Jenny's traduction Turc
1,839 traduction parallèle
Jenny Schecter, she's your roomate, right?
Jenny Schecter, ev arkadaşın değil mi?
We're here on the set of Jenny Schecter's new film,
Şu anda Jenny Schecter'ın yeni filminin setindeyiz.
Jenny likes to joke about how you're a stick in the mud and all the rest of it. But I know that's not who you are.
Jenny senin geri kafalığınla ilgili şakalar yapmayı seviyor diğer şeyler falan da var ama ben öyle olmadığını biliyorum.
So Jenny, we have one more possiblity for Bev and Nina's house.
Jenny, Bev ve Nina'nın evi için bir yer daha var.
- Jenny, actually, there's been lots of shows that have been shot up here successfully.
- Jenny, aslında burada çekilmiş pek çok başarılı yapım var.
So this thing is really going through. I mean, Jenny's gonna be directing the movie?
Bu mesele gerçekten ilerliyor.
No, it's not my position, Jenny.
Hayır, değil Jenny.
Jenny, that's Dawn Denbo, she was at your party last week.
Jenny, bu Dawn Denbo, geçen hafta partindeydi.
Like Jenny's haircut.
Jenny'nin saçı gibi.
No. Oh, I wasn't thinking it was like Jenny's.
Yok, Jenny'nin saçı gibi düşünmedim.
Yeah. It's like... It is very much like Jenny's.
Benziyor, Jenny'ninkine baya benziyor.
I mean, it kinda looks like Jenny's hair.
Yani Jenny'nin saçına benziyor sanki.
And Jenny's at the helm.
Jenny de dümende.
Well, it's Jenny's design choices.
Jenny'in tasarım seçimleri.
So let's have Niki and Jenny for wiring.
Niki ve Jenny'ye haber verelim.
Jenny, I need you to go in there because you're the only one she's gonna listen to.
Jenny, içeriye girmen lazım. Çünkü dinleyeceği tek kişi sensin.
I'd think you would need a stiff drink after being mired in Jenny's masturbatory opus all day long.
Sert bir şeylere ihtiyaç duyarsın sanıyordum Bütün gün Jenny'nin şaheseriyle uğraştığına göre.
So you're the cameraman for Jenny's movie?
Tina'nın filminde kameramansın demek.
! It's William on the phone for you.
Jenny, William telefonda.
I thought that's where you were gonna meet her.
Jenny'le orada buluşacağını sanıyordum.
Hey, Jenny, it's Jude. I was just calling to...
Merhaba Jenny, ben Jude.
Jenny, Jenny, it's okay.
Jenny, Jenny, sorun değil.
That's right. Of course.
- Jenny, tabii ya.
He's trying to hook up with you, Jenny.
Seni götürmeye çalışıyordu Jenny.
Jenny, let's get this man a cold beer.
Jimmy, hadi bu adama soğuk bira getir.
You got to get a dog Jenny.
Bir köpek almalısın Jenny.
My name's Jenny by the way.
Adım Jenny bu arada.
Jenny's pretty fit.
Jenny oldukça formda.
- I love Jenny, she's a great girl.
- Jenny'i severim, mükemmel bir kızdır.
No, no, Jenny, no. It's not gonna happen.
Hayır, hayır, Jenny, hayır.
Jenny told her how you two first met.
Jenny ona sizin nasıl tanıştığınızı anlatmış.
Well, short of bringing in a new Jenny from Bucharest, which I can't afford to do, what would you like me to do to help you out?
Bükreş'ten yeni bir jeneratör getirtmek dışında.. .. ki buna zaten bütçe elvermez, sana yardımcı olabilmek için ne yapabilirim?
How's Jenny?
Jenny nasıl?
It's me, Jenny.
Benim Jane.
Jenny's tits are the exact same size as Miss November's.
Jenny'nin memeleri Kasım Güzeli'yle aynı ölçülerde.
I heard that they found Jenny's body in a dumpster at the back of a local supermarket.
Jenny'nin cesedini mahallenin marketinin arkasındaki çöplükte bulduklarını duymuştum.
Jack, I'm afraid Jenny's been sent some flowers from a chap. A chap?
Jack, korkarım Jenny'e bir arkadaşı çiçek göndermiş.
If Jenny's ready, perhaps we'll shoot off.
Jenny de hazırsa, çıksak iyi olur.
"Jane Eyre" and Jenny's new boyfriend.
Jane Eyre ve Jenny'nin yeni erkek arkadaşı.
You may or may not have noticed, I'm trying to stir the subject away from Jenny's lurid love-life and into the matter in hand.
Fark etmiş olabileceğiniz üzere, konumuzu Jenny'nin korkunç aşk hayatından, elimizdeki konuya getirmeye çalışıyorum.
Reluctantly, I have to admit that Jenny is clearly an expert on both.
Gönülsüzce kabul etmek gerekirse, Jenny iki kısımda da uzman olmuş ama.
You see, that's the beauty of life, Jenny.
Bak işte hayatın güzelliği Jenny.
See, that's what you need, Jenny.
Bak işte sana da bu lazım Jenny.
Who's coming up for a drink? Jenny?
- Kim birer içki ister?
Don't be bourgeois, Jenny.
Orta sınıf insanlar gibi konuşma Jenny.
Not even Jenny's for that matter.
- Hatta Jenny'nin bile değildi. - Baba!
Next weekend, we're all going to Cafe de Flore to celebrate Jenny's birthday.
Önümüzdeki hafta hepimiz "Café de Flore" a gidiyoruz. Jenny'nin doğum gününü kutlamak için.
You know, what Jenny's like about France, Jack?
Jenny, Fransa'nın neyini seviyor, biliyor musun Jack?
Jenny, are you taking precautions? It's nothing to do with that.
- Jenny, önlem alıyorsun.
Jenny got two A's and a B in her mock-A levels.
Jenny, en önemli derslerinden iki A, bir de B aldı.
Jenny, we should go. It's late.
Jenny, gitmeliyiz, geç oldu.