It's ours traduction Turc
1,348 traduction parallèle
It doesn't have a body, so it's borrowing ours.
Bir vücudu yok bu yüzden bizimkileri ödünç alıyor.
This wasn't Leo's decision, it was ours.
Bu Leo'nun seçimi değildi, bizim seçimimizdi.
Means it's ours.
Bizimdir demek.
It's ours.
Bizim çünkü.
The keg we gotta return by 6 : 00, but the beer in the keg, it's all ours, baby.
Fıçı saat altıda geri gidecek. Ama fıçıdaki bira tamamen bizimdir gençler.
I mean, it's not like his life is so much tougher than ours.
Yani onun hayatı bizimkinden daha zor değil gibi
It's out of experience, like ours, that a better world will be built
Bu emsalsiz deneyim ile, yeni bir dünya kurulacak.
It's ours, it is, and we wants it!
O bizim, bizim ve onu istiyor biz!
They know it's ours.
İşin bizim olduğunu biliyorlar.
It's a friend of ours that we buried here just to save expense.
pahalı olduğu için bir arkadaşımızı buraya gömmüştük.
It's nine years to every one of ours.
Her birimize 9 yıl.
Definitely, it's one of ours.
Bizimkilerden biriymiş.
Hey boys, it's all ours now.
Hey çocuklar, artık hepsi bizim.
We took on the debt, OK, we own it. It's ours. Ours?
Borç aldık.
Ours. It's our turn, baby.
Bizim sıramız bebek.
- And... it's ours. - Shut up.
- Bizim planımız.
It's better than ours.
Bizmkinden daha iyi.
Actually, it's both of ours.
Aslında o ikimi..
- I bet it's one of ours.
- Bahse girerim bizimkilerden biridir.
Not the council's, not the bank's. It's ours, Mam.
Bu bizim karavanımız anne.
Sign here. It's ours.
Burayı imzala.
And it's ours... to look at and to cherish for the rest of our lives.
Ve burası bizim... Hayatımızın geri kalanında oraya bakıp anılarımızda yaşatmamız için.
- It's ours, Benny.
- O bizim paramız, Benny.
Here we are. It's a great pleasure of ours.
İşte buradayız, bu bizim için büyük bir zevk.
Check if it's one of ours.
Bizimkilerden biri olup olmadığını kontrol edin. Hemen!
There are more women on this planet than men, and it's time we start taking what's ours!
Bu gezegende erkekten çok kadın var. Bize ait olanı geri alma zamanı artık geldi.
I mean, everything, everything in this house is yours. No, Jim, it's ours.
Konu şu ki bol bol yerim yok ve ufacık alanımı da sen işgal ediyorsun.
This isn't Claire's idea. It's ours.
Claire'in değil, bizim fikrimiz.
We don't know what her body is or how the parasites can possess her body faster than ours, so if it's all the same to you...
Vücuduna ne olduğunu ve parazitin nasıl bu kadar hızlı ele geçirdiğini bilmiyoruz. O yüzden sizin için mahsuru yoksa- -
Yeah, let's redo the place, really make it ours.
Evet burayı daha kendimize özgü şekilde yeniden yapalım.
Just one more loose end to tie up, and it's all ours.
Sadece halletmemiz gereken tek bir şey kaldı, sonra hepsi bizim.
NO, IT'S OURS. THIS IS OUR WAY OF SAYING THANKS FOR ALL YOU DID FOR OUR WEDDING.
Bu bizim size düğünde yaptıklarınız için teşekkür etme yolumuz.
LIKE IT'S OURS?
?
Ton, let's not forget. It was a friend of ours, Joe Columbo who founded the first Italian anti-defamation organization.
- Unutmayalım Ton, ilk İtalyan asıllı Amerikalıları karalama karşıtı derneği ilk kuran da bizim bir dostumuz, Joe Columbo'ydu.
So then, it's not really ours. Sure it is, 1 / 24th - and-a-half yours.
Pekala, eğer onu olabildiği kadar çok şişmanlatmak istiyorsanız..
Guess it's ours now.
Sanırım şimdi bizim oldu.
It's ours!
O bizim!
The idea was to dominate no-man's-land, to say to the enemy, "It's not no-man's-land, it's ours."
Fikir, cepheler arasındaki bölgeye egemen olmaktı. Böylece düşmana, "Sahipsiz toprak yok, burası bizim" denmiş olacaktı.
I think it's one of ours, sir.
Sanırım bizimkilerden biri, efendim.
That's not one of ours, it can't be.
Bizimkilerden biri değil bu, olamaz.
It's not one of ours!
Bizden biri değil!
It's people like you, the church people... who are the backbone and the spirit of this great land of ours.
Ülkemizin ruhu olan, ve onu ayakta tutan.. .. sizin gibi insanlar, kilise insanları.
It's the same thing. They make their case, we make ours.
Onlar kendi davalarını, bizse bizimkini sunarız.
It's a bit dirty, and some granates... but not ours!
Biraz kirli ve bomba hasarı var. Ama bizden değil!
It's ours, ours!
- Bizim bizim bizim, öff!
It's really very sad but every effort of ours... to bring about an improvement in Radhe's condition, has failed
Çok üzücü, fakat Radhe ´ nin durumunu... "düzeltecek tüm çabalarımız, boşa çıktı"
We don't know if it's ours, but we never doubt it.
Bizim olup olmadığını bilmeseydik bile, hiç şüphelenmezdik.
It's not one of ours.
Bu bizimkilerden değil.
- Yep, ours. What's about it?
- Evet bizim. ne istiyorsun?
I believe it's in his best interest and ours to remove him from field duty.
Ama psikolojik değerlendirmeden geçmeden ve Tıp Bölümü tarafından onaylanmadan hem onun hem de bizim iyiliğimiz için aktif görevden alınması gerekiyor bence.
It's one of ours.
Bizimkilerden biri.
ours 259
ourselves 56
ours too 16
it's fine 7136
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
ourselves 56
ours too 16
it's fine 7136
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
it's me 10254
it's not 5855
it's all right 8832
it's about damn time 34
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's okay 22028
it's warm 139
it's me 10254
it's not 5855
it's all right 8832
it's about damn time 34
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322