It burns traduction Turc
1,140 traduction parallèle
When they shock you... first it burns, and then... and then your body jumps... and it hurts where you're tied.
Elektrik verdiklerinde önce canın yanar, sonra sonra vücudun sallanmaya başlar sonra da seni bağladıkları yerler acımaya başlar.
- In its final phase before it burns itself out the creature becomes my willing enforcer and bodyguard.
- Son aşamada kendini yok etmeden önce de yaratık benim fedaim ve korumam oluyor.
It burns underwater.
Su altındayken bile etkili.
What good will that do? It burns through walls!
Logan, ona zarar verebiliyoruz!
It burns
Yanıyor....
It burns.
Yanıyor. Yanıyor.
It burns!
Bu yakıyor.
But I've noticed, when you're not holding it, it burns down very nicely.
Ama farkettimki, sen onu tutmadığın zaman, oldukça hoşça yanıp azalıyor.
If it burns out, I will cease to exist.
Eğer yanıp tükenirse, varlığım sona erecek.
It burns inside you.
İçinde yanıyor.
It burns as much oil as gas, but it's yours.
Yanız çok yağ ve benzin yakıyor.
Last night of all when yond same star that's westward from the pole had made his course t'illume that part of heaven where now it burns Marcellus and myself, the bell then beating 1 -
Daha dün gece şu karşıki yıldız kutbun batısında şimdi ışıldadığı yere geldiği sıra Marcellus ve ben, saat bire vururken...
It burns me.
İçimi acıtıyorsun.
It burns it up, consumes it upon detonation.
Napalm zehiri yakar, patladığı anda yokeder.
- Ugh, it burns.
- Yakıyor.
Get it off before it burns!
Al şunu iyice yakmadan!
You will stand in the unholy fire until it burns no more.
Sönene dek melun alevin önünde duracaksın.
It stinks, and it burns my eyes.
Çok kötü kokuyor. Gözlerim yanıyor.
It burns and is visible to all.
Yanınca, herkes tarafından görülebiliyor.
- It burns.
- Yanıyor.
Couldn't it have been from the cracked core of a nuclear warhead? I've read about these kinds of burns, Scully.
Peki bu, nükleer bir savaş başlığındaki sızıntı nedeniyle olmuş olamaz mı?
How long did it take you to figure out the cigarette lighter burns?
Çakmak yanıklarını keşfetmen ne kadar zamanını aldı?
It's not bad. First - degree burns.
Kötü değil. 1. derece yanık.
Eventually, it kind of burns out.
Nihayetinde, yanıp biter.
it's an affliction that causes lesions and blisters when skin is exposed to sunlight, not fourth-degree burns.
Cilt, güneş ışığına maruz kaldığında,... yaralar oluşur, su toplar. Ama böyle yanıklar oluşmaz.
- No. It's that horrible Mr. Burns, isn't it?
Bunların hepsi Bay Burns yüzünden, değil mi?
Aye, the Word burns in me mouth, and I must blow it on the whole world like fames.
Evet, kelimeler ağzımda ateşe dönüşür ve tüm dünyaya alevlerini üflemem gerek.
It becomes your entire life, then someone forgets to put out their cigarette and it all burns to the ground.
Tüm hayatın olmaya başlıyor, sonra biri sigarasını söndürmeyi unutuyor ve her şey yanıp kül oluyor.
Why wasn't it you who turned on the big Kate light that burns so bright now that you can't resist dumping your new girlfriend for your old one?
Şimdi çok parlak olan o ışığı yakan neden sen olmadın eskisi yerine yeni kızla ilgilenmeye karşı koyamadığın için mi?
We'd met the enemy, and it was Montgomery Burns.
Düşmanla tanışmıştık, onun da adı Montgomery Burns'tü.
I have here a polite but firm letter to Mr. Burns'underlings who, with some cajoling, will pass it along to him or at least give him the gist of it.
Elimde bay Burns'ün çalışanlarına verilmek üzere kibar ama kararlı bir mektup var. Ki bu çalışanlar, biraz da tatlı sözle, mektubu bay Burns'e ulaştıracaklar ya da en azından özetini ona okuyacaklar.
Oh, wait, it is Burns.
Burns'müş.
Mr. Burns said he did it.
Bay Burns onun öldürdüğünü söyledi.
Say it, Burns!
Burns, söyle.
I love it! Burns off the booze.
- Oraya nasıl girebileceğimizi düşün.
15 years old, he burns it to the ground.
15 yaşında orayı ateşe verdi.
A job where if she burns the place down, they will apologise to her for having made it so flammable.
Binayı yaktığı zaman orayı kolay ateş alabilir yaptıkları için ondan özür dileyecekleri bir iş yeri.
It's important to him that he burns them alive.
Sanırım onun için, onları canlı yakmak önemli.
I hate to break it to you, Larry, but if Mr. Burns wants to see a stranger he will observe him through a telescope.
Geri çevirmekten nefret ediyorum Larry... ama eğer Mr.Burns bir yabancıyı görmek isterse önce onu çok güçlü bir teleskopla gözlemler.
Nobody steals from Montgomery Burns whether it be my Sunday newspaper or my loutish oaf of a son!
Kimse Montgomery Burns ten çalamaz.... Pazar gazetesi olsun ya da ayı oğlum olsun.
We use it to treat radiation burns.
Onu radyasyon yanıkları için kullanırız.
That's how it began with us. Awful burns.
Berbat yanıklarla.
Monty Burns is trying to kill me, and it's all because -
Monty Burns beni öldürmeye çalışıyor, çünkü...
Now, with Asa gone, it's down to me and Burns.
Şimdi Asa gitti, ben ve Burns kaldık.
Burns would still find some way to take it from me.
Burns bir şekilde benden geri almanın yolunu bulur onu.
Now, I realize caring for Mr. Burns seems like a big job... but actually it's just 2,800 small jobs.
Bay Burns'e asistanlık yapmak büyük bir iş gibi dursa da yapman gereken 2,800 tane ufak işten ibaret.
It's got some cigarette burns, but we can patch them up with Nu Vinyl.
Birkaç sigara yanığı var ama, onları kapatıcıyla yok edebiliriz.
Now, thanks to Burns, it's never gonna happen.
Şimdi Burns sağ olsun, kazanamayacağız.
Oh, uh, Mr. Burns, as team captain... it's my duty to inform you that -
Bay Burns, bir takım kaptanı olarak sizi bilgilendirmek benim görevim...
Then it takes away the garbage... and burns up as it enters Earth's atmosphere.
Çöpleri topluyor... ve Dünya atmosferine girerken yanıyor.
Once the forge burns, that's it. That'll be the end of Irontown.
Demirci ocağını kaybedersek Demir Şehri'ni de kaybederiz.