Kaput traduction Turc
393 traduction parallèle
Dead, disbarred, done for, finished, kaput.
Ölü, barodan kovulmuş, işi bitmiş, tükenmiş, ayvayı yemiş.
Hitler kaput.
Hitler kaput oldu.
Kaput!
Bitti.
- The hood.
- Kaput.
- Oh, the hood.
- Kaput.
If his brakes hadn't worked, kaput!
Frenleri tutmazsa, kaput!
- You mean dead, defunct, kaput?
... yani ölü, işlevsiz, bozuk?
Kaput.
Gitmiş.
They told me I was kaput, finished, all washed up.
Bana bozulmuş, bitmiş, mahvolmuş demişlerdi.
But bridge kaput.
Ama köprü mahvolmuş durumda.
So now the whole thing's more or less kaput.
Şimdi aşağı yukarı mahvolmuş durumda olduğum söylenebilir.
They take one look at him and we're kaput.
Onu gördüler mi hapı yutarız.
Hansen's disease is kaput.
Hansen Hastalığı ölüyor.
It is kaput.
Bitti.
Everything is kaput.
Her şey bitti.
The film is kaput, I am kaput.
Film bitti, ben bittim.
- Charles H. Kaputt.
Charles H. Kaput.
If you nicht do anything Marechal kaput.
Eğer sen bir şeyi yaparsan Maréchal kaput.
Kaput. We've had it.
Biz yaptık.
All the phones on the west side of the island are out, Fendall.
Adanın batısındaki bütün telefonlar kaput, Fendall.
But the phones are out.
Ama telefonlar kaput.
They're all out!
Hepsi kaput!
The hood's okay, Mrs. Fine.
Kaput tamam, Bayan Fine.
It's kaput.
Bozulmuş!
We slept under the same roof with them for years.
Onlar ile aynı kaput altında yattık yıllarca.
The whole Bette Davis, through-finished-kaput scene.
Aynen Bette Davis gibiydi, bitmiş-tükenmiş-mahvolmuş halleri.
Kaput.
Kaput.
It does not have enough wood e screens of the candles to make 150 layers for Volkswagen?
"Bu limanda, 150 Volkswagen yapmaya yetecek kadar kaporta malzemesi ve kaput bezi yok mu?"
Hitler kaput!
Hitler, pislik!
Everything below the waist is kaput!
Belden aşağısı haşat olmuş.
Hood ornament 1981 Cadillac.
Kaput süsü. 1981 Cadillac.
If you don't fuck, you're kaput.
Beceremezsen, gebereceksin.
Kaput.
Ölüm.
Kaput. - Fini?
Kaput.
- No, that's kaput.
Hayır, o bitti.
We got the doughnuts and then Waxer he's up on the hood, he's stark naked with his arms out, posing like a hood ornament!
Çörekleri almıştık, sonra Cilacı kaputun üzerine çıkmıştı, anadan doğma kolları açık, kaput aksesuarı gibi poz vermişti!
Is finish, all gone, breakfast kaput.
Bitmek, herkes gitmek, kahvaltı bitik.
My husband kept slipping until he was kaputt
Kocam da kaput olana dek kayıp durmuştu.
- I use a coil.
- Ben kaput kullanıyorum.
After next week, he's out, kaput, finished.
Gelecek haftadan sonra, çıkıyor, işi bitti.
- Broken hood ornament.
- Kırık kaput süsü.
Captain Kavalier, with a K for kaputt?
Yüzbaşı Kavalier! K ile yazılıyor değil mi? Tıpkı kaput gibi.
Hitler is kaput!
Hitler pislik!
Sir, the music is kaput.
Bayım müzik bitti.
And, by wearing a rubber sheath over my old fellow I could ensure that when I came off, you would not be impregnated.
Ve, benim ufaklığa lastik bir kaput geçirerek... ben boşalınca hamile kalmamanı garanti altına alabilirim.
Your nose is the hood.
Burnun kaput.
Kaput.
Mafoldum.
Finished. Kaput.
Mafoldum.
- Wait a second.
Kaput. - Dur bir saniye.
Don't turn on your engine.
Biz ona bone değil, kaput deriz.
Come on.
Burnumu tıkar, aletime çift kaput geçirir, sonra da gider o liman orospularını bir güzel sikerdim. Ciddiyim.