It won't be much longer traduction Turc
91 traduction parallèle
But it won't have to be there much longer.
Çok uzun sürmez.
It won't be much longer now.
Artık fazla kalmadı.
- Well, it won't be there much longer.
- Pek fazla kalmayacak.
But it won't be much longer.
Ama daha uzun süre olamaz.
I hope it won't be too much longer.
Umarım işin çok uzun sürmez.
Helen, it won't be much longer.
Helen, fazla uzun sürmez.
It won't be much longer.
Artık uzun sürmez, bitecek.
It won't be this rough much longer.
Bu şekil pek uzun sürmez.
It won't be much longer.
Az bir zaman kaldı.
But you won't be able to exercise it much longer.
Ama bunu artık uygulayamayacaksın.
We won't be able to stand it in here much longer.
Bu durumu daha fazla koruyamayız.
It won't be too much longer!
O kadar uzun sürmeyecek!
Then I guess it won't be much longer.
O zaman çok sürmez.
It won't be much longer.
Çok fazla kalmadı.
But you won't be able to have it your own way much longer...'cause the country ain't the same anymore... and I'm already feeling the strange in myself.
Fakat kendi tarzını uzun süre devam ettiremeyebilirsin çünkü ülke artık aynı ülke değil. Bende zaten kendimi yabancı hissetmeye başladım.
It won't be much longer now.
Ama fazla sürmeyecek artık.
He won't be around much longer, take my word for it.
Artık ortalıkta fazla dolaşamayacak, sözüme inan.
It won't be much longer. Then we can all rest.
Çok uzun sürmeyecek ve sonra hepimiz dinlenebileceğiz.
It won't be much longer.
Pek uzun sürmeyecek.
IT WON'T BE MUCH LONGER NOW.
Bu kadar uzun sürmeyecek artık.
If I get it, I won't be here much longer.
Eğer alırsam, buralarda fazla kalmayacağım.
It won't be much longer Hang in there
Babam birazdan gelir sabret.
It won't be much longer now.
Bu iş yakında olacak.
It won't be much longer till I got what I need.
İhtiyacım olanı denkleştirmeme az kaldı.
Now the appetisers are almost ready and it won't be much longer until the roast is done.
İştah açıcılar hazır, rosto da pişmek üzere.
It won't be much longer.
Hadi saçını keselim.
But it won't be lasting much longer.
- Fakat bu fazla kalıcı olmayacak.
Well, he better hurry, because it won't be much longer here.
Acele etse iyi olur çünkü bu uzun süre içeride kalmayacak...
It... lt won't be much longer, Mrs Larson.
Fazla zamanımız kalmadı Bayan Larson.
It won't be much longer now.
Artık çok vakit kalmadı.
She won't be getting it for much longer.
Uzun bir süre hayalinde bile göremeyecek.
It won't be much longer.
Fazla uzun sürmez.
- It won't be much longer.
- Fazla sürmeyecek.
It won't be flying much longer.
Çok fazla uçmayacak.
The way things are going, it won't be yours much longer.
İşler böyle giderse sizin olarak kalmayacak.
It won't hurt much longer... and then you'll be where I am.
Artık canın acımayacak. Sonra benim yanıma geleceksin.
It won't be much longer, I promise.
Söz veriyorum uzun sürmeyecek.
I won't be hearing it much longer.
Daha fazla dinleyemeyeceğim.
Alternatively, if life hasn't been good to you so far, which, given your current circumstances seems more likely, consider how lucky you are that it won't be troubling you much longer.
Alternatif olarak, eğer hayat şu ana kadar size karşı iyi olmadıysa, ki, şu anki durumunuz öyle gösteriyor, size daha fazla sorun çıkarmadığı için ne kadar şanslı olduğunuzu düşünün.
It won't be much longer.
Uzun sürmez.
It won't be much longer.
- Fazla uzun sürmez.
You won't have to be bothered with it much longer, will you? You won't have to be bothered with it much longer, will you?
Bu konuda daha fazla rahatsız olmana gerek kalmayacak, değil mi?
It won't be a problem much longer.
Daha fazla dert olmayacak.
It won't be much longer.
Az kaldı.
It won't be the only highly-strung creature if I'm made to hang around for much longer.
Biraz daha bekletilirsem çok gergin olan sadece o olamayacak.
So it won't be too much longer.
Yani çok uzun sürmeyecek.
Well, it won't be too much longer.
Uzun süreceğini sanmam.
say good-bye, kids,'cause it won't be around much longer.
Güle güle deyin, çocuklar. Çünkü kısa süre sonra ortalarda olmayacak.
He won't be able to keep it a secret much longer.
Daha fazla gizli tutamaz.
It probably won't be there much longer.
Büyük ihtimal uzun bir süre vizyonda kalmayacaktır.
It won't be much longer, ma'am.
Fazla uzun sürmez hanımefendi.