It takes one to know one traduction Turc
101 traduction parallèle
It takes one to know one.
Birini tanımak için biri gerekir.
- Well, it takes one to know one.
- Sizin gibi.
After all, it takes one to know one.
Ne de olsa, kişi işi kendinden bilir.
Well, it takes one to know one.
Tanıdığım birine biri daha eklendi.
Well, it takes one to know one, Cyril.
- İnsan herkesi kendi gibi bilir, Cyril.
Well, it takes one to know one, doesn't it, dear?
İnsan herkesi kendi gibi bilirmiş, değil mi canım?
It takes one to know one.
Birini tanımak için biri olmak gerekir.
And I went like, "It takes one to know one!"
Ve bende şöyle dedim, "It takes one to know one!"
After all, "it takes one to know one", right?
Ne de olsa... birini tanımak için biri yeter, değil mi?
That's, that's what I really saw in you.It takes one to know one, I guess.
Onlar gerçekten sende gördüklerimdi. İnsan benzerlerini tanıyor.
I guess it takes one to know one.
Sanırım yaşayıp öğreneceğim.
Well, it takes one to know one.
Birini bilmek için biri yeterli.
And believe me, it takes one to know one.
Ve birini bilmek için öbürü de gerekiyor.
- It takes one to know one.
- Tanımak için bilene sormalı.
Well, I guess it takes one to know one.
Sanırım birisini tanımak zaman alır.
It takes one to know one.
Bu işin erbabı olmuş.
That it takes one to know one.
Birini tanımak için biri gereklidir.
It takes one to know one, sister.
Birini tanımak için onlardan biri olmak gerekir, ablacığım.
As the saying goes, It takes one to know one.
Söylemek gerekirse birbirimizi tanımak zaman alır.
It takes one to know one.
Sana daha çok yakıştı.
Well, it takes one to know one.
Biraz da senden bahsedelim.
Hey, It Takes One To Know One, Huh?
- Al birini vur ötekine, ha?
Well, it takes one to know one.
Kişi kendinden bilirmiş.
It takes one to know one.
İnsan insanı çekermiş.
Ah-ah- - yeah, it takes one to know one, You--you sad, pathetic, egomaniacal- -
Her zaman onlarlaydın zavallı, ezik, egosu yüksek...
It takes one to know one.
Tecrübe konuşuyor.
That time when I was fucked up and I told you it takes one to know one?
O kötü dönemimde sana kişi kendinden bilir işi gibisinden bir laf etmiştim.
Well, it takes one to know one.
Bunu öğreneceğiz.
Believe me, it takes one to know one.
İnan bana nasıl bir şeydir biliyorum.
It takes one to know one.
Kişi kendinden bilir işi.
You know what it takes to get one.
Almak için ne bedeller verildiğini biliyorsun.
Listen, it takes one bandito to know another.
Bir "bandito" nun diğerini tanıması gerekir.
All you really have to know is, there's only one way to score and that's when a player takes one of the balls wings it at one of the goals hard enough to set off the pyro.
Bilmeniz gereken tek şey, gol atabilmenin tek yolu olduğudur Ve ne zaman oyuncular toplardan birini alırsa kanatlar gole gideni temastan korumak için oldukça sert olmalıdır.
All it takes is one loudmouth to spill this to Holland and the whole project goes to hell, do you know that?
İşte bu yüzden, ağzı gevşek biri işi Holland'a açacak tüm proje de cehennemin dibini boylayacak, biliyor musun?
You know, it takes more than one person to win this award.
Bu ödülü tek başıma kazanmadım.
One of the reasons why Nightline has the usual suspects is, one thing you have to do when you book a show is know that the person can make the point within the framework of TV. If people don't like that, they should understand it is as sensible to book somebody who takes eight minutes to answer as it is to book somebody who doesn't speak English.
Gençlik gruplarına, İbrani yaz kamplarına liderlik ettim, sosyalist çift ulusluluğumuzun,... Yahudi birliğimizin ve bunun gibi birçok güzel paylaşımın içinde yer aldım.
So, what I'm trying to tell you, Eddie is that it takes a lot of the good, old American green stuff to make one of these things, you know what I mean?
Sana söylemeye çalıştığım, bu işleri yapmak için bir sürü yeşil kağıda ihtiyacın var. Anlıyor musun?
Do you know what it takes... ... to stand all day in one place... ... watching a dumpster in the rain...
Ne demektir bilir misin bütün gün aynı yerde durup yağmurda bir çöplüğü seyretmek Başkan'ın ertesi gün kalacağı otelin yanında diye?
Remember, it takes one to know one.
- Nelle'le ilgili kesinlikle bildiğimiz bir şey var.
And you and I both know it only takes one rotten apple to spoil the whole bunch.
İkimiz biliyoruz ki tek bir çürük elma tüm sepeti berbat edebilir.
I don't know, but it only takes one to screw up a graduation.
Bilmiyorum ama mezuniyeti mahvetmek için bir tane yetiyor.
It only takes one of them to know you're in here.
İçeride olduğunuzu birinin bilmesi yeterli.
You know how long it takes to paint one of those?
Bunlardan birini yapmak ne kadar sürüyor, biliyor musun?
It takes one thief to know another
Bir hırsızı tanımak için, bir başka hırsız gerekiyor.
You know, sometimes it just takes a while to cultivate one's own personal greatness.
Bazen insanın kişisel büyüklüğünü yeşertmesi tabii ki zaman alır.
You know, it takes two, and, uh, I guess she didn't want to be one, what can I say?
İki kişi gerekiyor, ve o bir tanesinin kendisi olmasını istemedi, ne diyebilirim ki?
What's the prosecution's closing argument? It takes one murderer to know another?
Savcı kapanış konuşmasında katile, katil mi tanıklık ediyor diyecek?
I know you ain't got all the parts it takes to make one of your own, but this ain't yours to keep, it may not even be human kind.
Çocuğunun olamadığını biliyorum. Ama buna sen bakmamalısın. İnsan bile olmayabilir.
Because the godmother is the one that, you know, takes care of the child if, well, if something were to happen. It's a lot of responsibility, you know?
Çünkü, vaftiz anne, bir şey olduğunda çocuğun bakımını üstlenir.
Takes one to know one, doesn't it? Oh, go fuck yourself, Naomi!
Oh, git kendini becer, Naomi!
I know you ain't got all the parts it takes to make one of your own but this ain't yours to keep.
Çocuğunun olamadığını biliyorum. Ama buna sen bakmamalısın.