It's just the beginning traduction Turc
180 traduction parallèle
It's just the beginning.
Daha yeni başlıyor.
That's why if you're in the dark for a long time, you forget what you were looking at in the beginning, and when everything became dark, it's not love nor obsession nor desire, it just became the evil monster itself.
Bu yüzden uzun süre karanlıkta kalırsan aslında ne istediğini unutursun. Her şey karanlığa bürününce artık ne aşk kalır, ne hırs ne de tutku. Kendi kendine canavara dönüşürsün.
It's been that way for two hours, and the tension is just beginning...
İki saattir durum bu şekilde ve tansiyon yeni yeni artmakta...
It's just that they are bad seeds... plain bad from the beginning, and nothing can change them.
Sadece tohumları bozuk olduğu için doğuştan kötü oldukları için. Hiç bir şey bunu değiştiremez.
And I believe for the first time I... I'm just beginning to understand what it's all about, what I really am and what I really want.
Ve inanıyorum ki ilk kez hayatımı gerçek anlamda anlamaya başladım.
Baby, it's just the beginning for us.
Ben de üzgünüm, Bay Hatcher.
All Ramon's joys will be yours... as if it were your finirst trip and the battle were just beginning.
Sanki bu senin ilk yolculuğunmuş ve savaş yeni başlıyormuş gibi Ramon'un tüm neşesine sahip olacaksın.
You must realize that today, in Germany, anything can happen... even the improbable, and it's just the beginning.
Şunu kafana sok, bugün Almanya'da her şey olabilir. En olmayacak şeyler bile. Daha yeni başladı her şey.
It's just the beginning, yes.
Bu sadece başlangıcı, evet.
This is not all, it's just the beginning.
Bana neredeyse bedavaya geldi.
I'm just telling you that it was handled all wrong from the very beginning.
Tek dediğim durumun tamamen yanlış idare edildiği. En başından beri durum yanlış idare edildi.
Death is not the end, it's just the beginning.
Ölüm son değildir, sadece başlangıçtır.
It's just the beginning, E.G.
Bu daha başlangıç, Emma.
No, it's just that... every new turn seems to lead us right back to the beginning, you know?
Hayır ben sadece... Her yeni gelişme bizi başa döndürüyor.
And it's just the beginning.
Ve bu sadece bir başlangıç.
Over? Why, it's just the beginning.
Niye, daha yeni başlıyor.
If this works out, it's just the beginning of a spree to cover the entire Southwest.
Eğer işe yararsa, büyük bir çılgınlığın başlangıcı olur.
It's just the beginning.
Galiba bu daha başlangıç.
This is just the beginning... but it's up to you.
Daha yeni başlıyor... ama size bağlı.
I don't know, maybe it's just the post-gunshot blues, but I'm beginning to feel like I'm not exactly cut out for this line of work, you know?
Bilemiyorum, belki de yalnızca vurulma sonrası bunalımıdır ama bu iş için çok da uygun olmadığımı düşünmeye başlıyorum.
The show's just beginning, and they don't even know it.
Şov daha yeni başlıyor ve bunu bilmiyorlar bile.
It's just the beginning, pal.
Bu sadece başlangıç, arkadaş.
In the beginning you are bored just of the idea, but finally... it's done quicker than you expected.
İlk başta düşüncesi bile canını sıkar ama sonunda düşündüğünden de çabuk biter.
It's just that from the beginning, all our marriages have been so blessed.
Tüm evliliklerimizin kutsandığı bir başlangıç için sadece.
What if it's just the beginning?
Ya daha yeni başlıyorsa?
It's just the beginning.
Bu sadece bir başlangıç.
The Band of the Hawk itself, and victory in several battles... It's merely a first step, just the beginning.
Şahin Takımı asıl şimdi güçlenmeye başlıyor.
It did not occur to Arthur that he should try to relieve her guilt... or offer to share the blame nor did it occur to Eleanor... that she had just committed the same mistake as all women... since the beginning of time.
Suçluluk duygusunu azaltmak ya da paylaşmak Arthur'un aklına gelmedi. Zamanın başlangıcından beri bütün kadınların yaptığı yanlışı tekrarladığı Eleanor'un aklına gelmedi.
It's just the beginning.
Bu sadece başlangıç.
For some people, it's just beginning - the Jews, for instance.
Bazı insanlar için, savaş daha yeni başlıyor - Yahudiler için, mesela.
It's just the beginning of a long lucky streak.
Umarım bu, uzun şanslı bir yolun başlangıcıdır.
An arctic wolf pack may range over a thousand square miles to find sufficient food to survive. And locating their prey is just the beginning of a dangerous encounter that fails more often than it succeeds.
Bir kutup kurdu hayatta kalabilmesine yeterli yiyeceği bulmak için binlerce kilometrekarelik alana yayılır ve avlarının yerini tespit etmek tehlikeli bir mücadelenin sadece başlangıcıdır ve genellikle zaferdense başarısızlıkla sonuçlanır.
It's just a little bit you have to watch it's in the, the beginning...
- Sen kısacık bir yerdesin, başlarda. - Bu biziz!
It's just... this majorly chilling effect cause you know exactly in the beginning... what's going to happen in the end.
Bir an sonra ne yapacakları belli olmaz. Sakın bu söylediklerimin seninle ilgisi olduğunu düşünme.
You know, maybe it's best if we just go back and begin at the beginning.
En iyisi en baştan başlamak olacak.
It's just the beginning!
Sadece başlangıç!
I say it's just the beginning.
Ben buna sadece başlangıç derim.
A guy hands you a light envelope, it's just the beginning.
Biri sana hafif bir zarf getiriyorsa, bu başlangıçtır.
I think it's just the beginning, sir.
Sanırım bu sadece başlangıç, efendim.
It's just the beginning.
Daha başındayız.
Well... well, in the beginning, it's just- - anything is possible... and it's really exciting.
Şey.. başlangıçta... her şey mümkündür ve... çok heyecan vericidir.
- It's just the beginning.
- Bu sadece başlangıç Paul.
It's just the beginning f or you.
Hayat yeni başlıyor.
No, it's okay, we'll just, uh, we'll just start from the beginning.
Hayır, ziyanı yok. En baştan başlamamız gerekiyor.
- It's just the beginning. - Oh, yeah?
- Ne gibi?
But it's not just them. People in the party are also beginning to object...
Sadece gazete değil, partidekiler de bunu konuşuyor.
- Slow down... It's just the beginning!
- Yavaş ol, daha yeni başlıyor!
It's just the beginning of the season.
Daha sezonun başı.
And it's just the beginning.
Benim istihbaratım mükemmeldir, Bay Manek Rao
That's just the beginning of it, because I would bring the tire... and change it, I'll put the tire on your car while you're mowing the lawn. Or anything else that that you want to do.
Bu sadece başlangıç, çünkü lastiği ben getirip değiştireceğim siz çimleri biçerken, lastikleri arabaya ben yükleyeceğim veya canınızın istediği herhangi bir şey yaparken.
It's just the beginning.
Bu daha başlangıç
it's just 7387
it's just us 148
it's just sex 51
it's just a game 119
it's just me 474
it's just a joke 49
it's just a dream 89
it's just amazing 21
it's just business 103
it's just that 910
it's just us 148
it's just sex 51
it's just a game 119
it's just me 474
it's just a joke 49
it's just a dream 89
it's just amazing 21
it's just business 103
it's just that 910