It just kind of happened traduction Turc
67 traduction parallèle
Well, actually, it just kind of happened.
Aslında şöyle oldu efendim...
It just kind of happened.
Bir anda oldu işte.
It just kind of happened.
Ama oldu işte.
- Dad, it just kind of happened.
- Baba, birdenbire oldu.
It just kind of happened. Man.
Sadece öyle olmuşum.
It just kind of happened.
Öylesine oluverdi.
We may want you to think it just kind of happened, but it didn't.
Öyle olduğunu düşünmenizi isteriz, fakat öyle değildir.
'Cause it just kind of happened overnight.
Çünkü neredeyse bir gece içinde olmuştu.
It just kind of happened.
Bir anda oluverdi.
It sounds weird, but it just kind of happened, so...
Kulağa tuhaf geliyor ama oldu işte.
It just kind of happened.
Aniden oluverdi sadece.
I heard that sound again in - in her voice, and.... it just kind of happened.
Onun sesinde gülüşü tekrar duydum.. Böylece oldu.
You know, neither of us asked to be parents, not that it makes it any less wonderful, but still... It just kind of happened.
Biliyorsun, ikimiz de ebeveyn olmak istemedik, bunu daha az harika yaptığından değil, ama yine de... birden oldu.
No.It just kind of happened.
Yoo, öylece oluverdi işte.
It just kind of happened.
O öylesine olmuştu.
It just kind of happened.
Birden oluverdi.
And then it just kind of happened.
Ve olanlar oldu işte.
It just kind of happened. Fell on her, did you?
Bir anda mı kapıldın yani?
It just kind of happened.
Bir şekilde oluverdi.
It just kind of happened.
Bir anda oldu.
- It just kind of happened.
- Bir anda oluverdi. - Evet
It just kind of happened.
Birden oluverdi işte.
It just kind of happened that way.
Öylece oluverdi.
Uh, I just sort of reached, and then it just kind of happened.
Başarmıştım ve birden oluverdi.
It just kind of happened.
Bu sadece tür yüzünden oldu.
Well, it was kind of funny that that rockslide happened just as we came in.
Şey, tam da biz içeri girerken kaya kaymasının olması biraz komikti.
I mean, I spent... I spent all day just kind of trying... to figure out what happened and then I started to blame myself... like maybe it was something that I did.
Yani, günün tamamını günün tamamını nedenini bulmaya çalışarak geçirdim ve sonra benim yaptığım bir şeydendir diye kendimi suçlamaya başladım.
- That just kind of happened later. - You wanna tell me about it?
O bundan sonra oldu.
- Yeah. We just happened to drive by, and we happened to see it, and we thought that it looked like the kind of place that we might send our kid someday.
Biz... biz sadece geçiyorduk ve okulu gördük, ve birgün çocuklarımızı göndermek için iyi bir yer olabileceğini düşündük.
- Just me. But it happened. My only point being... if there is an investigation, that's the kind of inconsistency... malpractice lawyers love to get ahold of.
Eğer bir soruşturma olacaksa bu avukatların almak için can atacakları bir ihmal davası olur.
It just, kind of, happened.
İşte, öylece, oluverdi. Pekala.
It just kind of... happened.
Kendiliğinden oldu.
Just because it happened a hundred years ago, you can't walk around accusing people without any kind of proof.
yüz yıl önce olmuş bir olay yüzünden, hiçbir kanıtın olmadan insanları öylece suçlayamazsın.
What happened that night... because of the whole... the survivor confrontation... it just brought up a lot of stuff about the Holocaust, and it's kind of in my DNA and I was very flummoxed by it.
O akşam, olan... tüm o survivor karşılaştırmaları... ardından soykırımla ilgili olayların, anıların... gelmesi ve DNA'mın özelliğiyle çok afallamıştım.
It kind of just happened.
Kendi oldu.
It's really just Sara remembering something that happened when she was alive. And she's trying to tell you about it, but she's telling you in a kind of code.
Gerçekte Sara hayatta olduğu zamanki şeyleri hatırlıyor ve sana anlatmaya çalışıyor ama bir çeşit şifre ile.
It's just, something happened today to somebody that I'm kind of bummed out about.
Tanıdığım birinin başına bir şey geldi.Ona üzüldüm.
And that was when my bag... I don't know what happened, it just kind of split open.
Ne olduğunu hatırlamıyorum, ama birden açılıverdi.
It was really horrible, but, I didn't knοw the guy that well and... It happened arοund the same time I found out I was pregnant, - sο it just kind of went out οf my mind.
Gerçekten dehşet vericiydi ama çocuğu pek iyi tanımıyordum ve hamile olduğumu öğrendiğim zamana denk geldi, bu yüzden, ben de...
It all just kind of happened.
Hepsi bir anda olu verdi.
- Her mother's one-of-a-kind valentino That just happened to disappear from her closet. - She must have given it away, forgotten or something.
- Annemin dolabından çalınan Valentino'nun tıpkısının aynısı.
It just... kind of happened.
Ama bir şekilde oldu işte.
Between the huffs, and the signals and stuff it just kind of all happened. But, god.
Olan şeyler öyle değişik ki sanki sesler ve trafik işaretleri arasında kalmışım gibi.
Yeah, like, it's just this really weird thing happened, kind of.
Hmm.sanki, şU tuhaf şey oldu bir şekilde yine oldu,
I'm not sure how it happened, but one day we just... and after that we kind of started dating.
Nasıl oldu emin değilim. Birgün biz... Daha sonra çıkmaya başladık.
I mean, it kind of just happened so fast.
Aslında bir anda gelişti.
And has it ever happened to you that the drawing just doesn't turn out the wait you wanted it to? You wanted it to be nice, but it turns out kind of ugly.
Olmasını beklediğin fakat sonunda tamamen farklı bir resmin çıktığı başına geldi mi hiç?
I just wanted to say good-bye and it kind of happened.
Sadece veda etmek istemiştim ve bir anda oluverdi.
It just kind of... happened.
Böyle birden oldu işte.
Just like what I saw here, which was this figure kind of hunched over. Everything happened so fast. What was it doing?
Ne yapıyordu?
Nothing happened. Now, you might think that something happened, but that's just because, well, it's the kind of person you are.
Bir şey olduğunu düşünebilirsin ama bu sadece kim olduğunla ilgili.