Jailer traduction Turc
175 traduction parallèle
But what if our jailer should catch us?
Gardiyanımız bizi yakalarsa ne olacak?
Hey, jailer.
Hey, gardiyan.
Hey, jailer! Jailer!
Hey, gardiyan!
Hey, jailer!
Hey, gardiyan!
Jailer!
Gardiyan!
The last the sheriff, the jailer, or anyone else saw of him was before the fire.
Şerif, gardiyan ya da başka biri onu en son yangından önce görmüş.
- The jailer threw the keys down.
- Gardiyan anahtarları atmış.
You're the jailer.
Onlarla uğraşmayacak mısın?
Didn't you hear the jailer?
Gardiyanı duymadın mı?
You were a jailer at Talon Prison weren't you?
Talon Hapishanesinde gardiyandınız değil mi?
Most unreasonable jailer I've ever seen.
Gördüğüm en laf anlamaz zindancı.
Come on, the jailer is calling you
Haydi, gardiyan seni çağırıyor.
The Duke of Strelitz and, of course, my jailer.
- Strelitz Dükü ve gardiyanım.
Your jailer?
Gardiyan mı?
Jailer!
Zindancı!
Jailer on that level will know.
O kattaki zindancı bilir.
You're the jailer.
Gardiyan sensin.
You'd be surprised how cool jail can be when you got loot for the jailer.
Gardiyana bir şeyler verebildiğinde hapis çok rahat olur.
How did you bribe the jailer to bring me your message?
Bana mesaj yollamak için gardinaya ne rüşvet verdin ki?
And in me, you will not be dealing with a common jailer, but with a staff officer personally selected for the task by the Luftwaffe high command.
Ve siz de benim şahsımda sıradan bir gardiyanın değil, Hava Kuvvetleri Komutanlığınca özel olarak atanan bir kurmay subay karşısındasınız.
Jailer.
Gardiyan.
Have you ever stopped to think why they made you a jailer instead of a soldier?
Seni asker olarak kullanmak yerine neden gardiyan yaptιklarιnι düşünüyor musun?
- Jailer!
- Gardiyan!
Jailer, take them to the tree.
Gardiyan bunları ağaçlara götür.
How did you bribe the jailer to bring your message? With two words, The Cid.
Bana mesaj yollamak için gardinaya ne rüşvet verdin ki?
I won't be a jailer of anybody,
# Kimsenin gardiyanı olmayacağım #
I'm putting you to some trouble, jailer.
Size zahmet verdim, gardiyan.
That's not true, jailer.
Bu doğru değil, gardiyan.
Could you find these guys for me, jailer?
Bana bu adamları bulabilir misin, gardiyan?
This new jailer is a nasty one!
Bu yeni gardiyan berbat biri!
- A nasty jailer, he says.
- Gardiyan berbatmış.
I've been a jailer since the British days!
Ben, İngiliz döneminden beri gardiyanım.
Who could be the jailer's spy?
Casusu kim olabilir?
He's very thick with the jailer. The swine!
Gardiyanla çok içli dışlıdır, pis herif.
I hope the jailer doesn, t get to know!
Umarım gardiyanın kulağına gitmez.
I've been a jailer since the days of the British!
Ben İngiliz döneminden beri gardiyanım.
I'm a jailer... from the British days!
Ben, İngiliz döneminden beri...
In just a couple of days, the jailer and his spies...
Birkaç güne, gardiyan ve casuslarını...
It the jailer of the British days so scared?
İngiliz döneminin gardiyanı çok mu korktu?
He's a dangerous man, jailer.
Çok tehlikeli biridir, gardiyan.
You're not a husband or a son, you're a goddamn jailer.
Ne koca ne de oğulsun, Allah'ı belası bir zindancısın.
And being a goddamn jailer is the nearest thing you've got to an instinct.
Lanet bir zindancı oluşun ise his denebilecek en ufak şeyin.
- Proper little jailer's pet, aren't we?
- Gardiyanın gözdesi oldun, değil mi?
We will kill the son of our jailer.
Bizi hapseden adamın oğlunu öldüreceğiz.
The three of us will crush the son of our jailer.
Üçümüz bir olup bizi mahkum eden adamın... oğlunu yok edeceğiz.
You can sing your gypsy songs in there and the jailer will tell you what he thinks of them.
Orada çingene şarkılarını söyleyebilirsin. Gardiyan da fikrini söyler.
- Ploppy the jailer?
- Gardiyan Ploppy.
- Ploppy, son of Ploppy the jailer?
- Gardiyan Ploppy'nin oğlu Ploppy mi?
I am the first Ploppy to rise to be jailer.
Ailemizde gardiyan olan Ploppy bir tek ben varım.
OH, JAILER.
Oh, gardiyan.
After other men's women and jailer of his own.
Diğer erkeklerin kadınlarının peşindedir ve kendi kadınının gardiyanıdır.