English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ J ] / Just don't worry about it

Just don't worry about it traduction Turc

213 traduction parallèle
Just don't worry about it. You'll find out later.
Endişen olmasın, daha sonra öğrenirsin.
- Just don't worry about it, will you?
- Takma kafana.
And don't you worry about it. You just live long enough to see it.
- Sakın bu konuda kaygılanma, bunu görecek kadar yaşayacaksın.
Well, don't worry about it As far as he knows, you're just another patient on my list
Merak etme. Bildiği kadarıyla, sen sadece bir başka hastasın.
if anything happens. I-I'm sure it's just part of the play. Don't worry about it.
Bu konuda endişe etmeyin.
Don't worry about it,... just stay here.
Sen merak etme,... sadece burda kal.
You do whatever you have to do and I'll just tag along and don't you worry about it.
Ne yapmanız gerekiyorsa onu yapın, bense sadece sizin peşinize takılacağım. Siz bunu dert etmeyin.
Man, don't worry about it. It's just as well you couldn't tell that pig
Hadi, Johnny, merak etme onu.
Just don't worry about it.
Bunun için endişe etme.
I just don't think you should worry about it.
Endiselenmene gerek olmadigini söylüyorum.
And your brain start going, " Don't worry about it.Just be cool.
Beyniniz şöyle düşünmeye başlar : "Merak etme. Sakin ol."
I just hate cheap guys. Don't worry about it.
- Pintilikten nefret ederim.
Don't worry about it, It was just a bad dream.
Bundan hiç endişe etme, Sadece kötü bir rüysydı,
Look, just don't worry about it.
Bak, bu konuda fazla kaygılanma.
Listen, Mrs. bear, I know there are an awful lot of us here, so I just... don't you worry about it.
Dinleyin, Bayan Ayı. Biliyorum burada çok kişiyiz, bu yüzden - Bunun hiç düşünme.
Just put it aside, and don't worry about it.
Bunu ihmal etmeyin.
Don't worry about it. I mean... Gee, I wish we could just start all over again, you know?
Keşke her şeye başından başlayabilsek.
Louise, just don't worry about it.
Louise, bu konuda hiç endişelenme.
Don't worry, Valerie, just burn it and forget about it.
Endişelenme Valerie, sadece yak onu ve unut.
For you people that are really agonizing... and just hate all this stuff and all the hollering... if you don't make a turn, it'll be over next week... so you won't have to worry about it.
Siz insanlara resmen acı çektiriyorsunuz... ve bütün bu işlerden ve bağırıp çağırmaktan da nefret ediyorum... Yolunuzu değiştirmezseniz, önümüzdeki hafta her şey biter... artık endişelenmenize gerek kalmaz.
Just don't worry about it.
Alışveriş merkezinde büyük bir oyuncak mağazası var.
- Don't worry about it,'cause anytime you want to give me anything, just let me know,'cause if I had to do it all over again,
Sağol. - Güzel, gribi bulaştırdığım için çok üzgünüm. - Hayır, endişelenme, bir daha her hangi bir şey vermek istediğinde sadece haber ver.
You just go home... and don't worry your pretty blue head about it.
Eve git güzel mavi kafanı bunlara takma.
Don't worry about me I've always said everyone must be free to decide I'll just keep walking, That will make it easier for you to decide
Beni kafana takma. Her zaman söylerim, herkes kararında özgür olmalı. Ben yürüyeceğim.
I couldn't exactly tell Rob, "It was just a warlock, don't worry about it."
Rob'a tam olarak, "Sadece bir büyücüydü, endişelenme." diyemedim.
So why don't you just let me worry about making the trifle and you just worry about eating it, alright?
BU yüzden, ben tatlıyı yapmakla endişeleneyim sen sadece onu yemekle endişelen.
Just don't worry about it.
Kafaya takma.
Don't you guys worry about me. It's just a scratch.
Benim için endişelenmeyin.
Just leave it, don't worry about it.
Bosver, endiselenme.
Don't worry about it, let's just get out of here.
Bu konuda endişe etmeyin, izin'sadece Burada.
Don't worry about it. It's just research.
Dert etmeyin Bu adece araştırma.
I just hate him, don't worry about it
- Ama sen endişelenme.
And I'm not sure it's a job I'm gonna be any good at, but... I just... I don't have time to really worry about it right now.
Ayrıca başarılı olacağım bir iş olduğuna da emin değilim ama bunun için endişelenecek zamanım da yok şu an.
Don't worry about it, doc, it was... just a joke.
Merak etme Doktor, Sadece şakaydı.
- No, just don't even worry about it.
- Hayır, önemli değil.
Harry, you don't have to worry about me. I mean... I mean, just the idea of two guys together it just...
Aman Tanrım!
Harry, you don't have to worry about me. I mean... I mean, just the idea of two guys together it just...
Harry, bu konuda endişelenmene gerek yok.
- I'm just saying- - As a friend, I want you to know that if you were thinking of calling it off don't worry about the people out there
Arkadaşın olarak, bilmeni isterim ki, eğer iptal etmeyi düşünüyorsan, dışardaki insanlar hakkında endişelenme. Ben sadece diyorum ki... Bütün o hediyeler hakkında endişelenme.
- It just fuckin'... - Don't worry about it, mate.
Endişelenme dostum.
Just don't worry about it anymore. Let time take care of it.
Dert ertmeyin artık sizde zamana bırakın.
Don't worry about it. Are you and blondie an item, or is she just another one in Alec's long line of conquests?
Sen ve sarışın ciddi misiniz, yoksa o da, Alec'in uzun zafer listesindekilerden biri mi?
And I said, "don't worry about it. It's just me and Jesse." And they said, " well, we want Jesse.
"Merak etmeyin biziz, Jesse ve ben." dedim.
Don't worry about it, it's probably just slow.
Endişelenme, büyük ihtimalle geri kalmıştır. - B planına geçelim.
I just don't worry about it anymore.
Sadece artık eskisi kadar önemsemiyorum.
Don't worry about it. Listen, I know the invitation said that we were all gathering at the c-section next week, - but Sherry just went into labor.
Davetiyede gelecek hafta sezaryen sırasında toplanacağımız yazıyordu, ama Sherry'nin doğumu başladı.
AHH, DON'T WORRY ABOUT THEM. IT'S JUST YOU AND ME, DANNY BOY.
Sadece sen ve ben varız, Danny.
Just don't worry about it.
Sakın endişelenme.
Don't worry about it, just do your job.
Endişelenme, sen işine bak.
Don't worry about it. Maybe i should just go.
- Bak, belki de gitmeliyim.
Just don't worry about it.
Sadece merak etme.
Let's just look at it this way : It's out. We don't have to worry about it.
Şu açıdan bakalım, ortaya çıktı ve artık dert etmemize gerek yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]