Itl traduction Turc
42 traduction parallèle
Don't say itl
Sakın ağzını açma!
As if I had itl
Sanki o kadar param var da!
The sheriff is doing itl
Sopa atan şerif ki!
Hold itl The beerl Watch the beerl
Dur! Biralara... Biralara dikkat et.
The goddamn Germans got nothin'to do with itl
Kahrolası Almanların bu olayla hiçbir ilgisi yok!
We did itl We did itl
Başardık! Başardık!
I got itl - Wait a minutel
- Bir dakika bekle!
Hold itl I'm stuck here.
Dur! Sıkıştım burada.
- Goddamn itl I seen it in the moviesl
- Ayağım sıkıştı. - Lanet olsun! Bunu filmde görmüşüm.
That's the way I wanna go out. Hey, man, watch itl
Bu yoldan gitmek istiyorum.
Hold itl
Dur bakalım!
- Four miles. Goddamn itl
- 4 mil, kahretsin.
- I knew itl - Some
- biliyordum -
- Ma, you were supposed to catch itl
- Anne, onu tutman gerekiyordu!
If you think this food tastes so good... then you eat itl
Adı... Bu yemeğin güzel olduğunu düşünüyorsan onu sen ye!
[Sebastian] Come onl Move itl
Hadi yürü!
Stopl Stop itl
Kes şunu!
Leave him alonel Stop itl
Onu rahat bırak! Dur!
- Goddamn itl
- Lanet olsun!
Christmas Dayl Christmas Dayl Then I haven't missed itl
Noel günül Noel günül O zaman kaçırmadıml
You can do itl Do itl
Yapabilirsin. Gururla yap.
I had done itl
Buldum işte!
I think there's something down- - Help us, God damn itl
Bence aşağıda bir şey var. Yardım edin, kahretsin.
They cross it, and it's Weber, and, yes, they've done itl The Germans have scored...
Geçiyorlar, Weber ve evet başardılar!
No, he's given itl It's a goall
Hayır verdi! Gol!
- Do itl
- Gidiyorum.
Goddamn itl
Kahretsin.
Extra, extral Read all about itl
Yazıyor, yazıyor!
I am killing myself trying to run itl
Burayı yürütebilmek için kendimi paralıyorum ben.
I think there's something down - Help us, God damn itl
Aşaşğıda bir şeyler var... Allah kahretsin. Yardım edin
Have her ce out! Itl be like coyote ugly.
Söyle gelsin Çıtır Kızlar'daki gibi olur.
Screw itl Who needs photocopiers when you've got a woman and a high-resolution printer that scans?
Salla gitsin, yanında bir kadın ve yüksek çözünürlükte tarayıcı varken kime fotokopi lazım.
Oh? Maybe I could juggle itl
Belki, değişmeli oynayabilirim.
Of coursel The butler did itl
Elbette! Uşak yaptı!
I was interviewing myself for a job as a playwright, and by Jove, I think I got itl
Bir oyun yazarı olarak kendimle görüşme yapıyordum. Ve sanırım işi aldım!
Stop going on about itl Oh, well, er, cheers.
- Bunun hakkında konuşmayı kes artık! Ah, güzel, şerefe.
Let's do itl
Hadi yapalım.
- Maybe itl be good,'cause then she can, like, socialize with the other babies.
Belki de iyi olur. Diğer bebeklerle kaynaşır.
I don't think I can do itl Really?
- Yapabileceğimi zannetmiyorum. - Sahi mi?
That's itl
- İşte bu!
ITL News has just obtained amateur video footage purporting to show casualties from last night's exchange of missile fire.
ITL News dün akşamki karşılıklı açılan misilleme ateşlerinde ölen ve yaralananları gösteren amatör bir video elde etti.
- Hold itl
- Dur bakalım!