Keane traduction Turc
384 traduction parallèle
- Do you know Mr. Anthony Keane?
Bay Anthony Keane'i tanıyor musunuz?
- Think it over, Keane.
- Bitti diye düşün, Keane.
May I present my colleague, Mr. Keane?
Bayan Paradine, size Bay Keane'i tanıtayım. - Nasılsınız?
Quite so. I'm not sure whether Mr. Keane will put you in the witness box or not, but if he does...
Bay Keane sizi sanık sandalyesine koyar mı bilmiyorum ama eğer yaparsa- -
When shall I be seeing you again, Mr. Keane?
Sizi tekrar ne zaman görebilirim, Bay Keane?
Come along, Keane.
Gidelim, Keane.
Keane is too good a barrister to have forgotten that.
Keane iyi bir avukat, bunu unutmaz.
Sometimes I wonder how good you really are, Keane.
Bazen ne kadar iyi olduğunuza şaşırıyorum, Keane.
Keane is not all that emotional.
Keane o kadar da duygusal değil.
You understand, Keane, that all this is simply my concern for you.
Senin için endişelendiğimi anladın, Keane. Puro istiyor musun?
My dear, I'm sure that Keane and Simmy would like to see your jade.
Sevgilim, Bence Keane ve Simmie senin yeşim taşlarını görmek ister.
Tell me, Mrs. Keane,
Söyleyin bana, Bayan Keane.
Keane, afraid your wife is wearying of me.
Keane, sanırım karınız benden bıktı.
You said we cannot hide them, Mr. Keane.
Siz saklayamayız dediniz.
What's in your mind, Keane?
Aklında ne var, Keane?
No, I think Keane has given up the idea entirely of dragging the valet into the suicide.
Keane, uşağı intihar olayına dahil etme fikrinden vazgeçti.
The adventures of Anthony Keane are much more interesting.
Anthony Keane'in maceraları ilginç bir hâl aldı.
I wondered if Keane could've found out...
Keane bunu bulabilecek mi diye merak ediyorum.
I wish I were married to Anthony Keane for just one hour.
Keşke Anthony Keane ile bir saat evli kalsaydım.
There's only one Anthony Keane.
Sadece bir tane Anthony Keane var.
That's why you're here, Mr. Keane.
Demek bunun için buradasınız.
- Ln renting the house, Mr. Keane?
- Kiralamak mı, Bay Keane?
If you wait here, Mr. Keane, I'll open the shutters.
Burada beklerseniz Bay Keane, panjurları açacağım da.
- That's enough, Mr. Keane.
- Bu kadar yeter, Bay Keane.
Either way, the little romance of Gay and Tony Keane would've been ended forever.
Her durumda Gay ve Tony Keane'in küçük aşkı sonsuza kadar sona erecekti.
Hello, Baker. Mrs. Keane home?
Merhaba Baker, Bayan Keane evde mi?
I was anxious the point should be clear, Mr. Keane.
Bu noktanın açıkça konuşulmasını istedim, Bay Keane.
Your question may be relevant, Mr. Keane.
Sorunuz konu ile ilgili olmalı, Bay Keane.
Mr. Keane, what is your question?
Bay Keane, sorunuz nedir?
Mr. Keane, one moment, please.
Bay Keane, bir dakika lütfen.
And I think, Mr. Keane, this will be a convenient opportunity to adjourn.
Bence Bay Keane, bu ara vermek için çok uygun bir fırsat.
Keane.
Keane!
- Mr. Keane.
Bay Keane...
Mr. Keane, might I remind you that this is not the first time you have been responsible for an over-emotional atmosphere in court?
Bay Keane, bu ilk defa olmuyor. Siz daha önce de mahkeme salonlarında aşırı duygusal bir atmosfer oluşturmuştunuz.
Mr. Keane, you seem anxious to usurp the duties of the judge in this case.
Bay Keane, bu davada hakimin yetkilerini kullanmak konusunda çok meraklısınız.
And I am anxious not to intervene again, Mr. Keane.
Araya girmeye meraklı değilim.
Do not bandy words with me, Mr. Keane.
Benimle ağız dalaşı yapmayın, Bay Keane.
Keane, it is getting rather late, and we've had a very trying session.
Bay Keane, geç oluyor ve çok zor bir oturum oldu.
I must ask you, Mr. Keane, not to interrupt counsel. I will intervene if I see reason.
Sizden rica etmek zorundayım, Bay Keane, avukatın sözünü kesmeyin.
The jury will disregard the statements of both Sir Joseph and Mr. Keane and all they've just heard.
Ve nerede olduklarını hatırlamalarını istiyorum. Jüri son duyduklarını dikkate almayacak.
Mr. Keane, do you wish to apply for an adjournment, so that you may consider your position?
Bunların hiçbiri kanıt değildi. Bay Keane, durumunuzu düşünmek üzere bir ara ister misiniz?
Is there anything further you wish to ask the witness, Mr. Keane?
Tanığa sormak istediğiniz herhangi bir şey var mı, Bay Keane?
I have nothing more to say to you, Mr. Keane.
Size söyleyecek başka bir şeyim yok, Bay Keane.
It was important that I should concentrate on Mr. Keane's performance.
Önemli bir davaydı. Bay Keane'in performansına konsantre olmuştum.
Altar Keane wouldn't like it.
Altar Keane bunu sevmez.
Or Altar Keane?
Ya da Altar Keane?
If it's the person I'm thinking about, the name is Keane, not Crane.
Eğer o adamsa, hakkında Birşeyler biliyorum, Evet isim Keane, Crane değil.
Altar Keane, yeah!
Altar Keane, evet!
Well, one night, it was a horse race, only I was one of the horses and Altar Keane was my jockey.
Evet, bir gece, At yarışı zamanıydı, Sadece atlardan biri benimdi ve Altar Keane de benim jokeyimdi.
That's the only Altar Keane I know!
Altar Keane, evet ya biliyorum.
Keane.
Keane! Keane!