It just doesn't feel right traduction Turc
103 traduction parallèle
Sam, you're exploiting this situation and it just doesn't feel right to me.
Sam, durumu suiistimal ediyorsun ve bu bana hiç doğru gelmiyor.
I mean, I like you, I think you're a very nice person... but, I mean, it just doesn't feel right.
Yani, senden hoşlanıyorum, çok iyi bir insansın ama demem o ki, bu bana doğru hissettirmiyor.
No, Martha, it just doesn't feel right, because...
Hayır, Martha, doğru gelmiyor çünkü...
- It just doesn't feel right.
- Huzursuzum.
Oh, Al, it just doesn't feel right.
Al, pek olmuyor.
It just doesn't feel right.
Doğru gelmiyor.
Doesn't it just feel right?
Ne kadar güzel, değil mi?
It just doesn't feel right to start the day without him licking me awake.
Beni yalayarak uyandırmayınca güne pekiyi başlayamadım.
Well, it just doesn't feel right to me.
Sadece bana doğru gelmiyor.
It just doesn't feel right anymore.
Bu doğru değil.
It just doesn't feel right anymore.
Ama artık bu bana doğru gelmiyor.
It just doesn't feel right. OK?
Ama bana hiç doğru gelmiyor.
It just doesn't feel right.
Bana doğru gelmiyor.
It just doesn't feel right, Prue.
Doğru gelmiyor, Prue.
It just doesn't feel right, you not telling me.
Bana söylememiş olman doğru gelmiyor.
Believe me, it just doesn't feel right.
İnan bana, bazı şeyler doğru gelmiyor sanki.
Look, if this doesn't feel right, we'll just... cut it short and come home.
Bak, eğer bu bize doğru gelmeyecek olursa, kısa kesip hemen eve döneriz.
It just doesn't feel right.
Sadece bu doğru değilmiş gibi hissediyorum.
You know what, no It just- - It doesn't feel right
Aslında bakarsan, hayır Sadece--Rahat hissetmiyorum
I don't know, it just doesn't really feel right to me any more, and...
Artık doğru gelmiyor bana.
I mean, it just doesn't feel right, does it?
Yani, doğru görünmüyor, görünüyor mu?
But this... it just doesn't feel right.
Ama bu - bu doğru hissettirmiyor.
It just doesn't feel right.
Bir şeyler ters gibi.
I don't want to go back either... but it just doesn't feel right. I get it.
Artık geri dönemem.
No, it just doesn't... feel right.
Hayır, sadece... doğru gitmeyen birşey var.
It just does... This doesn't feel right.
Sanki doğru gibi gelmiyor bana.
It just doesn't feel right.
Ama iyi hissettirmiyor kendimi.
It's just gotta feel right, and it doesn't with take 25, so we're gonna keep on doin'it until it does feel right.
Hisler doğru olmalı ve 25 tekrarla olmuyorsa, doğru yolu bulana kadar devam edeceğiz
It just doesn't feel right.
Bu bana doğru gelmiyor.
I mean think about it, it just doesn't feel right. How do you feel, Paulie?
Nasıl hissediyorsun Pauli?
It just doesn't feel right to me.
Bana doğru gelmiyor.
It just... doesn't feel right.
Hiç doğru gelmiyor bunlar.
It just- - it doesn't feel right.
Doğru gelmiyor.
It Just Doesn't Feel Right When My Job Is Less Pressure Than My Marriage.
İşimin evliliğimden daha az baskılı olması doğru gelmiyor.
It just... doesn't feel right.
Doğru görünmeyen bir şey.
No, Alicia, it just doesn't feel right.
Hayır Alicia, sadece doğru gibi görünmüyor.
She's just really religious, and because we're both young and single, it just doesn't feel right for us to stay in the garage...
Kendisi çok dindar bir insan, ikimiz de genç bekâr olduğumuzdan garajda kalmamız uygun kaçmaz.
... it Just doesn't feel right, getting married.
... evlenmek bana doğru bir şey gibi gelmiyor.
I know it's my idea, but it just doesn't feel right anymore.
Benim fikrimdi biliyorum ama artık bu bana doğru gelmiyor.
But in my heart, it just doesn't feel right.
Fakat kalbimde doğru gelmiyor.
I'm sorry. But it just doesn't feel right.
Üzgünüm ama bu bana doğru gelmedi.
Well, it just doesn't feel right to put my name on some manufactured story That's based on an out-Of-Focus photograph.
Bana tam fotoğrafı çekilememiş uydurma bir hikayeye imza atmak doğru gelmiyor.
Suddenly it just doesn't feel right.
Bir anda doğru olmadığını anladım.
This picture that Einstein has of time being this dimension and the future being all mapped out and you just career headlong into it is not very satisfactory, it doesn't feel right.
Einstein in çizdiği bu resim ; zamanın boyut olması ve geleceğin belirli olması pek tatmin edici değil, kulağa doğru gelmiyor.
I'm just... It just doesn't feel right.
Neden herkes ağIıyor?
" I know a couple of widows who can't sleep through the night because, you know, the bed just doesn't feel right without him in it.
Geceleri uyuyamayan birkaç dul tanıyorum. Çünkü kocaları olmadan yatak bir türlü huzurlu olmuyor.
It just, it doesn't feel right, so...
Sanki, doğru değilmiş hissi var, bu yüzden...
I just realized, you know, that the way that we do this, it doesn't... It doesn't feel right anymore.
Fark ettim de, bunu yapış şeklimiz bana artık doğru gelmiyor.
It just still doesn't feel right.
Ama hala kendimi iyi hissetmiyorum.
I mean, halter or strapless, whatever, it just... doesn't feel right, does it?
Yani, omuzlar, sırtlar, herneyse.. Bunlar... İyi hissetmene yetmiyor, değil mi?
It just doesn't feel right, you know, taking a beautiful woman's money.
Güzel bir kadının parasını almak içime sinmiyor.