Kaza traduction Turc
15,731 traduction parallèle
It was more like - an accident. - An accident?
- Kaza mı?
An accident!
- Kaza!
An accident!
Kaza!
- There's been an accident.
- Bir kaza oldu.
My goodness, did we have a little accident?
Aman Tanrım ufak bir kaza mı geçirdik?
Daddy's been in an accident.
Babanız bir kaza geçirmiş.
What kind of accident?
Nasıl bir kaza?
It pains me to report an accident that occurred during the scheduled psychological evaluation of Morgan.
Üzülerek bildiriyorum ki... Morgan'ın psikolojik değerlendirmesi esnasında bir kaza meydana geldi.
- Wow. - Daddy's been in an accident.
Babanız bir kaza geçirmiş.
You weren't in a crash, Paul.
Kaza geçirmedin Paul.
It can't have been an accident.
Bu kaza olamaz.
Board of Education incident report for violent behavior.
Eğitim Kurulu kaza raporu... şiddet içeren davranışa ilişkin.
I told you - it was an accident.
- Sana bir kaza olduğunu söylemiştim.
I-I panicked and I crashed.
Paniğe kapılıp kaza yaptım.
You know you're supposed to stop when there's an accident, right?
- Kaza varsa durman gerektiğini biliyorsun değil mi?
You're not supposed to leave the scene of an accident.
Kaza mahallini terk ederseniz suç işlemiş olursunuz.
We got an accident to report, that's all. - Calm down.
Alt tarafı kaza tutanağı tutacağız.
No, we were just trying to get...
"Birinin arabasına çarparım sonra da vın, kaza mahallini terk ederim."
So you can leave the scene of an accident again?
Yine kaza mahallini terk edin diye mi?
Rose was not an accident.
Rose kaza değildi ama.
And so I hid my powers until recently when an accident forced me to reveal myself to the world.
Ben de güçlerimi gizledim. Ta ki son zamanlarda meydana gelen bir kaza kendimi dünyaya ifşa etmeye zorlayana kadar.
I told you I had an accident.
Kaza geçirdim diyorum.
I mean, could this have been an accident or an engine fire?
Bir kaza olmuş veya motor alev almış olabilir mi?
An accident? !
Kaza?
Accident on a building site.
İnşaat alanında kaza.
It was an accident. A piece of kit that should have been inspected.
Bu bir kaza.Bri çocuk bile bunu anlıyabilir.
I might, but he doesn't know anything, he was nowhere near the generator when it happened.
Biraz, hiçbir şey bilmiyor.Kaza olduğunda orada değilmiş.
And there may have been someone there when it happened.
Ve belki kaza olduğunda orada birisi daha vardı.
They're saying it was an accident, but I'm not so sure.
Kaza olduğunu söylüyorlar ama ben emin değilim.
His death is officially an accident.
Onun ölümü resmi olarak kaza.
An accident?
Kazaydı! Kaza mı?
All right, accident or not...
Tamam, kaza veya değil
It was an accident.
Kaza oldu.
Thor, I heard you had a mishap on your doorstep today.
Thor, bugün kapı önünde ufak bir kaza yaşadığını duydum.
Christian had an accident last night.
Christian, dün gece kötü bir kaza geçirmiş.
And, I mean, we can't even watch TV together because he repeats the jokes right after they say them instead of laughing.
Evde her şey harika. O kaza, ne kadar kötü olursa olsun, benim evliliğimi kurtardı.
It's a simple accident.
Basit bir kaza.
Again, simple accident.
Tekrar söylüyorum, basit bir kaza.
- Accident?
- Kaza mı?
- If you can call it that...
- Eğer ona kaza diyebiliyorsanız...
- An accident.
- Bir kaza.
We called it an accident, but I knew Arnold and he was very, very careful.
Yaşananlara kaza dedik fakat Arnold'ı tanırdım. Çok ama çok dikkatliydi.
There was almost another accident.
Az kalsın bir kaza daha olacaktı.
But this time, he couldn't drive her back because he had a car accident.
Ama bu sefer kaza yaptığı için onu geri götüremedi.
- We're ruling'it an accident.
- Kaza olarak değerlendiriyoruz.
- An accident already?
- Kaza mı? Niye ki?
Landsdale says it was an accident, it was an accident.
Landsdale kaza diyorsa kazadır.
It means that they're ruling'it an accident.
Kaza olarak değerlendiriyorlar yani.
They told us it was an accident.
Bize bir kaza olduğunu söylediler.
So they think it was an accident.
Demek bir kaza olduğunu düşünüyolar.
What? What happened?
- Cristina'nın arabası kaza yapmış.