English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / It's theirs

It's theirs traduction Turc

246 traduction parallèle
Give each family 10 acres, a horse, a cow and some seed, and if they worked the farm for three years, it's theirs.
Her aileye 4 dönüm toprak, 1 at, 1 inek ve tohum verecektim ve çiftliği üç yıl işlettiklerinde onların olacaktı.
I don't doubt that, but it's your word against theirs. That don't hold up in court.
Bundan hiç şüphem yok ama mahkemeyi ikna edecek... bir deliliniz yok.
It's just my word against theirs!
Onların sözüne karşı benimki!
It's something to do with this atomic invention of theirs.
Bu onların bu atom buluşu ile ilgili bir şey.
It's theirs, they can do with it as they please.
İkon onların, onunla gönüllerinden ne geçerse yapabilirler.
Sure since it's not theirs.
Onların malı değil ki ama.
I built it up for myself. But it's still theirs when I die, isn't it?
Ama ben ölünce onların olmayacak mı?
This business of going to court, ah, it's a waste of time... theirs and mine.
Mahkemede ikimiz de boşa vakit harcamamış oluruz.
It's theirs.
Bu onların.
It's not theirs.
Onların değil.
It's not a question of lowering our standards but of helping others to raise theirs.
Bizim standartlarımızı düşürme değil onlarınkini yükseltmeye yardım etme sorunudur bu.
A sign, and if you put this sign on the side of your own carriage... and beat theirs to the mine by leaving just as it's morning, then you get?
Bir tabela ve eğer sen kendi arabanın yan tarafına bu tabelayı koyarsan ve sabahleyin madene gidip onların yerine altınları alırsınız, yapabilir misin?
It's one of theirs.
Bu onlardan biri.
It's theirs.
Onların o.
Mine or not, it's not gonna be theirs.
Fark etmez, onların da olmayacak.
It's a half million dollars and our hides against theirs.
Bir buçuk milyon dolar ve onların karşı gizler olduğunu.
I think it's for theirs.
- Bence onları işine geliyor.
It's a one-way option, theirs.
Karar, onlarin. Ne?
- It's theirs now.
- Ev artık onların.
- Since it's theirs.
- Zaten kendilerine ait olduğuna göre.
I love you. If I'd done it, I'd ask for your forgiveness, not theirs.
Seni seviyorum, paraları çalmış olsaydım bile gelir senden özür dilerdim, onlardan değil.
- It wasn't theirs to sell. An old lady gave it to them to engrave. She's about 80 and dying.
- Yaşlı bir kadın bunu istemiş ve şimdi ölmekte ve birisi de onu sergi dolabına koymuş...
It's not good to covet what is not theirs.
Kendine ait olmayan bir şeyi istemek hayırlı değildir.
- It's that stupid cat of theirs!
- Onların şu aptal kedisi!
But for right now, it's my word against theirs, isn't it?
Ama şu andan itibaren benim sözüme karşılık onların ki değil mi?
It's because they lose theirs and we don't, and they hate us for it.
Onlarınki dökülüyor ama bizimki dökülmüyor, Ve bunun için bizden nefret ediyorlar.
All I'm sayin'is if I do play next year, it's gonna be on my terms, not theirs.
Demek istediğim şu ki, gelecek yıl oynarsam, kendi şartlarıma göre, onlarınkine göre değil.
I mean, how do they even know that it's theirs?
Demek istediğim, onların olduğunu bile nereden biliyorlar?
It's theirs.
Onların.
It's your word against theirs.
Söylediklerinin tersini söylüyorlar.
Well, it's not like it's theirs to waste.
Şey, parayı kafalarına göre çarçur edemeyecekler.
It should do the same for theirs.
Onlar için de, aynısı gerçekleşecektir.
It's theirs.
Onların mavisi.
Tell them it's all theirs.
İşin onlara kaldığını, söyle.
IF WE DON'T SNUFF THIS OUT, WE MIGHT AS WELL GIVE THEM THE KEYS BECAUSE IT'S NOT OUR PLACE, IT'S THEIRS.
Eğer buna son vermezsek onlara evin anahtarını verebiliriz çünkü artık bizim evimiz değil, onların evi olmuş olur burası.
I suppose it ´ s a tradition of theirs.
Sanırım yöntemleri bu.
In my opinion, for what it's worth... they don't understand male sexuality worth a damn... any more than we do theirs.
Bana göre... erkek cinselliğinden... bir halt anladıkları yok... bizim onlarınkini anlayabildiğimizden daha çok değil.
It's theirs.
- Onlar verdi.
It's a little favor, a tiny lie and you're theirs.
Küçük bir rica, küçük bir yalan ve onların olursun.
It's a very evil thing for them to think they are theirs...
Çocuklarının onlara ait olduklarını düşünmeleri çok şeytanca bir düşünce.
This is religion, Ella, and it's theirs, you know that.
Bu bir inanç Ella, onların inancı, biliyorsun.
It's an old trick of theirs to use women and children to transport guns and explosives.
Genelde silahları ve patlayıcıları taşırken kadın ve çocukları kullanıyorlar.
They can't, it's our window, not theirs.
Yapamazlar, bu bizim penceremiz, onların değil.
There's your side, there's theirs and me in the middle trying to make it look like peace.
Senin tarafın olur, onların da ve ortadaki ben, bunu barış gibi göstermeye çalışırım.
It's theirs, but it should be yours too.
Bu bakış şu an onlarda ama sizde de olmalı.
It's madness to draw someone into your destiny or to enter theirs.
Birisini kaderine ortak etmek ya da onunkini paylaşmak delilik.
The establishment is trying to infect as much of the galaxy as it can with this contagion of theirs, and they're going to want to find out who gave it to us, and then they're gonna mind-frell me...
Kurum bu bulaşıcı şeyleri ile galaksinin ulaşabildikleri kadar büyük bir kısmını enfekte etmeye çalışıyor, ve bunu bize kimin verdiğini bulmak isteyecekler, ondan sonra da benim zihnimi temizleyecekler...
We, we, we leave it unlocked, but the... all of the other suites leave theirs unlocked, and we should probably lock it but it seems antisocial...
Kilitlemiyoruz ama -... diğer bütün daireler de kilitlemiyor ve muhtemelen kilitlemeliyiz ama asosyal bir davranış gibi geldi -
And if they turned round and see that this creature, his companion of theirs, is frightened about something, it's very useful
Örneğin, grup üyesinin korktuğu şeyi dönüp görmesi korkunç bir durum olsa da her zaman işine yarardı.
But it's your life now, not theirs.
Ama simdi bu senin hayatin, onlarin degil.
Now it's theirs again,
Şimdi tekrar onların,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]