It's only a matter of time traduction Turc
985 traduction parallèle
It's only a matter of time before we secure him.
Onu ele geçirmemiz an meselesi.
It's only a matter of time.
Sadece an meselesi.
- No, not yet. It's only a matter of time, of course.
Sadece zaman sorunu aslında
I don't think so, but it's only a matter of time.
Hayır, kaçırmadım, ama kaçırmam an meselesi.
I guess it's only a matter of time till he shows up here.
Sanırım buraya gelmesi an meselesi.
We've managed to get away with it so far, but it's only a matter of time until we're found out.
Bu güne değin atlatmayı becerdik. Fakat yakalanmamız an meselesi.
Once you start talking it's only a matter of time.
Konuşmaya başladıktan sonra işi zamana bırakın.
It's only a matter of time before these children get entirely out of hand.
Bu çocukların tamamen kontrolümüzden çıkması an meselesi.
- You may be only a general now, but it's only a matter of time before you're an admiral.
- Şimdi general olabilirsiniz ama sizi amiral yapmaları çok zaman almayacaktır.
It's only a matter of time before you lose this battle.
Bu sadece siz savaşı kaybetmeden zaman meselesidir.
- It's only a matter of time.
- Karşılaşmaları an meselesi.
And that it's only a matter of time before China has atom bombs.
Ve Çin'de çok yakında atom bombası üretileceğinden bahsediyordu.
It's only a matter of time before we get Chuji.
Chuji'yi yakalamamız an meselesi.
It's only a matter of time.
Bu bir an meselesi.
It's only a matter of time.
Sadece zaman sorunu var.
Most them still believe it's only a matter of time before we're picked up.
Herkes hâlâ şuna inanıyor maalesef, "Biz almaları sadece bir zaman meselesi." imiş.
It's only a matter of time, isn't it, Doctor?
Sadece zaman meselesi, değil mi, Doktor?
For us, it's only a matter of deferring all combat until such time as the balance of forces swings in favor of the Resistance.
Bizim için en önemli şey kuvvetlerin dengeleneceği zamana kadar savaşmayı ertelemek Direniş'in iyiliğinedir. Anlıyorum.
It's only a matter of time.
Savaşı kaybetmemiz artık an meselesi.
And he never did find it... but he knows it's in there somewhere... and it's only a matter of time till his wife comes across it.
Asla bulamadı ama evde bir yerde olduğuna adı gibi emin karısının bulması da an meselesi.
It's only a matter of time.
An meselesi.
No, now that your boss has given us all you folks to help in the hunt, it's only a matter of time.
Hayır, patronunuz sizi bize şimdilik avda yardım etmeniz için verdi, bu sadece bir zaman meselesi.
- No, but it's only a matter of time.
- Hayır ama olması an meselesi.
- It's only a matter of time.
- Sadece an meselesi.
It's only a matter of time.
Biraz zaman gerekiyordu.
Then it's only a matter of time.
O zaman söylemesi an meselesidir.
- It's only a matter of work and time.
Diğerlerinin hazır olması da sadece zaman meselesi.
Hitler reinforced Rommel's forces in Tunisia, but with the British Eighth Army closing from the east, it could only be a matter of time before the entire African coastline was in Allied hands.
Hitler, Rommel'in Tunus'taki kuvvetlerine destek yolladı ancak Sekizinci İngiliz Ordusu'nun doğudan yaklaşmasıyla tüm Afrika sahilinin Müttefiklerin eline geçmesi işten bile değildi.
It's only a matter of time.
Yakalanması an meselesi.
Lambert, it's only a matter of time before Sonny Duckworth of Sludgemere strikes again!
Lambert, Sludgemere'li Sonny Duckworth'ün aklına mutlaka bir şeyler gelecektir!
It's only a matter of time.
Yalnızca zaman meselesi!
It's only a matter of time before their base ships attack.
Merkez gemilerinin saldırısı sadece zaman meselesi.
And while hunger hasn't yet taken a life, it's only a matter of time now.
Açlıktan henüz kimse ölmedi ama yakında o da olacak.
And while hunger hasn't yet taken a life, it's only a matter of time now.
Cylonlardan kurtulmamızdan beri birkaç yüz insan öldü ve açlık henüz hiç can almasa da bu şimdi sadece bir zaman meselesi.
The students here find it's only a matter of time before they become invincible.
Burada öğrencilerin yenilmez olması sadece zamana kalmış birşeydir.
It's only a matter of time.
Sadece bir zaman meselesi.
Fire and water are powerless against it, and it's only a matter of time before it starts to walk.
Ne ateş ne de asit bu şeye zarar veremez. Ya da kendi başına yürüyene dek hareket ettiremezsiniz.
It's only a matter of time until the world becomes ours!
Dünyanın bizim olması sadece bir zaman meselesi olacak!
They'll maintain their promises, it's only a matter of time.
- Verdikleri sözlerini tutacaklar, bu sadece an meselesi artık.
It's only a matter of time.
Bu artık sadece bir zaman meselesi.
It's only a matter of time before we find her.
Onu bulmamız an meselesi.
It's only a matter of time before the structures crash
Yapılar yıkılmadan önceki bir sorun gibi.
It's only a matter of time before they find I've slipped them.
Onları serbest bıraktığımı anlamadan önce az bir zamanımız var.
It's only a matter of time now.
Yakalanması an meselesi.
I mean it's only a matter of time before Serrano vanishes this guy from the planet and I'm out $ 450,000.
Serrano'nun bu adamı yeryüzünden silmesi an meselesi ve ben 450 bin dolar kaybedeceğim.
If you're not breaking the law now, the smart money says that it's only a matter of time before you will.
Eğer şimdi kanunları çiğnemiyorsanız, akıllı para bunun sadece bir zaman meselesi olduğunu söylüyor.
Maddox is right. It's only a matter of time... before we go tactical on this shithead.
Bu lanet herifi özel timle indirmemiz an meselesi.
it's only a matter of time.
Zamanla geçer.
It was only a matter of time.
Sınırdan dönmüşüz.
It's only a matter of time.
Fazla zaman kalmadı.
It's only a matter of time before they put it together.
Parçaları birleştirmeleri sadece zaman meselesi.