It's your favorite traduction Turc
370 traduction parallèle
It was your Uncle Homer's favorite corner.
Homer Amcanızın en sevdiği köşeydi.
And you don't leave it behind in your husband's drawer in your favorite handbag.
Bunları kocanın çekmecesinde, en sevdiğin el çantanda bırakmazsın.
It's not good when you can't even remember your favorite things.
En sevdiğin şeyleri bile hatırlayamamak iyi değil.
- But it's your favorite dog, Father.
- Ama o en sevdiğin köpeğin, baba.
It's your favorite dish.
Bu en sevdiğin yemek. Aç değilim.
- It's your favorite.
- En sevdiğin koşum takımı.
It's always an honor to greet you. You have your favorite number, 11.
Her zamanki gibi, 1 1 numaradasınız.
It's not like you. Hi, I brought your favorite today.
Burası 555-3069.
Mama made you lemonade because it's your favorite. I'll get it.
Annem size limonata yaptı çünkü en sevdiğiniz. Getireyim.
Mama made you lemonade because it's your favorite.
Annem size limonata yaptı çünkü en sevdiğiniz.
It's your favorite group and everything.
Onlar senin en sevdiğin grup.
It's your favorite.
En sevdiğin şey.
Yeah, it's your favorite show.
Tabii senin en favori dizin.
It's your favorite, right?
En sevdiğin, değil mi?
All right, this is it. it's your favorite place.
Burası senin favori yerin, Dale.
It's chocolate chip, your favorite.
O çikolatalı, en sevdiğiniz müzik.
It's gardenias, Johnny, your favorite.
Gardenya kokusu Johnny, çok seversin.
It's me, your favorite nephew, Kevin!
Benim, yeğeniniz Kevin!
It's your favorite place.
En sevdiğin yer.
It's one of your favorite fantasies, isn't it?
Bu en sevdiğiniz fantezilerden biri, değil mi?
It's your favorite flavor. Liver buffet. Where are you?
En sevdiğin yemek var ; ciğer.
It's your auntie's favorite.
Bu teyzenin en sevdiği yemektir.
It's your favorite.
Bu senin en sevdiğin.
It's your favorite mountain tea.
Bu senin en sevdiğin, dağ çayı.
It's your favorite.
O senin en sevdiğin.
And I know it's not your big money song, but it's my favorite.
Biliyorum, senin para şarkılarından değil ama benim favorim.
It's schmaltz and grundei soup- - Butch and your father's favorite.
Karidesli balık çorbası. Butch ve babanın en sevdiği yemek.
It's your favorite.
En sevdiğin olduğunu biliyorum.
It's your favorite.
Bu en sevdigin.
And here we are, on a perfect day, foraging for an exceptionally lovely variety of orchid... your favorite flower... and all you can say about the experience is that it's adequate.
Ve güzel bir günde yiyecek amaçlı keşfettiğimiz bir orkide için buradayız- - sizin en sevdiğiniz çiçek- - ve sizin bu konuda söylediğiniz tek şey yeterli.
It's red silk, your favorite.
Kırmızı ipek, favorin.
It's your favorite John.
En sevdiğin erkeğin.
Come on, it's strawberries, your very favorite.
Çilekli, senin en sevdiğin şey.
Mm-hmm. It's your favorite.
Senin en sevdiğin.
It's your favorite night and your parents are gone.
Cuma ve ailen burada değil.
It's your favorite time of day, gym time!
Günün en güsel zamanı.Jimnastik zamanı!
It's cold, but it's your favorite
Soğudu ama senin favorin.
Deuce said it's your favorite.
Deuce favorin olduğunu söyledi.
It's not your favorite thing, but you gotta do what's right.
Bundan hoşlanmadığını biliyoruz ama doğruyu yapmalısın.
It's your favorite show.
En sevdiğin program.
IT'S TIME FOR YOUR FAVORITE CLASS.
En sevdiğiniz ders başlıyor.
It's your favorite.
Çok seversin.
Cooper, it's your favorite ball.
Cooper, o en sevdiğin toptur.
That's a rare gift. If you punish him for it... I'll tell everyone your favorite perversion.
Onu bu yüzden cezalandıracak olursan herkese sapkınlığını anlatırım.
It's your favorite.
Bu senin en çok sevdiğin şey.
You know, Tony, I know it's not your favorite subject, but we had some really great news about Ma today.
Tony, en sevdiğin konunun bu olmadığını biliyorum ama bugün hastanede annemle ilgili harika haberler aldım.
But it's your favorite game.
Ama bu senin en sevdiğin oyun.
It's like choosing your favorite jelly bean.
Bu sanki en sevdiğin jelibonu seçmek gibi.
It's her great-grandmother's name, it's her favorite flower, and we planted a whole box of them outside her bedroom window while you were away having three of your chins sucked out!
En sevdiği çiçek. Yatak odasının dışına sen fazlalıklarını aldırırken koca bir kasa diktik.
I knew it was your favorite color. It's beautiful.
En sevdiğin renk olduğunu biliyordum.
And now it's time again for your favorite talk show host, direct from Grove High School, the lovely Lilly.
Ve şimdi en sevdiğiniz televizyon şovu Grove Lisesi'nden canlı yayında sevgili Lilly.
it's your choice 290
it's your birthday 200
it's yours 974
it's your turn 401
it's your move 63
it's your call 289
it's your decision 99
it's your lucky day 103
it's your turn now 40
it's your funeral 64
it's your birthday 200
it's yours 974
it's your turn 401
it's your move 63
it's your call 289
it's your decision 99
it's your lucky day 103
it's your turn now 40
it's your funeral 64