Jumper traduction Turc
1,295 traduction parallèle
I'll be in the jumper bay.
Jumper iniş sahasında olacağım.
The puddle jumper may alarm them.
Jumper onları telaşlandırabilir.
You'll stay with the jumper.
Sen Jumper'la kal.
Jumpers two and three, execute.
Jumper İki ve üç, ortaya çıkın.
Jumper two, prepare to fire on my mark.
Jumper İki, işaret verdiğim an ateş et.
That's what we say when're trying to talk down a jumper.
Biz atlamaya çalışan kişileri ikna etmek için böyle diyoruz.
I nailed our bail jumper 100 yards from Mexico.
Kaçağı yakaladım. Meksika'ya varmasına 90 metre kala.
I'm not a crack jumper, lady.
Olasılıklara atlayan biri değilim, bayan.
Do you have any jumper cables?
Bağlantı kablon var mı?
- No, I'm a jumper.
- Hayır ben atlayıcıyım.
My zebra wins, I get your filly, the white jumper.
Zebram kazanırsa, beyaz kısrağını alırım.
Cruz, when you're in the game in transition, take that jumper you love.
Cruz, oyuna girdiğin zaman istediğin adamı tut.
That might work on some Johnny-redneck bail jumper... but that don't mean shit to me.
Bu numaralar bana sökmez.
She's six years old and wearing a navy blue jumper.
6 yaşında ve üzerinde lacivert bir kazak var.
That's worth a free dinner at Claim Jumper.
Bu yanlış Claim Jumper'da beleş bir akşam yemeği demek oluyor.
It's freezing and I've got no jumper.
Hava buz gibi ve benim kazağım yok.
If you're a caver, jumper, climber, you just do it and not give a shite.
Eğer bir mağaracı, atlayışçı ya da tırmanıcıysan... sadece onu düşünürsün diğer lanet şeyleri değil.
- Let's call it Jolly Jumper.
- Hımm, Düldül olsun.
- Can we call it Jolly Jumper?
- Düldül olsun mu?
To the Kim Sang-eun in the right side. Jumper! Got it.
Sağ taraftaki Kim Sang-eun'a doğru bir pas Atış!
You can take off your jumper.
Kazağı çıkarabilirsin.
I should probably have put her in the stout jumper rather than Gerald.
Belki de renkli kazağı Gerald yerine O'na giydirmeliydim.
Hayley, grab the jumper cables.
Hayley, bağlantı kablolarını getir.
Horatio, I just got a callout on a jumper in Miami Shores.
Horatio, Miami Shores'da biri kendini balkondan atmış
Not what you'd expect with a jumper.
İntihar eden birinden beklenecek bir şey değil bu.
Your ball jumper just became our suspect.
Senin kefaletle çıkıp kaçan hedefin bizim şüphelimiz oldu.
Your jumper picked up the 9-mil?
Tabancayı senin kaçak mı kaptı?
We found jumper cables behind your house with your prints on them.
Evinizin altında, üstünde parmak izleriniz olan kabloyu bulduk.
Oh, your jumper cables accidentally connected themselves from your power box to your flag pole?
Bağlantı kablolarınız kazayla şalterden bayrak direğinize kendi kendine mi bağlandı?
- the gray jumper...
-... gri bir kazak...
- I've changed my jumper.
Kazağımı değiştirdim! Haydi.
What's wrong with this jumper?
Bu kazağın neresi yanlış?
We got a jumper.
İntihar girişimi var.
At Hill Grange Health Spa, ex-international show Jumper Desiree and her husband Roman are making the most of their honeymoon,
Hill Grange Health Spa'da, eski uluslararası şov Jumper Desire ve kocası Roman balayının en iyi günlerini yaşıyor,
It's 37 after 7 : 00 and I haven't eaten and I don't have any lunch money and today's the class trip so I have to have my blue jumper and you didn't sign my permission slip and Bridgette... she's picking her nose and throwing snot balls at me.
7'yi 37 geçiyor ve yemek yemedim ve öğlen yemeği için param yok ve Bugün okul gezisi var. Mavi bir bulüz almalıyım, İzin kağıdını imzalamadın. Ve Bridgette.....
I was usually the jumper.
Ben hep ortada olurdum.
It's your first jumper - they can be a little intense.
Atlayan biri senin için ilk- - biraz gergin hissedebilirsin.
A jumper's standoff with police... came to a tragic end on the Brooklyn Bridge today... as an unidentified skull-faced man... brought traffic to a standstill for two hours... before leaping to his death.
Bugün, tanımlanamayan kemik-maskeli bir adamın, Brooklyn Köprüsündeki intihar girişimi polisin trafiği 2 saat kesmesinden sonra kendini ölüme bırakmasıyla trajik bir şekilde sonlandı.
There is a chance that we can get the jumper back without creating too big a ripple in the events of this time line.
İsyan başladığında bu zaman çizgisini çok fazla etkilemeden gemimizi geri alma şansımız olabilir.
You know, it's quite ironic, this whole thing started because Sam didn't want to take the jumper back from a Jaffa patrol.
Çünkü bütün bunlar Sam'ın gemiyi Jaffa devriyesinden almak istememesi yüzünden başlamıştı.
So we take a Jumper through the nearest Stargate and check it out.
O zaman en yakın yıldızgeçidine Jumperla gidip kontrol ederiz.
Not within Jumper distance, no.
Jumper'la gidilebilecek yok.
Let's go back to the Jumper.
Jumper'a geri dönelim.
I'd like you to assemble a team and have a Puddle Jumper ready to go.
Bir ekip kurup Jumper'la gitmeye hazır olmanızı istiyorum.
We'll never be able to make it to the Jumper.
Jumper'a asla ulaşamayacağız.
Get them looking everywhere except the Jumper.
Jumper hariç her tarafa bakmalarını sağlayın.
- Who cares, they left the Jumper.
- Kimin umrunda, Jumper'ı terk ettiler.
We're in Jumper two, we're cloaked, directly above you.
Biz Jumper İki'deyiz, görünmez olduk, direk tepenizdeyiz.
Our Jumper's disabled.
Jumper'ımız etkisiz hâlde.
Jumper!
Atış!
- And the jumper?
- Ya o kazak ne?