Kamera traduction Turc
10,042 traduction parallèle
So there weren't, like, any cameras at this intersection?
Kavşakta hiç mi kamera yoktu?
But what's really weird is that there were cameras around there that should have caught the driver trying to get away.
Ama asıl garip olan orada sürücüyü kaçarken yakalaması gereken bir sürü kamera vardı.
Well, the driver... the driver of the hit-and-run... the only way he could have left the scene was down this alley, because none of the security cameras caught him on tape.
Vur kaç olayındaki şöförün olay yerinden kaçabilmesinin tek yolu buradaki geçite inmesi olabilir. Çünkü hiçbir kamera onu yakalayamadı.
Yes, the attached security camera only saw Mr. Peppars. But that ATM was in a grocery store.
Evet, kamera sadece Bay Peppars'ı çekmiş ama ATM marketin içindeydi.
I understand, Dr. Mills, but it's against our policy to grant access to our CCTV feed.
Anlıyorum, Dr. Mills. Ama kamera görüntülerine erişim izni vermek, yönetmeliğimize aykırı.
Which will deactivate the security and the camera systems.
Bu da güvenlik ve kamera sistemlerini devre dışı bırakır.
I could break into his car, drop a spot cam in his speedometer.
Arabasına zorla girip gizli kamera yerleştirebilirim.
He was teaching a screenwriting class called "the Camera and the Story."
"Kamera ve Hikâye" diye bir senaryo dersi veriyordu.
Maybe she'll be in the deleted scenes.
Belki kamera arkasına koyarım.
That little shopping area from which he disappeared has as many security cameras as the Pentagon.
Ortadan kaybolduğu çarşıda Pentagon'daki kadar çok kamera var.
I heard that this whole block is covered by like a million cameras, so...
Bu binada milyon tane kamera olduğunu duyunca...
We're gonna examine security footage from currency exchanges in every European airport you've been through, see how often you showed up with $ 100 bills obtained from the kidnapping.
Avrupa'da gittiğin bütün havaalanlarındaki döviz bürolarını bulup kamera görüntülerini inceleyeceğiz. Ne sıklıkta adam kaçırmadan kazandığın 100'lüklerle boy gösterdin acaba?
I was looking at some CCTV from that night.
O gecenin kamera görüntülerine bakıyordum da.
'Everything you're about to see is from their individual viewpoints'or taken from the station itself - - the only footage available.'
Hakkinda gördügünüz herşey onlarin kisisel görüş açisindan veya istasyonun kendisinden alinan mevcut kamera görüntüleri.
- Reviewing the footage.
- Kamera görüntülerini gözden geçiriyorum.
There's footage here of everyone.
Bu kamera görüntüleri herkes için.
There are no cameras here.
Burada kamera yok.
All clear... no bugs, no taps, no cameras.
Temiz... Böcek yok, cihaz yok, kamera yok.
What? Is that a camera on an ant?
Ne yani, karıncanın birine kamera mı yerleştirdin?
There are lots of small cameras positioned inside the car.
- Arabanın içine yerleştirilmiş bir sürü küçük kamera var.
Yeah, we had a camera crew following the little race.
Tabii. Evet, küçük yarışı takip eden bir kamera ekibimiz vardı.
I was exaggerating.
Abartıyordum. Kamera için canım.
And this Dickerhoof woman, she got Chip so psyched out that he tells her on camera that he sabotaged Reggie...
Ve bu Dickerhoof denen kadın, Chip'i öyle bir heyecanlandırmış ki adam kamera karşısında ona Reggie'yi sabote ettiğini söylüyor...
Could you say that one more time, sir, for camera?
Bunu bir kez daha söyleyebilir miydiniz, beyefendi, kamera için?
I just need you to pull the footage.
Ve ne zaman olduğunu. Sadece kamera görüntülerini almam gerek.
Okay, Buzz, we need security video from every house in this fancy-schmancy neighborhood.
Buzz, bu sosyetik mahalledeki tüm evlerin kamera kayıtlarını toplayalım.
I just wanted to make sure you had answers for the cameras in the morning.
Sadece sabaha kadar kamera görüntüleriyle ilgili ne diyeceğini merak ediyorum.
There's no security footage.
Kamera kaydı yok.
- Ready camera one? Camera one. You tell me.
- Kamera bir hazır mı?
Zapata, get all of Times Square CCTV footage.
Zapata, Times Meydanı'ndaki kamera görüntülerini bul.
But I followed it through the CCTV grid.
Ama kamera sistemi boyunca takip ettim.
We all know enough not to incriminate ourselves on camera.
Kendimizi kamera önünde suçlu çıkarmayacak kadar bu işi biliyoruz.
Are both cameras on?
İki kamera da açık mı?
Full-spectrum light, emf meter, and a thermal camera, courtesy of uncle Fred's graduation money.
- Tam spektrumlu ışık, EMF ölçer ve termal kamera. Fred Amca'nın verdiği mezuniyet parasıyla alındı.
Would we be right in assuming that one of the stolen computers had the surveillance video on it?
Çalınan bilgisayarlardan birinde kamera kayıtları olduğunu varsaymak doğru olur mu?
Mr. Zheng put it there ( phone buzzing ) after he copied the research and wiped the surveillance footage of the three murders he committed.
Sanırım Bay Zheng oraya koydu ( telefon titremesi ) araştırmayı kopyaladıktan ve üç cinayet işlediğini gösteren kamera görüntülerini sildikten sonra.
Okay, keep the camera on me.
Evet. Kamera beni alsın.
So I'm killing a camera feed from the infirmary to the guards.
Revirden infaz korumalara gelen kamera görüntüsünü kesiyorum.
On surveillance footage at victory station, yes.
Evet, Victory durağı kamera görüntülerinde.
So we should pull surveillance footage if they have any.
O yüzden eğer varsa kamera görüntülerine erişmeliyiz.
You're just saying that'cause the camera's on.
- Kamera karşısında böyle söylüyorsunuz.
It's obvious that somebody is listg to our conversations and then writing about it, and we're just wondering if there's any way that we could have a look at the security camera footage.
Birisi konuşmalarımızı dinliyor ve bu konuda yazıyor. Biz de kamera kayıtlarına bakmamızın imkanı var mı diye merak ediyoruz.
- It's a hardcore real one.
- Üst seviye, gerçek bir kamera.
It's a camera?
Bu kamera mı?
[camera clicks ] [ phone whooshes ] [ line trills ] [ sighs]
[kamera tıklama ] [ telefon whooshes ] [ line trills ] [ iç geçiriyor]
- Camera!
- Kamera!
You win... a camera.
- Şimdilik bir kamera kazandın.
Camera one.
Kamera biri.
Colleen was flirting with Chip, too? On camera in front of her husband.
Kamera karşısında, kocasının önünde.
CCTV footage from St. Pancras station.
St. Pancras istasyonunun kamera kayıtları.
Not as many cameras.
Çok fazla kamera yok.