It's very expensive traduction Turc
194 traduction parallèle
It's priceless... priceless... it's very expensive,
O yüzüğün değerini biliyor musun?
It's very expensive, but that doesn't matter.
Çok pahalı, ama hiç önemi yok.
- Uh, it's very expensive.
- Çok pahalıdır.
Even if I do, it's very expensive You want to buy it?
Bulsam bile, çok pahalı. Satın almak istiyor musun?
The medicine is very expensive - it's a new product, made in America.
İlaç çok pahalı. Yeni bir ilaç. Amerikan malı.
That's very expensive, isn't it?
Çok pahalı değil mi?
It's very nice, if it isn't too expensive.
Çok güzel, eğer çok pahalı değilse.
- It's not your fault. Kids, this is a very expensive number.
Çocuklar, bu çok pahalı bir şarkı.
- It's from a very expensive shop!
- Oldukça pahalı bir dükkandan.
It's a very expensive funeral.
Çok pahalı bir cenaze.
It's a very expensive dignity.
Bu şeref bize çok pahalıya mâl oldu.
It's a very expensive frame.
Çok pahalı bir çerçeve.
I understand that it's set forth, but the glass is very expensive.
Anlıyorum, fakat bardak çok pahalı.
It's very expensive, no?
Gerçekten mi? Bu çok pahalı, değil mi?
- It's very expensive.
- Çok pahallı.
- But it's very expensive.
- Ama çok pahalı.
it's very expensive.
Çok pahalıdır.
I think she will too, it's a very nice frame and - I'm Al Bundy. I called about that expensive watch.
Bundan sonra yatak odama davetsiz girecek olan adam tahta bacaklarla yürüyecek.
Willy, it's very expensive.
Willy, çok pahalı.
- It's a very expensive gun.
Bundan bende daha çok var.
It's actually a little bit like Russian roulette. A very expensive commodity.
Belki de daha çok Rus ruleti gibi, çok yüksek bedeller ödeniyor.
It's very expensive.
Çok pahalı olur.
It's a very expensive scent.
Bu, çok pahalı bir koku.
It's very expensive.
Çok pahalı.
You could, but it's a very complicated procedure and would be very expensive,... especially to produce the quantities for a clinical trial.
Olabilir ama bu çok karmaşık bir süreçtir ve aşırı pahalı olabilir,..... özellikle de kliniklerde kullanılacak derecede çok olursa.
- It's very expensive, Douglas.
- Bu çok pahalı, Douglas.
They don't know, but it's something very sophisticated, very expensive and very, very Euro.
Bilmiyorlar ama, çok gelişmiş, çok pahalı ve çok çok Euro ediyor.
Uh, it's very, very expensive.
Ah, bu çok çok pahalı.
It's a big, big restaurant, very expensive, very good.
* Çok büyük bir restorandır. Hem pahalı, hem de çok iyidir.
It's very expensive.
Çok pahalıydı.
Of course it's very expensive and it takes a long time
Elbette pahalı ve uzun süreçli bir yöntem.
It's very expensive perfume, Anton.
Eskiden bu parfümü kullanırdım.
- It's very expensive.
- Pahalı.
As a matter of fact, it's a very expensive one..... which removes the risk of crashing your system.
Aslında çok pahalı. Ama bilgisayarınızın çökmesi riskini tamamen ortadan kaldırıyor.
It's a soup kitchen, and you're giving'em very expensive salmon.
Burası çorba mutfağı ve sen onlara çok pahalı somon balığını veriyorsun.
- It's my experience that nothing can get very expensive.
- Tecrübelerime göre hiçbir şey...
It's a very expensive hotel, okay?
Bu çok pahalı bir otel, tamam mı?
It's very expensive.
Çok pahalıdır.
It's a very expensive operation.
Çok pahalı bir operasyon.
When it's in love, it gives its girlfriend an orchid, a flower that's beautiful and very expensive.
Aşık olduğunda sevgilisine çok kıymetli olan bir orkide çiçeği verir.
The guy kicks, they can add the chair using the computer, but I know it's very expensive, this is the cheap way to make our own movies.
Adam tekme atar, onlar da sandalyeyi bilgisayar kullanarak eklerler, fakat bildiğim bunun çok pahalı olduğu, biz kendi filmlerimizi ucuz yollardan yapmaya bakarız.
It's just RD's very expensive. OK?
Sadece AR-GE çok pahalı, tamam mı?
I am sure Matteo will like it. It's probably very expensive, though...
Eminim Matteo beğenecektir ama fiyatını sorun edebilir.
Yes, but it's made from very expensive material.
- Evet, çünkü malzemesi çok değerli
You know, this restaurant is very well known for their very expensive dinners... but for you, it's...
Bu restoran çok pahalı yemekleriyle meşhur. Fakat senin için bu...
- It's very expensive.
- Ama çok pahalı.
And if they come back to you with very expensive jewelry then it's meant to be.
Sana pahalı mücevherlerle dönerse kısmet demektir.
It's a watch, a very expensive diving watch, so that if Nathan ever finds himself 2000 feet under water and needs to know what time it is, he ain't gonna be looking at a motorcycle.
Acayip pahalı bir dalgıç saati. Eğer Nathan kendini suyun 60 metre aşağısında bulursa motosiklet yerine saate bakacağını anlayacak.
It's not a very expensive barrette... but it was filmed in a scene... and in the next scene, it can't just disappear.
Toka aslında önemli değil ama çektiğimiz karelerde göründü, birden ortadan kaybolamaz..
It's a good thing I didn't do it, it sounds like a very expensive wedding.
- Bunu yapmamam iyi olmuş. Çünkü sanırım bu çok pahalı bir düğün olurdu.
and it's very expensive, so please be careful.
... ve onlar çok pahalı, bu yüzden lütfen dikkatli olun.
it's very nice of you 19
it's very kind of you 45
it's very nice 212
it's very hot 34
it's very good 223
it's very pretty 63
it's very beautiful 65
it's very cool 29
it's very funny 42
it's very simple 285
it's very kind of you 45
it's very nice 212
it's very hot 34
it's very good 223
it's very pretty 63
it's very beautiful 65
it's very cool 29
it's very funny 42
it's very simple 285