English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / It's yours

It's yours traduction Turc

6,315 traduction parallèle
I take it he's a friend of yours?
Arkadaşın sanırım.
It's modeled after yours.
Sana göre yapılmış.
It's not yours.
Sizin değil.
Go ahead, John. It's all yours.
Buyur John, senindir.
It's yours, along with an exclusive interview.
Senindir. Sadece sana özel bir röportajın yanı sıra.
I'm seven weeks pregnant and there's like a five in nine chance that it's yours.
7 haftalık hamileyim ve çocuk 9'da 5 ihtimal senin.
No, it's yours, Jim.
İş senin Jim.
It's all yours.
Hepsi senin.
Believe me, Gloria, it's the furthest thing from my mind, but apparently not from from yours.
İnan bana Gloria, benim aklımdan geçen son ihtimal bu ama senin için aynı şey geçerli değil galiba.
It's yours.
Bu senin.
- Come and see if it ´ s one of yours.
- Seninkilerden biriymiymiş gel ve gör.
CULEBRO : It's not yours, so why die for it?
Sizin değil, neden uğruna ölesiniz ki?
But my vision of this country and where it should be headed is different from yours.
Ancak bu ülkeye olan bakış açım sizinkinden farklı.
- It's not yours?
- Senin değil?
It's yours now. You'll probably have someone of your own.
Esas senin vereceğin biri olur belki.
Better than yours, I guess. Thank you, by the way, for failing and giving us a shot at it.
Bu arada başarısızlığa uğrayıp bize bir fırsat verdiğiniz için teşekkürler.
It's not yours. It's not mine.
Senin de değil, benim de değil.
Your son's murder did involve a patient, but I think it was one of yours.
Oğlunun cinayeti bir hasta ile alakalı, ve sanırım bu senin hastalarından biri.
One of the smackheads down Hebden were saying it's yours.
Hebden'in ordaki birkaç eroinman senin çocuğun diyor.
But if he's saying he didn't rape her, then it's his word against yours.
Ama eğer kıza tecavüz etmedim derse, onun sözüne karşılık seninki olacak.
If it's yours, then I will buy it.
Sana aitse satın alacağım.
It's not yours, is it?
- Senin değil, değil mi?
It's not yours either.
- Senin de değil. - Öyle mi?
Of course it's yours, are you serious?
Tabii ki senden, kafan yerinde mi?
It's yours.
- Seninki.
It's all yours.
Senindir.
It's that vicar of yours.
Rahip arkadaşın gelmiş.
It could be Shelby's, but I'd say it's more likely yours.
Shelby'nin olabilir, ama ben derimki daha cok seninki gibi.
It's yours.
Senindir.
If it's his word against yours, then I choose yours.
Sen mi o mu deseler seni seçerim.
It's not yours! It's not kirk's!
- Ne senin, ne de Kirk'ün.
Your baby... it's half yours and half this... other.
Bebeğinin bir kısmı senden kalan kısmı diğer şeyden.
It's part of yours, though, isn't it?
Senin planının bir parçasıydı, değil mi?
That fucker truly believed that we were blessed with royal blood, that it was special from God, it was better than yours.
Adam gerçekten asil kanla kutsanmış olduğumuza Bunun tanrı'nın bir lütfu diğerlerinde üstün olduğuna inanırdı.
- It's yours.
- Ama salon senin.
- It's yours.
- Senindir.
Your baby, it's half yours and half this other.
Bebeğinin bir kısmı senden kalan kısmı diğer şeyden.
- it's only fitting I am indifferent to yours.
-... sizinkilerin de benim umurumda olmaması normal.
Okay, if it's sometimes Howie wears yours, Leonard already told us.
Tamam, Howie'nin bazen senin iç çamaşırlarını giydiğini söyleyeceksen Leonard çoktan anlattı bize.
It's on yours.
Senin hatan.
It was not having... that worthless son of yours castrated as soon as you found out what he was.
Suç kısırlaştırılması gereken oğlunun değil. Sen onu zaten tanıyordun.
Because it's my job, it's not yours...
Benim işim bu, senin değil.
This next book of yours, "Finding Carter"... It's gonna be huge.
Yeni kitabın "Carter'ı Bulmak" çok popüler olacak.
It's yours.
- Bu senin.
I see it's a heart like yours that everybody seeks.
# Sen herkesin aradığı bir kalpsin. #
It's my special power - what's yours?
O benim özel gücüm. Seninki ne?
If there's one thing I know, it's when a mission's not done, and yours just isn't.
Bildiğim birşey varsa, o da görev tamamlansa da seninki hiç bitmeyecek...
The city is my home, but it's yours, too.
Bu şehir benim yuvam, ancak sizin de yuvanız.
- That's not my domain. - Is it yours?
- Bu benim alanım değil.
Take the pot, it's yours to patent.
Kazanırsan, patenti sende.
It's all yours, all right? We still got 20 thou.
Hala yirmi bin var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]