It's too far traduction Turc
1,155 traduction parallèle
I hope you'll come see us in the hospital, though it's far too early yet, since it's not due until March.
Umarım gelir, bizi hastenede görürsün, gerçi daha çok erken, daha Mart'a çok var.
Man, it's too far out.
Çok uzakta.
Bronte, it's too far!
Orası gerçekten çok uzak.
It's too far a piece to drive them back to the outfit.
Sürüden çok uzaktalar, geri götürmek çok zor olur.
But it's far too late to find a suitable donor.
Ama uygun bir beyin bulmak için fazlasıyla geç.
yes that's what they told me when I went too far in the violence. I hate violence, but we need it.
Şiddetten nefret ederim, fakat ona ihtiyaç duyarız evet, şiddetin ötesine gittiğimde bu onların bana söylediği şeydi.
It's possible that Sir Robert has gone too far this time, and is guilty of murder.
Şu da mümkün ki, bu sefer çok uzaklara gitti ve Sir Robert cinayetten suçlu.
It's far too far off the ground.
Yerden çok çok yüksekte.
It's too far.
Çok uzak.
- It's much too far.
- Olmaz, çok uzak.
It's going too far.
Durum kötüye gidiyor.
Right in front of you, it's not too far.
Tam önünüzde!
It's gone too far out here.
Fazla ileri gittiler.
When you flaunt the line of your leopard underwear through your far-too-thin pants you're begging for it, mister.
Elbette. İncecik pantolonundan leopar desenli iç çamaşırını sergilersen kendin aranmış olursun, bayım.
It's too far gone.
Çok ileri gitme
You want him to go from contemplating suicide to living with a disability, but it's too far.
Ondan tasarladığı intihar yerine maluliyeti yaşama yolunu... seçmesini istiyorsun ama o yol çok uzun.
Mabel says it's too far.
Mabel'ın işyeri çok uzakmış.
It's been far too long.
Uzun zaman oldu.
We're too far away from the accident. It's here.
Ama kazanın olduğu yerden çok uzaktayız.
- Reverse. It's too far.
- Geri, çok oldu.
When you leave, it'll be far too soon.
Sonunda balayına doymamış olacaksınız.
It's Been Left Untreated For Far Too Long.
Çok uzun zamandır tedavi edilmemiş.
It's too far, I won't make it.
Başaramam. - Başarırsın.
Oh, it's far too early.
Çok erken. Ben gideyim.
- You got a pass? - Come on, it's not too far, you little wimps.
- Hadi, sizi ibneler çok uzak değil.
- It's gone too far.
Artık çok geç.
It's going too far, Zoe.
Çok ileri gidiyor, Zoe.
It's far too dangerous.
Haddinden fazla tehlikeli.
It's not too far.
Çok uzakta değil.
It's just... Too far.
Çok uzakta.
But my neck's a little too far out on this as it is.
Ama boynum oldukça ince bu olaylar için.
It's too far.
- Çok uzak.
Well, it's too far downstage.
Ama sahneye çok yakın.
Shit, it's too far.
Kahretsin! Mesafe çok uzak!
It's altogether far too quiet.
Çok uzak ve sessiz.
It's so easy to go too far!
Uzaklaşmak çok kolay!
It's gone too far.
Bu çok ileri gitti.
It's gone too far for that.
Aldıracak zamanı çok geçti.
It's not too far now.
Yaklaştık.
It's far too long since you were here, and very kind of you to call.
Sizi görmeyeli uzun zaman oldu Bay Bingley, ziyaretiniz çok ama çok nazik bir davranış.
It's been far too many years.
Çok uzun yıllar oldu.
They've gone too far. It'd be wrong for us to stop them now.
Onları geri getirmemiz çok yanlış olur.
No, Kit, it's too far.
Hayır Kit, orası çok uzak.
It's far too rich.
Çok ağır gelir.
It's gone too far.
olay çok büyüdü.
It's gone too far.
Fazla uzadı, iyice zıvanadan çıktı.
It's gone too far.
Çok yayılmış.
I can't commute. It's too far.
Her gün Varşova'ya gidemem çok uzak.
Hogan, it's gone too far.
Hogon, çok ileri gitti.
It's too far.
Çok uzakta.
And that's not too far from here, Kostya, is it?
Orası buraya çok yakın, değil mi?
it's too far away 20
it's too late 1593
it's too late for me 32
it's too much 352
it's too late now 142
it's too loud 51
it's too expensive 49
it's too cold 57
it's too early 104
it's too easy 69
it's too late 1593
it's too late for me 32
it's too much 352
it's too late now 142
it's too loud 51
it's too expensive 49
it's too cold 57
it's too early 104
it's too easy 69