I find whatever's right for me.
Sadece geçici. Benim için neyin doğru olduğunu bulana kadar. Evet.
It's just temporary. - That's OK.
Geçici bir şey, düzelir.
Our friend here lost his memory, but I'm sure it's just temporary.
Müfettiş, dostumuz hafızasını kaybetti ama birazdan yerine gelecek.
Look, it's just a temporary job until I finish school and get my own museum.
- Bak, bu sadece geçici bir iş okulu bitirip kendi müzemi kurana kadar.
It's just a temporary seal.
Bu sadece geçici bir dolgu. 5 dakika..
IT'S JUST TEMPORARY FOR NOW, BUT IF I WANT I CAN HAVE IT FULL-TIME WHEN I GRADUATE.
Şimdilik geçici bir şey ama mezun olduğumda tam zamanlı çalışabilirim.
What? It's just, I just want you to know it's only temporary, okay?
Sadece bunun geçici bir durum olduğunu bilmeni istiyorum.
It's just temporary.
Bu geçici.
They don't usually go through the ceremony if it's just temporary.
fakat bu yalnızca geçici bir atama olsaydı klasik devir-teslim töreni yapmazlardı.
It's just temporary.
Sadece geçici bir süre için.
I'm sure it's just temporary.
Muhakkak geçicidir.
It's probably just temporary.
Bu geçici bir düzenleme.
Aw, it's just temporary.
Sadece geçici olarak.
I stopped being able to. It's just temporary.
Ama bu durum geçici...
It's just a temporary...
Sadece geçici bir durum...
It's just a temporary setback!
Bu sadece geçici bir durum.
She says it's just temporary.
Geçici bir şey olduğunu söylüyor.
It's just temporary.
Geçici boya.
- Now, it's just temporary, Niles.
- Bu durum geçici Niles.
But it's just a temporary setback, like I said.
Geçici bir mani çıktı.
Either it's true love, in which case it's too late for you to declare yourself, or it's just a temporary infatuation.
Gerçek bir aşksa, onu sevdiğini söylemek için geç kaldın. Ama belki de geçici bir hevestir.
It's probably just temporary.
Muhtemelen sadece geçici bir şeydir.
It's just temporary.
Bu sadece geçici
Then, when Aeryn blasted Kyvan, which was just actually a temporary extention of Maldis, it weakened Maldis enough or Zhaan to make her move, simple.
Böylece, Aeryn aslında Maldis'in geçici bir uzantısı olan Kyvan'ı harcayınca, Maldis yeterince zayıfladı ya da Shaan hamle yapacak fırsatı buldu, basitçe.
It's just a temporary thing.
- Bu sadece geçici birşey.
It's just temporary, though.
Ama bu geçici bir durum.
It's just temporary.
Geçici bir Şey bu.
- Like it's all just temporary
- Ya bütün hepsi geçiciyse gibi...
- It's temporary. - I just don't want you getting upset.
- Üzülmeni istemiyorum.
At her age it's just a temporary thing.
Onun yaşlarında bu sadece geçici bir istek.
- As long as it's just temporary.
- Bu geçici olduğu sürece tamam.
- No. It's just a temporary exchange of money for services... that will be paid back when you finally have the...
- Hayır, sadece hizmetlerimiz karşılığında ödeyeceğin paranın geçici olarak el değiştirmesi.
It's just temporary.
Geçici bir süre.
Anyway, it's just temporary.
Herneyse, bu sadece geçici.
- Right up the road but it's just temporary.
- Yolun yukarısında ama geçici olarak.
People think it slows the progression of the disease, but it just reduces the pressure in the eye and that reduction's only temporary.
Otun, bu hastalığın ilerlemesini yavaşlattığı düşünülür ama sadece gözdeki basıncı azaltır ve bu da geçicidir.
I'm sure it's just temporary.
Evet ama uzun sürmeyeceğinden eminim.
- It's just temporary.
- Bu geçici bir durum.
- You know, it's just temporary.
- Bu geçici.
It's just temporary till I get back on my feet.
Geçici kalıyorum. Durumumu düzeltinceye kadar.
chikku, it's just temporary.
Chikku, sadece geçici kesinti.
Like it's all just temporary
Hiçbirşey işe yaramıyor.
Look, guys, it's just temporary.
Bu sadece geçicidir.
Well, it's just temporary, and - -
Sadece geçici bir süreliğine.
It's just temporary, but as of now, I'm sorry, it's gone.
Üzgünüm ama şu andan itibaren kaldırıyoruz. İyi.
And I tell myself it's just temporary, and there's still dinner and breakfast.
Hala akşam yemeği ve kahvaltı var.
It's just temporary.
- Geçici bir durum. - Olabilir.
- Rory... A lot of people who drop out say that it's just temporary.
Okulu bırakan birçok kişi geçici olduğunu söyler.
It's just temporary.
Bu geçici bir şey.
It's just temporary.
Geçici bir süreliğine.
it's just 7387
it's just us 148
it's just sex 51
it's just a game 119
it's just me 474
it's just the beginning 44
it's just a joke 49
it's just a dream 89
it's just business 103
it's just amazing 21
it's just us 148
it's just sex 51
it's just a game 119
it's just me 474
it's just the beginning 44
it's just a joke 49
it's just a dream 89
it's just business 103
it's just amazing 21