It means something to me traduction Turc
100 traduction parallèle
Now it means something to me to have you stay.
Şimdide senin kalmam aynı şeyleri ifade ediyor.
It means something to me!
Yani benim içim anlamı var!
It means something to me, Captain.
Benim için anlamı var, Kaptan.
It means something to me.
Bana ediyor ama!
This is the first thing I've won in my life, and it means something to me.
Hayatım boyunca ilk defa bir şey kazandım ve bu da benim için anlamlı bir şey.
You say that as though you actually believe it means something to me.
Yani, güya bana bir şeyler olduğuna cidden inandığını mı söylüyorsun?
It means something to me.
- Benim için değeri var.
Well, it means something to me, too... because I took it off a little pissant... who broke into my house... while I was trying to nail Miss September.
- Benim için de. Çünkü o yüzüğü ben Bayan Eylül'ü becermeye çalışırken evime giren pisliğin tekinden aldım.
I have a life. It means something to me.
Benim de bir hayatım var ve bunun benim için bir değeri var.
It means something to me, too, you understand.
Bu benim için de önemli, anla bunu.
It means something to me.
Benim için bir anlamı var ama.
Ugh. I know that classes and the paper and Yale in general mean nothing to you, but it means something to me.
- Derslerin, gazetenin, Yale'in senin için bir anlamı olmadığını biliyorum.
I thank you because it means something to me... to be grateful for what I receive.
Teşekkür ediyorum, çünkü benim için önemli. Yaptığın için minnettarım.
So if I get involved with Quakerism or whatever because it makes sense to me, because it means something to me, you can't...
Yani Kuveykırlıkla veya başka bir şeyle bana mantıklı geldiği, benim için... -... anlamlı olduğu için ilgilensem -
Yeah, well, funny thing, turns out it means something to me too.
İşin komik tarafı. Bunun benim içinde birşey ifade ettiğini anladım.
- Yeah, but it means something to me!
- Evet, ama benim için var!
It means something to me.
Benim için ifade ediyor.
But it means something to me to have the family together on birthdays.
Biliyorum. Ama ben de doğum günlerinde ailenin bir arada olmasını istiyorum.
It means something to me.
Benim için bir anlamı var.
It means something to me to be married.
Evli olmak bana bir şey ifade ediyor.
- but it means something to me! - Jesus, Madylyn, we just almost got incinerated in our sleep by some fucking nutjob who I let out, and you're fucking bothering me about my fucking language?
- Tanrım, Madlyn benim dışarı çıkardığım delinin teki bizi az daha uykumuzda yakıyordu ve sen de taka taka konuşmama mı taktın?
It means something to me!
Benim için bir anlamı var!
He's taught me something about freedom and what it means to lose it.
Bana özgürlüğün ve onu kaybetmenin ne demek olduğunu öğretti.
It means revealing something to you, something that, if it were known on my planet, would be dangerous for me.
Size bir şeyler belli ettiğim... gezegenimde duyulursa, benim için tehlikeli olabilir.
Simply means that you're trying to evade answering my question, by answering me with questions. It's something that's usually indulged in by individuals who are trying to hide something.
Buda genelde bir şeyleri saklamaya çalışan insanlarda görülen bir davranış tarzıdır.
It's... this really means something to me.
Bu... Benim için çok anlamlı bir şey bu.
You have something you want to say to me? Do you have any idea how much it means... to go skiing in Aspen?
Duvar, bağışları 50 bin dolardan başlayanlara ayrıldı.
It made me scared... scared that one day something could happen to Max... and I wouldn't know how to help this person who means so much to me...
Beni korkuttu... Bunun bir gün Max'e de olabileceği.. Ve bana bu kadar çok şey ifade eden birine yardım edememek beni çok korkuttu.
I'll tell you something, it's - I don't know which feels worse. Having my heart broken... or starting to doubt myself because of what that means for me.
Kalbimin kırılması mı, yoksa kendimden kuşku duymak mı daha acı verici bilemiyorum artık.
That woman from the little brat school, she ordered a psychological evaluation, which means I'm gonna have to meet the school shrink, who's gonna label me a dangerous eccentric or something... stick it on my record.
Ne oldu? Veletler okulundaki kadın, psikolojik değerlendirme yapılmasını istedi. Bu da okul psikologuyla görüşmem gerekecek demek ve o da beni tehlikeli garip biri filan diye damgalayacak.
I know that I want it to mean something to me the way that this means something to you.
Hem senin için, hem de benim için anlam ifade eden bir şey yapmak istediğimi biliyorum.
It means a lot to me that I could do something to make up for it.
Bu Ben bunu telafi için bir şeyler yapabileceğini bana bir şey ifade ediyor.
And every time something means a lot to me, I smother it, which is why we're such a good couple.
Ve ne zaman benim için bir şey önemli olsa, Onu boğarım, ki bu, bu kadar iyi bir çift olmamızın nedeni
OK, I've discovered something, which I don't have to tell you... so the fact that I'm doing that... means you have to hand it over to me... which means that what I say goes, OK?
Peki, bir şey keşfettim. Bunu sana söylemek zorunda değildim, madem söylüyorum... o halde yetkiyi bana vermelisin... yani benim dediğim yapılacak, tamam mı?
Yeah, it means something to them, and me.
Evet, Bunun onlar içinde benim için de bir anlamı var.
If your reading this, it means that there something has happen to me
Eğer bu satırları okuyorsan, başıma kötü bir şey gelmiş demektir.
None of them offered to look into it for me which means they know something major's in motion.
Hiçbiri de bana konuyu araştıracaklarını söylemedi. Güzel değil. Yani büyük bir işin döndüğünü biliyorlar.
Now, that means something to me, and it ought to to you.
Bana çok şey ifade ediyor, sana da etmeli.
It still means something to me.
Halen benim için önemli.
Well, it means something to Chase. And it meant something to me.
Chase'e göre anlamı varmış, ve bana göre de var.
In your defense, when they told you to kill me you didn't do it so I guess that means something.
Sanırım beni öldürmeni söylediklerine bunu yapmamanın bir nedeni vardı. Vardı.
And I had could only say well look, it may mean something to you but it means absolutely nothing to me.
Ben de sadece diyebildim ki ; bakın, bu size bir anlam ifade ediyor olabilir ama benim için hiçbir anlamı yok.
You were hiding it from me means it meant something to you.
Bunu benden saklıyordun. Demek ki senin için bir anlamı var.
Well, it still means something to me.
Benim için hala anlam taşıyor.
But enough of something to make me think it means something
Ama bir şey olduğunu düşünmeme yetecek bir şey.
{ \ pos ( 105,260 ) } If there is something that you'd like to say as a group, { \ pos ( 105,260 ) } then by all means, you may say it to me right now.
Grup olarak söylemek istediğiniz bir şey varsa rahatlıkla şu anda bana iletebilirsiniz.
So, the dilemma for me is to come up with something that feels contemporary yet pays homage, or hommage, to the ancient traditions of the Way and what it means to be a true pilgrim in the modern age.
Benim düştüğüm ikilem ise Yol'un antik geleneklerine bağlılığımızı göstermek bizi o zamanlara götürür peki ya modern bir çağda gerçek bir seyyah olmak ne anlama gelir ki.
It means something to me.
Benim için anlamı var.
Look, it's my fault. I made it pretty clear early on that Elena still means something to me.
Hata benim sana hâlâ Elena'nın bana bir şeyler ifade ettiğini açıkça söylemiştim.
Every time I plan something That means something to me, you somehow mess it up.
Ne zaman benim için önemli olan bir şey planlasam, onu bir şekilde mahvediyorsun.
Does it mean something different to you now than it did before the Maharishi? It could be. It means all sorts of things to me.
Maharishi deneyimi sonrası... örneğin "Tanrı" kelimesi... sizin için farklı bir anlam ifade ediyor mu?