Jowls traduction Turc
40 traduction parallèle
He probably has jowls that hang to there.
Muhtemelen suratı aşağıya sarkık gözükür.
The roasting afternoon sun may do wonders for those jaundiced jowls of hers.
Akşam güneşi eklem ağrılarına çok iyi gelecektir.
Well, you don't know hog jowls from horseshit,'cause they're Crow.
Senin bir halt bildiğin yok, çünkü onlar Crow.
How the knave jowls it to th'ground as if'twere Cain's jawbone that did the first murder.
Adama bak nasıl fırlatıyor onu yere. İlk cinayeti işleyen Kabil'in çene kemiği sanki.
I'm a little concerned about my jowls.
Gıdığım için biraz endişeliyim.
Don't forget to clean under the jowls.
Çenemin altını da temizlemeyi unutmayın.
Cool your jowls, Nixon.
Ağır ol biraz, Nixon.
THE SULKING GIVES YOU JOWLS, IT'S NOT ATTRACTIVE.
Somurtunca gıdığın çıkıyor. Hiç çekici olmuyor.
Good morning, Mr Jowls, Mr Wheen.
- Günaydın, Bay Jowls, Bay Wheen.
Mr Jowls, do you recollect that... enthusiastic lady?
Bay Jowls, hevesli bir kadın vardı, hatırlıyor musunuz?
He's got jowls.
- Çok seçicisin.
Mr. Jowls
Bay Jowls
- Jowls, my man. Guess what your enlightened, all-powerful ruler has brought to the castle.
- Hey, sarkık gerdan tahmin et zeki ve güçlü hükümdarın şatoya ne getirdi.
You know old Hugh, jowls all aflutter.
İhtiyar Hugh'ı bilirsin, çenesi bir açıldı mı kapanmak bilmez.
Doc'd be dour at a christening, but Trixie says he wasn't scowling how he does, or shaking his jowls like a bulldog.
Doktor her zamanki gibi aksi. Ama... Trixie, nin dediğine göre ne ters ters bakıyormuş, ne de buldog gibi gerdanını sallıyormuş.
He wasn't so sensitive when his jowls didn't look like a walrus.
Olur. Çenesi bir deniz aslanınkine benzemezken bu kadar hassas değildi.
Fat in the face, jowls, fat ass.
Yüzün yuvarlaklaşır, gıdın çıkar, kıçın büyür.
Never been sick a day in my life, but I turned 45, and suddenly, all my muscles have turned to jelly, my tummy is all flab, and I've got jowls like my grandmother.
Hayatım boyunca bir gün bile hasta olmadım ama 45 olunca aniden tüm kaslarım jöleye döndü ve göbeğim sarktı bir de büyükannem gibi gıdığım oldu.
How the knave jowls it to the ground, as if it were Cain's jaw-bone, that did the first murder!
Herif nasıl kaldırıp atıyor şimdi yere, Kabil'in eşeğinin çene kemiğiymiş, ilk cinayetin aletiymiş gibi!
Laughing at you with his fat jowls wobbling with glee.
O dumanı içine çektiğin her sefer de sarkmış gıdısını neşeyle sallayarak sana gülüyor.
Why are you shaking your jowls at me?
Gıdığını neden sallıyorsun bana?
You cut off the head just under its jowls.
Çene kemiğinden kafasını kopartıyorsun.
10 cc's of Radiesse, bye-bye jowls.
10cc radiesse ve güle güle gıdı.
Well, that's true, he's definitely had his jowls done.
Öyleyse gerçekten gıdısı sarkmış.
I'm gonna push you underwater with my jowls.
Şimdi seni suyun altına iteceğim.
[laughs] Jake, get ready for a slap in the jowls!
Jake, çenene gelecek şaplağa hazır ol!
There's a fat, rich tobacco executive thinking what a fool you are, every time you breathe that smoke, laughing at you, with his fat jowls wobbling with glee.
Şişman, zengin bir tütün işletmesi sahibi ne kadar aptal olduğunu düşünüyor. O dumanı içine çektiğin her sefer de sarkmış gıdısını neşeyle sallayarak sana gülüyor.
It's crazy. No, you're crazy! Did you airbrush out your jowls?
Çenenin altına photoshop yaptın mı?
Philip... just more jowls.
Philip.... daha fazla gıdığı olan.
I recall you referred to me as "turkey jowls."
Beni çağırırken "hindi gıdığı" diye seslendin.
You're supposed to have jowls.
Gerdanının olması gerekiyor.
That Rachel is a demon child from the jowls of hell.
Rachel cehennemin derinliklerinde yaşayan şeytan çocuk.
- Vis-é-vis jowls.
- Yani gıdısı.
HE HAS YOUR JOWLS.
Senin çeneni almış.
Like we'd be fighting over those blowfish jowls.
Zaten biz de o balon balığımsı bir çene için mücadele ediyoruz ya.
This lighting would put jowls on a greyhound.
Bu kadar ışıkla tazının bile gıdığı varmış gibi gözükür.
Bulldog drool courses through his jowls!
Bulldog salyası çenesinden akıyor resmen!
Well, I think Nixon lost the election because of his enormous jowls.
Zili duyunca lütfen yemek için onlara yemekhaneye kadar eşlik edin.
Did you airbrush out your jowls? No.
Çenenin altına fotoşop yaptın mı?