Kana traduction Turc
5,022 traduction parallèle
We need something more potent.
Daha etkili kana ihtiyacımız var.
We need a gal who's Aunt Flo's making her monthly visit.
Doğa ananın ayda bir kez kızları ziyaret ettiği kana ihtiyacımız var.
The women's cycle is also tied to the lunar cycle, as it happens, and we just need the blood to harness the moon's power!
Adet döngüsü de ay döngüsüyle bağlantılı, ben ne yapayım! Ve kana sadece ayın gücünü kullanmak için ihtiyacımız olacak.
- You mean, you killed your way to the top?
- Lider olabilmek için elini kana buladın.
And we will keep the wolf to his one night a month.
Ve kurdu ayda bir kere ortaya çıkana kadar içinde tutacağız.
And aside from a crippling addiction to blood, I'm top-shelf catch, baby!
Ve kana bağımlılığım dışında kafam bir milyon bebeğim!
Until one night, Thinman turned the giggles into blood.
Ta ki o gece Thinman bu gülüşü kana dönüştürene kadar.
In her own sweet way... Girl's as bloodthirsty as any vampire.
Kendi sevimli yoluyla o da her vampir gibi kana susamıştı.
Love the crazy bloodlust in your eyes.
Gözlerinde çılgın kana susamışlığı seviyorum.
Rising to power so young, they say he's bloodthirsty.
Bu genç yaşında güç elde edince kana susadığını söylüyorlar.
He cannot hide his thirst for blood.
- Kana olan susuzluğunu saklayamıyor.
It's the king's sword. Look at the blood on it.
Kralın kılıcının üzerindeki kana bak.
By the time it was sorted out, the Wirths were gone.
Olay ortaya çıkana kadar da Wirth'ler çoktan gitmiş.
- so you'll need to rest till they're out of the system.
- İlaçlar vücudundan çıkana kadar dinleneceksin.
You have blood on your hands.
Elinizi kana buladınız.
The big guy next to him- - that's his bloodthirsty bodyguard, Cho Yamamoto.
Büyük adam yanına - onun kana susamış koruması, Cho Yamamoto.
Blood's gonna get all over the thread.
- İplikler hep kana bulanacak.
I'm trying to figure out why you decided to tell a starving, bloodthirsty, vampire-feeding ripper that his Nemesis is still walking around alive and well while I am stuck in this cell and can't do anything about it.
Aç, kana susamış, vampir-yiyen bir deşiciye ben burada bağlı bir şekilde hiçbir şey yapamazken baş düşmanımın hâlâ gayet iyi bir şekilde ortalıkta dolandığını söylemeyi seçtin onu çözmeye çalışıyorum.
Need blood.
Kana ihtiyacım var.
We're gonna need a lot more blood.
Çok daha fazla kana ihtiyacımız olacak.
He wanted the blood to be on my hands, and I refuse to give him the satisfaction of feeling guilty about any of it.
Elimin kana bulanmasını istedi, ve bende ona bunlar hakkında suçlu hissetme zevkini vermeyi reddettim.
I know you put on a brave face, but it's gonna be years before I get out.
Mutluymuşsun gibi yaptığını biliyorum ama ben buradan çıkana kadar yıllar geçecek.
That's a brilliant strategy, but, given that that dead bitch Celeste has trapped us in here till moonrise, my options are somewhat limited.
Cidden harika bir fikir ürettin. Celeste denilen orospu cadı bizi buraya dolunay çıkana kadar hapsettiğinden zaten seçeneklerim kısıtlı.
So, are you going to wait until they're out and then burn down the caravans?
Karavanlarını yakmak için onlar çıkana kadar bekleyecek misin?
Well, just wait till you come across some of them period-soaked panties or the shit stains on the undies and see how gratified you are.
Adetli iç çamaşırlarıyla karşılaşana kadar ya da iç çamaşırlarında bok lekeleri çıkana kadar bekle sonra ne kadar tatmin olduğuna bakalım.
You know, I can find this bloodthirsty killer right now, and I can take him out of here, and I can do it without letting those accursed Feds cross your property line.
Aranızdaki bu kana susamış katili bulabilir ve lanet federallerin buraya girmelerine gerek kalmadan onu buradan çıkarabilirim. Ne dersiniz?
Look at this, from Vogel's computer.
Vogel'ın bilgisayarından çıkana bakın.
Since I came out of the closet, he's forbidden me to enter the property.
Dolaptan çıkana kadar Bana mülküne girmemi yasakladı
I would have had Boyd string you up till I got out just to watch him skin you like a rabbit.
Tavşan gibi derini yüzmesini izlemek için buradan çıkana kadar Boyd'a seni asmasını söylerim.
- Never been. - Not sure you're gonna get the chance, looking at your jacket.
- Sabıkana bakınca, fırsatın olacağını sanmıyorum.
Right, so he doesn't like blood, but still...
- Kana dayanamıyor yani. Yine de...
Don't touch the blood.
Kana dokunma.
And it went on until he moved out.
O, eve çıkana dek böyle sürmeye devam etti.
Whatever you do, don't stop until you're out of Agrabah.
Ne yaparsan yap, sakın Agrabah'tan çıkana kadar durma.
But instead my poor old dad had to work his ass off down in the mines.
Ama onun yerine zavallı ihtiyar babam canı çıkana kadar madenlerde çalıştı.
You will become more bloodthirsty with each passing day.
Her geçen gün daha da kana susayacaksın.
You stay with her till she's out of the shower,
Duştan çıkana kadar yanında kal.
And I'm not gonna let anything compromise my family line, especially becoming some bloodthirsty vampire parasite.
Hiçbir şekilde kuşağımı zedeleyecek bir riske girmem, özellike de kana susamış bir parazit vampir olamaya hiç niyetim yok.
But judging by your look, you're still out for blood.
Ancak bakışlarından anladığım kadarıyla hâlâ kana açsın.
They will want vengeance. Blood for blood.
İntikam isteyecekler kana kan isteyecekler.
And, unfortunately, in troubled times, people do not look for the best. But rather, the loudest.
Ne yazık ki kötü zamanlarda insanlar en iyi olana bakmazlar sesi çok çıkana bakarlar.
They'll get sick and then blood-crazy.
Hastalanıp kana susamış hâle gelecekler.
And be careful of the blood spray.
Ve etrafa saçılan kana da dikkat edin.
He didn't count on us having a bloodhound dinosaur.
Kana susamış bir dinozorumuz olduğunu hesaba katmadı. - Hadi!
Huh? Or... when the first boyfriend shows up.
Yada ilk erkek arkadaşı ortaya çıkana kadar.
Lorenzo's lost blood, he needs blood.
Lorenzo kan kaybetti. Kana ihtiyacı var.
His reputation as a ferocious, bloodthirsty warlord is not.
Gaddar ve kana susamış bir diktatör olduğu için gerçekliğinden şüphemiz yok.
I could just arrest you on suspicion, take a look at your jacket, find out where the home office is.
Şüpheli bulduğum için tutuklarım, sabıkana bakarım ikamet yerini öğrenirim. Bak ne diyeceğim?
The kid lives with his grandparents until she gets out.
O çıkana kadar, oğlun büyükannesiyle yaşar.
- and fuck Satan out of her body. - He's not answering.
- şeytan içinden çıkana dek onu becermek.
Shoplifting.
Dışarı çıkana kadar cenazeden haberim olmadı.