It really happened traduction Turc
572 traduction parallèle
That's all right, but how do we know it really happened?
Orası öyle de bunların gerçekten olduğunu nereden bileceğiz?
I had to make a prediction and I had to make it look like it really happened.
Bir kehanette bulunmam lazımdı ve gerçekten olmuş gibi göstermem gerekliydi.
It's as if none of it really happened, as if nothing were real anymore.
Sanki bunların hiçbiri olmamış, sanki hiçbir şey gerçek değilmiş gibi.
Want to know how it really happened?
Aslında bunun nasıl olduğunu bilmek mi istiyorsun?
I've been thinking maybe we could forget the way it really happened.
Gerçekte ne olduğunu unutabiliriz.
What did it really happened, Lance?
Gerçekte ne oldu, Lance?
It really happened to me.
Gerçekten bana birşeyler oldu.
At least I think it really happened to me.
En azından ben onu düşünüyorum bana bir şey oldu.
But after I knew it really happened, I felt bad.
Ama gerçekten öldüğünü öğrenince kendimi kötü hissettim.
How do you know it really happened?
Bunun gerçekten olduğunu nasıl bilebiliyorsunuz?
How do you know it really happened?
Bunun gerçekten olduğunu nereden biliyorsun?
It really happened not so long ago.
Aslında çok uzun zaman önce olmadı.
It really happened, Alice.
Gerçekten yaşadım, Alice.
And I don't even know anymore if - if I saw this out of fear or if it really happened.
Bunu korkudan mı gördüm yoksa bu gerçekten oldu mu hiç hatırlamıyorum.
It really happened.
Gerçekten oldu.
Well, folks, that's the way it really happened.
YENİ EVLİLER İşte millet, gerçekte böyle oldu.
Do you really think it was my fault what happened?
Sizce olanlar gerçekten benim suçum muydu?
To think it almost happened to me really bothers me.
Ama bütün her şeyin ellerimden kayıp gittiğini görmek beni delirtiyor.
It really was no miracle What happened was just this
Gerçekten mucize değildi Olanlar aynen şöyle
I put it you that you were trying to cover up what really happened.
Gerçekte olanları saklamaya çalışıyorsunuz.
I was overseas when it happened, but I never really believed Bob killed himself.
Öldüğünde denizaşırıydım ama Bob'ın intihar ettiğine asla inanmadım.
Oh la la, madame. - It - It has really happened, eh?
Bu gerçekten oldu.
I mean, what's really happened, and how it's gonna sound in a court martial... Them's two different things.
Yani, burada gerçekten olanlarla Divan-ı Harp'te söylenecekler birbirinden çok farklı şeyler.
Really! I thought we'd fight it out but nothing happened.
Kavga edeceğimizi zannettim ama öyle olmadı.
Is it about something that really happened to you?
Gerçekten başından geçen bir şey hakkında mı?
We've been so impressed by what's happened here, we'd really like to document it.
Burada yaşananlar bizi çok etkiledi ve bunları belgelendirmeyi gerçekten çok istiyoruz.
It's the only way you can tell what really happened in war.
Savaşta olanları gerçekten anlatabilmenin tek yolu bu.
You really don't no what happened to it?
Ona ne olduğunu gerçekten bilmiyor musunuz?
It's not as if something really happened.
Ciddi bir şey olmadığına emin ol.
Well, you know, it always takes a long time to figure out what really happened, but this case...
Şey, biliyor musunuz, gerçekten ne olduğunu ortaya çıkarmak hep çok uzun bir zaman alır, fakat bu dava...
- Is that really why it happened?
- Gerçekten bunun için mi oldu?
It's the story of what really happened in Sherwood Forest.
HOROZ Bu, Sherwood Ormanı'nda gerçekten olanların hikayesi.
Well, you know, it always takes a long time to figure out what really happened, but this case... this case is particularly difficult.
Gerçekte ne olduğunu anlamak zaman alır ama bu davada, özellikle zor..
It is about events that really happened... and people that really existed. "
"Gerçekten yaşanmış olayları ve..." "... gerçekten yaşamış kişileri anlatır. "
It really happened.
Bunlar gerçekten oldu.
Not really. It just happened.
Bu yüzden mi makinist olmaya karar verdin?
He's already lost an arm, and now he runs back to the guys who were to blame for it, No one knows what really happened,
Size neden bakmalıyım? Tanrım!
None of us really believes it happened.
Gerçekten olduğuna hiçbirimiz inanmıyor.
I know you don't like to talk about it, but... don't you ever wonder what really happened?
Bu konuda konuşmaktan hoşlanmadığını biliyorum... ama ona ne olduğunu merak etmiyor musun?
I thought, maybe I should give you some of the money. That if I gave you the money, you might forget what happened, even if I can't really understand it.
Düşündüm ki,... sana biraz para verebilirim,... para verirsem olanları belki unutursun,... neler olduğunu anlamasam bile.
It's really happened, hasn't it?
Sonunda bu da oldu değil mi?
Believe it or not, I'm really sorry this happened.
İster inan ister inanma ama olanlara gerçekten üzüldüm.
It worked perfectly, and nobody can prove what really happened here. Nobody!
Mükemmel oldu, ve kimse burada aslında neler olduğunu kanıtlayamaz.Hiçkimse!
It was really embarrassing'cause it happened in front of my sister Paulette.
Oldukça can sıkıcıydı çünkü tam ablam Paulette'in gözü önünde oldu.
Well, it hasn't really happened yet.
Daha doğrusu henüz olmadı.
It's going to be really hard waiting 30 years before I can talk to you about everything that's happened in the past few days.
Seninle geçmiş yıllar hakkında konuşabilmem için 30 yıl daha beklemek düşüncesi çok ağır.
What really happened was back in 1969, in Pittsburgh, at the VA hospital there was a chemical spill and all that stuff leaked down into the morgue and it made all the dead bodies jump around as though it was alive.
Gerçekte olan şu ki 1969 yılında, Pittsburgta, bir VA hastanesinde.. ... bir tıbbi atık.. ... ve bütün hepsi morga doğru akmış ve bütün ölü bedenleri hayata döndürmüş.
Well, does it really matter what happened to a thermos bottle?
Bir termosa ne olduğunu gerçekten fark eder mi?
That's what really happened, isn't it?
İşte gerçekte böyle oldu, değil mi?
But I can't decide whether it'sjust a dream orthe memory of something that really happened.
Ama sadece bir rüya mı yoksa gerçek mi olduğuna karar veremiyorum.
It happened before I really knew you.
Seni iyi tanımadığım dönemde oldu.