It won't budge traduction Turc
65 traduction parallèle
If it won't budge, I won't.
Sağol. İnatçı damarım tuttu.
It won't budge an inch.
Birkaç santim bile kımıldamayacak.
It won't budge :
Kımıldamıyor.
I can't move it! It won't budge!
Hareket etmiyor!
It won't budge.
Kımıldamıyor.
It won't budge!
Kımıldamayacak.
It won't budge.
Yerinden oynamıyor.
I won't budge from this place until you give it to me.
Onu bana verene kadar buradan kımıldamayacağım.
Well, it's obvious, isn't it? Offer him another grand and if he still won't budge, take the bloody staircase out.
Ne yapacağın çok açık ona bin papel daha teklif et ve hala çıkmıyorsa kat merdivenini dışarı çıkar.
It won't budge.
Bana yardım et...
- It won't budge, Tracy.
- Kıpırdamıyor bile Tracy.
- It won't budge!
- Açılmıyor!
- It won't budge.
— Yerinden oynamıyor.
It won't budge!
Hareket etmiyor!
It won't budge...
Kımıldamıyor...
My lawyer said it'd settle. Now he says the plaintiff won't budge.
Avukatım işin, mahkemeye gitmeden çözüleceği konusunda beni temin etmişti.
Sorry, Dad. It just won't budge.
Üzgünüm baba.
It won't budge.
Oynamıyor.
He won't budge, it's the principle.
Prensip meselesi. Vermez.
- It won't budge, you'll have to shout.
- Bu yerinden oynamayacak.
It won't budge.
Bozulmayacak.
It won't budge.
Hareket etmiyor.
It won't budge!
Kıpırdamıyor!
- It won't budge.
Çıkmıyor.
It won't budge.
Dayanın.
Oh, tried it. Won't budge.
denedim kımıldamıyor bir türlü.
It won't budge,'cuz it's a ledge.
- Kımıldamaz o, çünkü o çok serttir.
Fuck, it won't budge!
Hareket etmiyor!
Jesus, it won't budge.
Kımıldamıyor.
It won't budge.
Ayağım!
I've tried everything, it won't budge.
Ambulansların park yerinde.
- [Gasps] It won't budge.
Kımıldamıyor.
It's some kind of surgical tube. It won't budge.
Bir tür cerrahi malzeme, kıpırdamıyor bile.
- It won't budge.
- Açılmıyor.
It won't budge!
Hiç kımıldamıyor.
It won't budge.
Kımıldamaz.
Hurry! It won't budge!
- Hareket etmiyor!
I've tried, but it won't budge.
Bende denedim, lakin oradan hiç çıkmıyor.
It won't budge.
Kıpırdatamadım.
- It won't budge. - Just keep--keep bending it.
- Düzeltmeye devam et.
Aish. Not sure what he used to lock the door, it won't budge at all!
Kapıyı neyle kitlediyse, açamıyoruz bir türlü!
It won't budge, not even for the wife.
Yerinden kımıldamıyor, kadın da denedi.
Oh. It won't budge.
Kımıldamıyor bile.
It won't budge.
Uğraşıyorum ama dönmüyor.
It won't budge!
- Kıpırdatamadım bile!
- There we - - It won't budge!
Kımıldamıyor.
It won't budge!
Yerinden bile kımıldamaz!
It won't budge.
Yerinden bile kımıldamıyor.
- It won't budge. It's frozen!
- Yerinden oynamaz, donmuş!
It won't budge!
Hareket etmiyor! - Emily!
It won't budge.
Denedim. Kıpırdamadı.
it won't work 371
it won't happen again 518
it won't matter 76
it won't take long 230
it won't last 65
it won't last long 21
it won't start 41
it won't hurt you 22
it won't 497
it won't open 58
it won't happen again 518
it won't matter 76
it won't take long 230
it won't last 65
it won't last long 21
it won't start 41
it won't hurt you 22
it won't 497
it won't open 58