It was just a mistake traduction Turc
136 traduction parallèle
You see, it was just a mistake.
Görüyorsunuz, yalnızca bir hataydı.
Tell him it was just a mistake.
Bir hata olduğunu söyle.
I appreciate that, but it was just a mistake.
Minnettarım ama bu sadece bir hataydı.
- It was just a mistake that someone made.
- Sadece biri hata yapmış.
Mr. Thorpe said it was just a mistake.
Bay Thorpe bunun bir hata olduğunu söyledi.
- No, it was just a mistake. - A practical joke.
Hayır, sadece bir hata.
Francie. It was just a mistake, Francie, wasn't it?
Francie, bir hata oldu, değil mi?
It was just a mistake, right?
Bu bir hata mıydı?
It was just a mistake.
Sadece hata yaptı.
It was just a mistake.
- Sadece bir hataydı.
I don't think the gum was put there to mislead us. I think it was just a mistake.
Bence çiklet bizi şaşırtmak için konmamıştı, bir hataydı.
- I'm sure it was just a mistake.
Kesinlikle bir yanlışlık olmalı.
It was just a mistake, what happened.
Bu büyük bir- - Olanlar bir hataydı.
It was just a mistake
Sadece bir hata.
It was just a mistake.
Sadece bir hata.
Maybe it was just a mistake.
Yanlış anlaşılma oldu.
It was just a mistake.
Yanlışlıkla oldu.
Just say it was a mistake.
Bir hata yaptığını söyle.
You'll say it was a big mistake and swear you fell downstairs, just like last time.
Büyük bir yanlışlık olduğunu söyleyip, geçen defaki gibi alt kata düştüğünüze yemin edeceksiniz.
Somebody who was watching them, somebody who wanted them to trade cars... so that it would just look like Miss Davis's death was a mistake.
Onları gözetleyen biri, arabaları değiş tokuş yapmalarını isteyen biri... böylece Bayan Davis'in ölümü bir hata gibi görünecekti.
Well, I still think Jean's death was a mistake. It just had to be a mistake.
Şey, ben hala Jean'nin ölümünün bir hata olduğunu düşünüyorum.
It was all just a ghastly mistake.
Ne yazık ki baştan sona korkunç bir yanılgıydı deriz.
Somebody who was watching them, somebody who wanted them to trade cars... so that it would just look like Miss Davis's death was a mistake.
Biri, onları izliyordu, arabaları değişmesini istedi... Böylece, Miss Davis'in ölümü bir hata gibi gözükecekti.
It was just a big mistake.
Sadece büyük bir hataydı.
It was just a stupid mistake.
Düşüncemeden davrandım.
It was just a big mistake, that's all.
Büyük bir hataydı, hepsi bu.
Anyway, it was just a little mistake.
Neyse, bu sadece ufak bir hataydı.
- It was just a stupid mistake.
- Aptalca bir hataydı işte.
It was all just a mistake, you know.
Bir hataydı, bilirsin.
Just long enough to realize it was a mistake.
Büyük bir hata olduğunu anlayana kadar.
Just sit her down and tell her it was a mistake.
Dinle Niles, neden yanına oturup, ona yanlış yaptığını söylemiyorsun.
- It was just a mistake.
Bu bir hataydı.
I just keep waiting for Dennis to come in and tell everybody it was a big mistake.
Dennis'in gelip, herkese bunun... ... bir hata olduğunu söylemesini bekliyorum.
This was just a drunken mistake, and I need to get it annulled.
Bu tam bir sarhoş hatasıydı ve feshi almam gerekiyor.
I just need my lighter... What we are going through there? If no, I do not want him to think it was a mistake he
Ben sadece ihtiyacım benim çakmak... biz oraya geçiyor ne?
- Perhaps it was a mistake... marrying a woman much younger than me, but... I was very robust until just a few years ago.
Belki kendinden genç bir kadınla evlenmek hataydı ama sadece birkaç sene öncesine kadar çok dinçtim.
So, you'll just say that it was a mistake
Öyleyse bir yanlışlık olduğunu, onu bulduğunu söylersin,..
- It was just a fling. A horrible, thoughtless, insensitive mistake.
O sadece korkunç ve aptalca bir hataydı.
It was all just a silly, wretched mistake.
Bu tamamıyla saçma, son derece kötü bir hataydı.
- That was a mistake. - Well, let's just forget it then.
Bu bir hataydı.
Look, Tom, Tonight was just a big mistake, That's all there is to it,
Bak, Tom bu gece büyük bir hataydı. Bunun tek açıklaması bu.
It was all just a stupid mistake.
Sadece aptal bir hata yüzünden.
It's just... It was a mistake and I'd like it to stay between us.
Sadece bu bir hataydı ve bunun aramızda kalmasını istiyorum.
Just say that it was a mistake and you're sorry that's all
Sadece bir hata olduğunu söylemen yeterli olacaktır.
It turns out this whole jail episode was just a big mistake.
Bu mahkeme serüveni büyük bir hataymış.
- He can, it's just a mistake I was actually so angry, I thought I wouldn't set foot in this house
- Görüyor, ama yanlislikla olduu
All right, just forget it lt was a mistake.
- Mac gülüyor sandim Neyse bos ver, unut gitsin Bir hataydi.
It was a big mistake with the whole, "We'll just flip it! We'll flip it!"
Vurgun yapacağız! " derken bunun büyük bir hata olduğunu biliyorum.
It was a big mistake! It was a whopper! - But you can't just kill her!
Kuyruklu yalan söylemiş, ama onu öldüremezsiniz.
You hit a dumb and deaf person so ruthlessly and you say that it was just a mistake.
Gujarati, Sen!
So you just tell him that it was a mistake.
Ona bir hata olduğunu söyle.