Kasper traduction Turc
406 traduction parallèle
He's working for a man named Kasper Gutman.
IKasper Gutman adinda biri için çalisiyor.
Kasper, get hold of Dr. Bradley and Melville right away.
Kasper, Dr. Bradley ve Melville'i bulun hemen.
Hello, Kasper?
Alo, Kasper?
Keep searching for Kasper.
Kaspar'ı arayın.
Were losing time, Kasper.
Vakit kaybediyoruz, Kasper.
I want the full record on Kasper. Charles Pradier and Madrier. So extricate yourself.
Kasper'in, Charles Pradier'nin polis fişlerini ve Madrier dosyasının tamamını istiyorum.
Do you know a man named Kasper?
Kasper adında birini tanıyor musunuz?
Did you find out where Kasper is?
Kasper'in bulunduğu yeri tespit edebildiniz mi?
He can cause a lot of trouble. That guy's dangerous.
Kasper ona rastlarsa Choucas'ın canına okurlar!
This is surprising, Kasper.
Beni şaşırtıyorsunuz Kasper.
You see that, Kasper?
Gördün mü Kasper?
- Ulrik and Kasper.
- Ulrik... ve Kasper.
Kasper, that's nice.
Kasper, güzel.
The homeys call me Kasper.
Kankalarım bana Kasper der.
The famous Kasper?
Şu ünlü Kasper mı?
Kasper and his squeeze gave us zip.
Kasper ve arkadaşı pek bir şey anlatmadı.
- Why were they with Kasper?
- Neden Kasper'la birlikteydiler?
- We all right with Kasper, mostly.
- Hiçbirimizin Kasper'la bir sorunu yok.
How's a punk like Kasper get respect from a crew hard as Bop Street?
Kasper gibi bir serseri Bop Street gibi sıkı bir ekibin saygısını nasıl kazanır?
You're moving Kasper's product out of the place we took down?
Kasper'in ürününü yıktığımız yerden başka yere mi taşıyorsun?
Look man, fiends want what Kasper's selling.
Dinle dostum, tiryakiler Kasper'in sattığı şeyi istiyor.
Some white guy named Kasper was coming by to drop off money.
Kasper denen beyaz bir adam parayı bırakmak için gelecekti.
Amado was meeting Kasper?
Amado Kasper'la mı görüşecekti?
Kasper was coming by to pay him.
Kasper ona ödeme yapmak için gelecekti.
We've gotta take another run at Kasper.
Kasper'ı tekrar bulmamız lazım.
Streets got love for Kasper long as I'm putting money in their pockets.
Kendilerine para verdikçe sokaktakiler Kasper'ı sevmeye devam eder.
You might rethink this alibi you're handing Kasper.
Olay vakti Kasper'ın nerede olduğunu bir daha düşünmek isteyebilirsin.
Kasper's got plenty to say about you.
Kasper'ın senin hakkında söyleyecek çok şeyi var.
Vic, Moni gave up our friendly ghost.
Vic, Moni, Kasper'ı savunmaktan vazgeçti.
The little one Caspar, the bigger one Friedrich.
Küçüğün adı Kasper. Büyüğünki de Friedrich.
Kasper.
Kasper.
- We're in the news business, Kasper
- İşimiz habercilik, Kasper.
Torben, Kasper Juhl speaking.
Torben, ben Kasper Juul.
Never let your children down, Kasper, because they grow up to be voters.
Çocuklarını asla hayal kırıklığına uğratma Kasper. Çünkü büyüyünce seçmen olacaklar.
Kasper, my usually smart ex, asked me if I was seeing someone.
Genellikle kafası çalışan eski sevgilim Kasper biriyle görüşüp görüşmediğimi sordu.
- Taking notes, Kasper?
- Not alıyor musun Kasper?
What is it you do, Kasper?
Sen ne iş yapıyorsun Kasper?
Boys, Käsper came!
Çocuklar, Käsper geldi!
Käsper.
Käsper.
Käsper!
Käsper!
Better foreign rule than guys like Käsper.
Käsper gibilerindense yabancıların yönetmesi daha iyi.
You were not with Käsper, were you?
Sen Käsper ile birlikte değilsin, değil mi?
Käsper, that's enough!
Käsper, bu kadar yeter!
Boys, boys! - Käsper!
Çocuklar, çocuklar!
Käsper, listen!
- Käsper! Käsper, dinle!
Leader of the platoon Käsper?
- Müfrezenin lideri Käsper?
Käsper, go to sleep.
Käsper, git yat.
Käsper, in the morning we'll examine the situation in the village.
Käsper, sabah olunca köyün durumunu inceleyeceğiz.
Käsper and the Captain have been gone too long.
Käsper ve yüzbaşı uzun zamandır yoklar.
Käsper is coming!
Käsper geliyor!
- To see Käsper.
- Käsper'i görmeye.