English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ J ] / Just to let you know

Just to let you know traduction Turc

2,007 traduction parallèle
Just to let you know that I You can break free. OK?
Neyse, sorun değil
Just to let you know that it went well with her, without further explanation.
Sadece herşeyin yolunda gittiğini yazıyor, başka bir bilgi yok
- Just to let you know that Bishop Gardner would like to see you.
Başpiskopos Gardner'ın sizi görmek istediğini söylemeye geldim.
And this is before we banged, just to let you know.
Ve bu da sevişmeden önceydi, bilmenizi istedim.
Just to let you know, My dance teacher told me that I was the best student she ever had.
Bil diye söylüyorum dans hocam şimdiye kadarki en iyi öğrencisi olduğumu söylemişti.
But I just want you to know that those... those people that you been studying... I mean, let's call them what they are ; those killers.
Ama şunu bilmeni isterim ki o adamlar, araştırma konusu yaptığın o insanlar var ya sen nasıl nitelendiriyorsun bilmiyorum ama onlar birer katil.
I just... I wanted to let you know in person that I heard what you said about Ben and I'm taking your advice.
Ben sadece... yüzüne karşı Ben ile ilgili söylediklerini duyduğumu ve tavsiyene uyacağımı söylemek istedim.
Um, so anyway, we're on our way, but I just wanted to let you know we're gonna probably be pretty late.
Neyse, biz oraya gidiyoruz şimdi. Geç geliriz herhâlde.
This is about to be over, and I just want to let you know that I'm sorry about what happened.
Yolun sonuna geldik artık, bilmeni isterim ki olanlar için çok üzgünüm.
I just wanted to let you know, I might be late... for Luc's party tonight.
Sadece bu akşam gecikeceğimi söylemek istedim... yani Luc'un partisine.
Just let me know if you want to go bungee jumping.
- Bir hamle daha yapmak istersen söyle yeter.
If you have any other things you'd like to decide when and how you talk about them, just give me a head's up, just let me know, just so- - it's not something I should have to ask you for.
Eğer konuşmamı istemediğin başka bir şey varsa onları da bana bildir ki ne hakkında konuşacağımı bileyim. - Bu senden istememem gereken bir şey.
Mother, she definitely is not. But you know what a tough time we have and I... I'm just trying to let her grow up a little bit.
Anne, kesinlikle o değil ama ne kadar zor zamanlar geçirdiğimizi biliyorsun ben de onun biraz büyümesine yardım etmeye çalışıyorum.
Also, I just wanted to let you know that the whole Carly meeting thing... Mm-hmm? Was pretty good.
Ayrıca sana bu Carly ile görüşme işinin çok iyi geçtiğini söylemek istiyorum.
I just want to let you know
Merhaba patron.
So you got to go to the party and let her know that I'm doing just fine without her.
O yüzden o partiye gidip, onsuz da gayet iyi olduğumu anlamasını sağlamalısın.
Come on. Let's just go back to garrison park, and, you know, see if anybody?
Haydi ama, Garrison Park'a geri dönelim belki bir şey gören olmuştur.
Yeah, well, uh, I just wanted to let you know...
Evet. Bilmeni isterim ki, düzgün davrandığı zamanlar da oluyor ama gardım sakın düşürme.
You just got to let them know That you're willing to be their man, mama.
Yapman gereken, onların erkekleri olmayı istediğini bilmelerini sağlamak.
I just wanted to let you know that Rita Schmidt has agreed to testify.
Rita Schmidt'in tanıklık etmeyi kabul ettiğini size bildirmek istedim.
Just wanted to let you know I was running home To see jenna for a bit.
Jenna'yı birazcık görmek için eve gittiğimi sana bildirmek istemiştim sadece.
I just wanted to let you know that I was really impressed with your speech yesterday.
- Sadece dünkü konuşmandan oldukça etkilendiğimi söylemek istedim.
Yeah. I just want to let you know we're coming up with my team.
Sadece ekibimin yakında... orada olacağını bilmeni istedim.
Just let'em know, and they'll be sure to take care of you.
Onlara haber verin ve sizinle ilgilensinler.
Well, I'm just calling to let you know that it is officially 17 past 6 in the evening, and Colleen has already poured her third goblet of wine, and she is still sober.
Saatin 18.17 olduğunu Ve Colleen'de şimdiden üçüncü kadeh şarabı diktiğini ve hâlâ ayık olduğunu haber vermek için aradım.
Coach, I just want to let you know That I have had the time of my life.
Koç, sizinle hayatımın en güzel vaktini geçirdiğimi bilmenizi istiyorum.
Oh, um, just one last thing, Katherine, uh, you wanted us to let you know if there was anything "out of the ordinary."
Son bir şey daha var Katherine. Sıra dışı bir şey olması durumunda sizi bilgilendirmemizi istediniz.
Just wanted to call you and let you know that, uh, I'm going to tell your dad about us today.
Babana bizim konuyu açacağım, haberin olsun istedim.
You know, I've just been feeling like I'm gonna let one of you down and I have had to choose, and I...
Sana bir seçenek sunuyormuşum gibi hissediyorum.
Mm. Just to let me know you're okay.
Yalnızca iyi olduğundan emin olmak için.
Hey, anytime you want to switch places, Just let me know.
Ne zaman görevlerimizi değiştirmemizi istersen, sadece haber ver.
So let's cut the psychobabble And just ask me the question you want to know.
Bu yüzden lakırdıyı bırakalım da bana sormak istediğin soruya gelelim.
Just wanted to let you know that I paid Sergeant Lopez a visit yesterday.
Dün Komiser Yardımcısı Lopez'i ziyaret ettiğimi haber vermek istedim.
So out of decency and respect, I just wanted to let you know that you're gonna have a blood child in the world.
Terbiyemden ve saygımdan ötürü de bu dünyada senin kanını taşıyan bir çocuğunun olacağını sana haber vermek istedim sadece.
Look, I just came to let you know that all my stuff will be out of the flat by tea-time.
Bak buraya sadece çay saati ile ilgili alacağım şeylerden bahsetmeye geldim.
Matt, this is your last tape, and I just wanted to let you know that I've put away a little money for you.
Matt, bu son kasedin ve bilmeni istiyorum ki senin için bir miktar para ayırdım.
Oh hey, I just want to let you know I dropped the kids off at school
Selam, çocukları okulu bıraktığımı haber veriyim dedim.
I just wanted to let you know that, um, nothing happened between me and Marcy.
Bilmeni isterim ki, um, Marcy ile aramda hiçbirşey olmadı.
I just wanted to let you know
Sadece bilmenizi isterim ki
I just wanted to call and let you know That I was thinking about what you said.
Arayıp, söylediklerin hakkında ne düşündüğümü sana anlatmak istemiştim.
So I just came by to let you know that all "edition" employees are subject to a mandatory random drug test this afternoon.
Şimdi, buraya tüm "Edition" çalışanlarının zorunlu bir uyuşturucu testine tabi tutulacağını haber vermeye geldim.
Anyway, I just wanna let you know that if you need anybody to talk to, I - I've been through some pretty traumatic stuff.
Her neyse, sadece konuşacak birine ihtiyacın olursa, ben de travmatik şeyler yaşadım.
- Yeah, sheriff, just wanted to let you know That all the animals are accounted for
Evet, şerif, sadece bütün hayvanların burada olduğunu söylemek için aramıştım.
When you're ready to develop the physical side of our relationship, you just let me know.
İlişkimizin fiziksel kısmını kaldırabileceğin zaman, bana söyle.
Just wanted to let you know the helicopter you requested, it's on its way.
Bilmeni istedik, istediğin helikopter yolda.
Maybe we wait just a little while, though. I mean, give her a chance to grieve William. You know, let her get her feet back under her?
Belki biraz daha beklemeliyiz yani, william'ın yasını tutması için zaman vermeliyiz biliyorsun, bunu atlatana kadar
Just wanted to let you know that, uh, there's gonna be what you like to call "foolishness" going on at Ethel Sebring's funeral. That's it.
Arayıp sadece bilmek istersin dedim, şu senin "aptallık" dediğin şeylerden birini birazdan Ethel Sebring'in cenazesinde görebiliriz.
You know what? Let's just forget I said anything, and we get to the slow blow?
Şimdi bak, söylediğim her şeyi unutalım ve ağır saksoya doğru yol alalım.
I just wanted to let you know there's a sexual predator living in your neighborhood.
Mahallenizde bir seks avcısı yaşadığı konusunda bilgilendireyim dedim.
I don't know how else to convince you to trust me. Why don't you just let me go?
Bana güvenmeni başka nasıl sağlayabilirim bilmiyorum.
Just to confirm it, let's get somebody objective to, uh, try them and tell us if they're good enough to sell, you know?
Sadece emin olmak için tarafsız birilerini çağıralım yemeleri için bize satacak kadar güzel olduklarını söylemeleri için.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]