English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ K ] / Kandahar

Kandahar traduction Turc

239 traduction parallèle
In search of rare treasure, the Prince of the Indies came to a forgotten idol near Kandahar.
Hindistan Prensi de, nadide hazine arayışıyla Kandahar yakınlarında unutulmuş bir anıta geldi.
Well, I think it was in the Kandahar at Saint Anton.
Şey, sanırım Saint Anton'daki Kandahar'daydı.
Wengen is so remote that it doesn't get as big crowds as the Hahnenkamm or the Kandahar.
Wengen çok ücra bir noktada, bu yüzden de Hahnenkamm ya da Kandahar kadar seyirci toplayamıyor.
Kandahar Street... and Sinbad.
Kandahar Sokak... ve Sinbad.
Kandahar Road, Sinbad Road.
Kandahar Yolu, Sinbad Yolu.
- Where's the Kandahar Road?
- Kandahar Yolu nerede?
- Is Kandahar on the other side?
- Kandahar diğer tarafta mı?
We should ditch this bitch dismantle the gun, walk to Kandahar Road!
Şu lanet tanktan kurtulup silahları söküp, Kandahar Yolu'na yürümeliyiz.
Kandahar Road.
Kandahar Yolu.
KANDAHAR
KANDAHAR
For one hundred dollars, will you make sure she gets to Kandahar safe and sound?
Yüz dolar karşılığında güvenli bir şekilde Kandahar'a varacağını garanti edebilir misin?
We'll be going to Kandahar soon enough
Kandahar'a zamanında varacağız zaten.
I have to get to my sister in Kandahar
Kandahar'daki kızkardeşime ulaşmak zorundayım.
If not, go to Kandahar by cart
İstemezsen, at arabasıyla gidebilirsin Kandahar'a.
Will you take me to Kandahar?
Beni Kandahar'a götürür müsünüz?
- To Kandahar
- Kandahar'a.
No, I was going to Kandahar
Hayır, Kandahar'a gidiyordum.
Excuse me, are you going to Kandahar?
Kandahar'a mı gidiyorsun?
- Are you going to Kandahar?
- Yolculuk Kandahar'a mı?
Take me to Kandahar
Beni Kandahar'a götürün.
I'll give you four laks to take this woman to Kandahar
Bu kadını Kandahar'a götürmen için sana dört lak veririm.
Give me four laks for the legs, then I'll come back and take you to Kandahar
Bana bacaklar için dört lak ver sonra dönüp Kandahar'a götürürüm seni.
They're going to a wedding in Kandahar
Kandahar'da bir düğüne gidiyorlar.
Is that the way to Kandahar?
Kandahar o tarafta mı?
No, I'm going to Kandahar
Hayır, ben Kandahar'a gidiyorum.
Kandahar.
Kandahar'a.
To Kandahar.
Kandahar'a.
Why were you going to Kandahar?
Niye Kandahar'a gidiyordun?
An asset outside Kandahar reported someone matching Sloane's description in the company of men loyal to Ahmad Kabir, the warlord who played footsie with the Taliban.
Kandahar dışındaki bir kaynak,... Sloane'a benzeyen birini Amhad Kabir'e sadık olan adamlarla gördüğünü bildirdi. Bu adam kısa bir süre Taliban'la çalıştı.
A garbage man from Kandahar.
Kandahar'lı bir çöpçü.
Because if not for his action in Kandahar a couple of years ago... it would have been him... standing over mine.
Çünkü, birkaç yıl önce Kandahar'a onun için gitmeseydim üstümde dikilen o olurdu.
Soon as we got to Kandahar, that's when the bombings start happening.
Kandahar'a vardığımızda bombalar düşmeye başladı.
Kandahar in the south of Afghanistan. The Taliban heartland.
Afganistan'ın güneyindeki Kandahar Taliban'ın kalesi olarak biliniyor.
We just spent one day in Kandahar and then we left for Kabul.
Kandahar'da bir gün geçirdikten sonra... Kabil'e gitmek üzere yola çıktık.
Kanahar Airbase in southern Afghanistan. It's now a prison for some of Al Queda's most dangerous fighters.
Güney Afganistan'daki Kandahar hava üssü, en tehlikeli El Kaide'nin savaşçılarının tutulduğu yer.
We were working the villages outside Kandahar, these girls would show up with new passports.
Kandahar dışındaki köylerde çalışırken, kızlar yeni pasaportlarla çıkagelirdi.
And following up on task forces khandahar, bali, han river?
Kandahar, Bali, Han Nehri görev kuvvetleri?
Afterthe recent bombing in Kandahar..
Kandahar'ın bombalanmasından sonra...
The Northern Alliance was already in Kandahar.
Kuzey İttifakı zaten Kandahar'daydı.
Then you buy first round back in Kandahar.
O zaman Kandahar'da ilk içkiyi sen ısmarlayacaksın.
When we get back to Kandahar, you're buying the next two rounds.
Kandahar'a geri döndüğümüzde iki defa ısmarlıyorsun.
Camel jockey left a big box of boom-boom under my jeep back in Kandahar.
Kandahar'da, adi arabın teki, jipimin altına koca bir kutu maytap bırakmıştı da.
Three additional Taliban safe houses near Kandahar... were neutralized by Unit operators in this operation.
"Bu operasyonda ek olarak Kandahar yakınındaki üç taliban örgüt evi daha... " birim operatörleri tarafından etkisiz hale getirilmiştir.
Kandahar.
Kandahar.
About 350 people in three small villages at Kandahar.
Kandahar'daki üç küçük köyde 350 kadar insan vardı.
Well, that's not good enough'cause I'm gonna hand you a code word classified NIE right now, and it's gonna tell you that the crazies have started rolling into Kandahar like it's a fucking bathtub drain.
Bunlar yeterli değil. Şimdi sana gizli bir istihbarat raporu vereceğim ve bazı kaçıkların Kandahar'a nasıl oluk gibi aktığını göreceksin.
Beats Kandahar.
Kandahar'dan daha güzel.
There are no Port-a-Potties in Kandahar.
Kandahar'da portatif hela yok.
The day after tomorrow we'll be transferred to the Kandahar area.
Öbürsü gün Kandahar bölgesine transfer olacağız.
I was sent to Kandahar, and then to Bagram.
Önce Kandahar'a ardından da Bagram'a gönderildim.
Slaveman from Kandahar.
Kandahar'dan köle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]