Jez traduction Turc
424 traduction parallèle
Jez, what are you doing here?
Jez, napıyorsun burda?
Jez, come on. Think they've been through a lot, okay?
Hadi rahat bırak onları.
Goddamn it, Jez.
Kahretsin Jez.
I swear, I will lock you up, Jez.
Yemin ederim seni tutuklarım Jez.
- Jez.
- Jez.
Hey, Jez, you're up.
Jez, kalkmışsın.
- Hey, Jez, what's up, man?
- Jez, naber adamım?
Jez, the track's THE shit.
Jez, şarkı bomba gibi.
'I should forget it, leave her to him.
Belki de bu işin peşini bırakıp onu Jez'e bırakmalıyım.
No, when you've finished, drop your Rizla in the bowl.
Hayır Jez, yazmayı bitirince kağıdı kaseye koyuyorsun.
- Jez, can I have a word?
- Jez, biraz konuşabilir miyiz?
"Hey, Jez, your mum's dead!"
"Hey Jez, annen ölmüş."
Jez and Mez, the El Dude Brothers.
Jez ve Mez. "El Dude Kardeşler".
Hey, Jez!
Hey Jez!
Jez, the faces, the faces.
Jez, yüzlere bak.
I'm not gonna do a poo, am I, Jez?
Altıma yapmayacağım, değil mi Jez?
'Jez is so great.
Jez harika biri.
- Jez?
- Jez?
- Jez, are you all right?
- Jez, iyi misin sen?
That's very nice and everything, Jez, but I should open some wine.
Her şey çok güzel Jez ama şarap açmak istiyorum.
- Hey, Jez!
- Selam Jez!
Look, I really feel I need to go for this, Jez.
Bak, bu işin peşinden gitmeyi gerçekten istiyorum Jez.
Look at me driving, Jez!
Arabayı sürüyorum Jez!
It's cool, Jez.
Sorun yok Jez.
Look, Jez, you've got to take the rap.
Bak Jez, bu suçu sen üstlenmelisin.
- So, Jez, could you have a look at that thing for me on reception?
Birdsong'un içine sıçıyor. - Jez resepsiyondaki o şeye benim için bir bakar mısın?
Jez!
Jez!
Jez?
Jez?
Jez, there's no need to...
Jez, daha gereği yok...
Jez, you know what a hospice is, don't you?
Jez, hospis nedir biliyorsun, değil mi?
So, Ray, Jez tells me you worked on the force.
Ray Jez emniyette çalıştığını söyledi.
'Well done, Jez, old mate.
Bravo Jez.
Hey, Jez!
Hey, Jez.
OK, Jez, mate.
Pekâlâ Jez dostum.
Jez must've gone for a walk.
Jez yürüyüşe çıkmış olmalı.
- Jez, I didn't...
- Jez, ben...
Jez, we're right here, Jez.
Jez, yanındayız Jez.
- You're in safe hands now, Jez.
- Güvenli ellerdesin Jez. İyileşeceksin.
Good to see you, Jezz.
Seni görmek güzel Jez.
Jezz, I don't know what this is about, but it's...
Jez, neden söz ettiğini bilmiyorum ama bu...
You signed it to Jezz.
Bunu Jez'e imzaladın.
Jez or Jed.
Jez ya da Jed.
Jez, pint of Dog.
Jez, bir tane bira.
Jez, was Frank on his tod when we turfed him out last night?
Jez, Frank, kapı dışarı ettikten sonra getiren oldu mu?
I've got a flightly compared to Jez.
Jez'e aşırı düşkünlüğüm oldu.
- Mr Heriot...
Bana Jez de.
- Oh, Please! Please!
Jez yeterli.
Jez...
Jez...
Er, Jez.
Jez.
- Oh, Jez.
- Ah, Jez.
Oh, Jez..
METROPOLİS GÜNDÜZ KLİNİĞİ