It didn't mean anything traduction Turc
458 traduction parallèle
I just said, "Judas." It didn't mean anything.
Sadece "Vay be" dedim. Hiçbir anlamı yok.
She didn't mean anything by it.
Hiçbir şey ima etmedi.
- It didn't mean anything to me.
- Benim için bir şey ifade etmiyordu.
Oh. Then it really didn't mean anything to you... to buy me all those things, did it?
Yani bana onca şey almanın senin için bir anlamı yoktu, doğru mu?
I didn't mean anything by it.
Bir şey ima etmedim.
I didn't mean anything by it.
Kötü bir şey demek istemedim.
I didn't know and it doesn't mean anything to me, you ought to know that.
Bilmiyordum ve bunun benim için bir önemi olmadığını bilmen gerekir.
Oh, Matt didn't mean anything by it.
Matt kötü niyetli değildi.
Betty, about yesterday, if I said anything, I didn't mean it.
Betty, dün istemeden bir şeyler söylemişsem.
It didn't mean anything, really.
Hiçbir anlamı yoktu, gerçekten.
It didn't mean anything.
Hiçbir anlamı yoktu.
Oh, I mean I knew it wasn't something on the level, but I didn't think it was anything big like a bank.
Oh, yani dürüst bir şey olduğunu sanıyordum, banka gibi büyük bir şey olduğunu hiç düşünmemiştim.
I mean, I didn't want anything to do with it right from the start.
- Hayır. Başından beri benim bu işle bir alakam yok.
I'm sure he didn't mean anything by it.
Ama kötü bir niyetle değildir bence.
- I didn't mean anything by it.
- Bununla bir şey ima etmedim.
I really didn't mean anything by that, it was just...
- Şimdi götüreceğimiz toplantı. - Gidelim mi? - Hay hay!
I knew a lot of kids with Butterfield, and it just didn't mean anything.
Butterfield'lı bir sürü çocuk tanıyorum, ve hiçbir şey ifade etmiyor.
- He didn't mean anything by it.
- Hiç birşey kasdetmedi.
till it didn't mean anything any more!
Ta ki artık bir anlamı kalmayana kadar.
It's like all the time we spent together didn't mean anything to you.
Seninle paylaştığımız onca şeyin bir değeri yokmuş demek ki.
She didn't mean anything bad by it.
Kötü niyetli olduğu anlamına gelmez.
- Yeah, but it didn't mean anything.
- Evet ama bir anlamı yoktu.
- Ben didn't mean anything by it.
- Ben, bir şey kastetmedi.
I mean... didn't it mean anything?
Diyorum ki... bir şey ifade etmiyor mu sana?
I think it didn't mean anything to him.
Onun için hiç bir anlamı yoktu bence.
I mean, he didn't do anything wrong, and it's not nice to lock somebody up in their own jail.
Yani o yanlış bir şey yapmadı ve birini kendi hapishanesine kilitlemek hoş bir şey değil.
- He didn't mean anything by it.
Anladın mı? - Kötü bir şey demek istemedi.
I didn't mean anything by it.
Herhangi bir kastım yoktu.
I started to call you that this time, when I saw you, but I didn't know if it would mean anything to you or not, or if you'd remember me doin'that.
Seni yine öyle çağıracaktım ama senin için ne anlam ifade edeceğini ya da hatırlayıp hatırlamayacağını bilemedim.
but it didn't mean anything to me.
Bir Polonyalıydı, "Auschwitz" dedi.
It didn't mean anything.
Hiç bir şey ima etmedim
So, it didn't mean anything to you, then?
Yani senin için hiçbir anlamı yok muydu?
She didn't mean anything by it.
Kötü bir niyeti yoktu.
It didn't mean anything.
Kasıt yoktu.
He didn't mean anything by it.
Kötü bir niyeti yoktu.
It didn't mean anything.
Hiçbir önemi yoktu.
I mean, it's about the kids that were over there who didn't know anything about anything.
Yani, bu herhangi bir şey hakkında en ufak bir fikir sahibi olmayan çocuklarla ilgiliydi.
She didn't really mean anything by it.
Söylediklerinin hiçbirini kastetmedi.
- But I didn't mean anything by it.
- Onunla bir şey demek istemedim.
It didn't mean anything.
- Niye? Bir anlamı yoktu ki.
Goddamn it, I didn't mean anything.
Lanet olsun, hiçbir şey demedim.
Didn't it mean anything to you - buffing my buns with carnauba wax?
Göğüslerimi Brezilya Balmumu'na batırmış olmam sana bir şey ifâde etmiyor mu?
It didn't mean anything.
Bir anlami yoktu.
I didn't mean anything by it.
Bunu sormakta kötü bir maksadım yoktu.
It didn't mean anything to me.
Hiç bir anlamı yoktu.
It didn't mean anything.
Benim için çok önemsizdi, bunu biliyorsun.
Oh, I know it didn't mean anything.
Önemsiz olduğunu biliyorum. Bundan öncekiler gibi.
And I mean, it just didn't mean anything to me.
Ve demek istediğim, benim için bir anlam ifade etmediği.
- I'm sorry. I didn't mean anything by it.
Kötü bir niyetim yoktu.
It didn't mean anything.
Bir anlamı yoktu.
It didn't mean anything to me.
Benim için hiçbir şey ifade etmiyor.
it didn't work 351
it didn't matter 54
it didn't hurt 23
it didn't help 17
it didn't make sense 16
it didn't 412
it didn't take 23
it didn't feel right 16
it didn't work out 113
it didn't end well 31
it didn't matter 54
it didn't hurt 23
it didn't help 17
it didn't make sense 16
it didn't 412
it didn't take 23
it didn't feel right 16
it didn't work out 113
it didn't end well 31