Kebab traduction Turc
402 traduction parallèle
- Have you got any stewed prunes?
- Kelle kebabınız var mı?
Only one time they tell me to tell cook to make shish kebab.
Hayır, bayım. Bir kere benden Şiş Kebap yapmamı istediler.
Shish kebab.
- Şiş kebap.
I like shish kebab.
Şiş Kebabı severlerdi.
Yes, I'm sure, and if I knew what shish kebab was, maybe we'd be on the trail of something.
Evet, buna eminim. Bir de Şiş Kebabın ne olduğunu bilseydim,... -... belki izlerini sürebilirdik.
They're having fun in there eating shashlik and drinking arak.
Şiş kebabın yanında rakı içerek eğleniyorlar.
So you have a whole lamb...
Kuyu kebabı yapabiliriz. "
Good meat, shish kebab.
Güzel et, şiş kebap.
Good meat, shish kebab.
Güzel et, şiş kebep.
- I made Hungarian goulash.
Macar kebabı yaptım.
I didn't ask why you came 40 minutes late... my goulash had turned solid... because you came.
Macar kebabı da artık soğudu nasılsa diye neden 40 dakika geç geldiğini de sormuyorum, çünkü geldin.
Self-defence, mayhem, shish kebab?
- Nefsi müdafaa mı? Şiş kebap mı?
I wish I had a skewer of shish kebab!
Bir de şiş kebabım olsaydı!
I bet you'll prepare shish kebab from this bride. Don't forget to invite me.
Bu gelinden köfte yaptığında, yemek için beni de çağırmaya unutma.
Three servings of shish kebab... She threw down the precipice. ... precipice...
Üç porsiyon Şiş onları da uçuruma attı.
Their souls will burn in hell, like shish-kebab.
Hepsi şiş kebap gibi cehennemde yanacak.
Lamb roast boutiere, a specialty of my chef, Carlo.
Alevli kuzu kebabı. Şef Carlo'nun özel spesiyali.
We'll have kebab, we'll soon be rich.
Hem de bir güzel kebap yeriz. Çok yakın bir vakitte de zengin oluruz artık.
One grilled sole, one steamed meager, one grilled seabream, one sis kebap... and fried red mullet for me.
- Bir dil Izgara, bir İskâna buğulama, bir mercan ızgara, bir şiş kebabı... - Bana da barbunya tava.
The skewers are of better quality than the kebab. The bottle is more distinguished than its wine.
Köfte ve sürahi, kebap ve şaraptan çok daha kaliteli görünüyor.
- Filleted boy on stick.
- Sırıkta oğlan kebabı.
Caucasian shashlyk.
Kafkasya Şiş Kebabı.
Shish kebab?
Şiş kebap olur mu?
- So you eat without me?
- Kebabı bensiz yersiniz ha?
Three Turks and the human kebab!
Üç ölü düşman!
Er, Shish kebab...
Şey, şiş kebap...
Any more noise, and you're shish kebab.
Daha fazla gürültü yapma, yoksa şiş kebap olursun.
My family, Salim and all... will swallow you up like a little kebab.
Ailem, Salim ve diğerleri, sizi küçük bir kebap gibi yiyip yutarlar.
- I made a nice pot roast.
- Güzel bir tencere kebabı pişirdim.
You used to sell boiled beets at the beginning yourself, but now you sell chello kebab.
İlk başta haşlanmış pancar satıyordun ama şimdi chelo kebap satıyorsun.
Gentlemen, the chello kebab is ready.
Baylar, chelo kebap hazır.
Chello kebab is ready.
Chelo kebap hazır.
A little red snapper! Don't you think?
Meksika kebabı!
Shish kebab. Kit-E-Kat.
Şiş kebap.
I'll make a baron brochette!
Baron kebabı yapacağım!
I'm going out for an honest British kebab.
Güzel bir İngiliz kebabı yiyeyim.
The next minute they're all shish kebab.
Bir dakika sonra hepsi şiş kebap olmuş.
Yes, please, I would like yeah, kebab with some...
Evet, lütfen, Ben şey isterim evet, kebab biraz şeyli...
Honey, for a quarter mil a year, I'd make Bundy-kabobs out of you and your father.
Tatlım, parasının çeyreği için, senden ve babandan Bundy-kebabı yaparım.
- Where the sand burns like a hot kebab.
Kumların sıcak kebap gibi yandığı bir yeri.
It is shish kebab.
Bu şiş kebap.
Does the word "turtle-kabob" mean anything to you?
"Kaplumbağa kebabı" kelimesi sana bir şey ifade ediyor mu?
Goulash, Thursday's speciality.
Macar tas kebabı, perşembe gününe özel.
You're spicy like goulash.
Macar tas kebabı gibi baharatlı ve çekicisin.
- Cop kabob!
- Polis kebabı!
The Shami Kebab is a sort of a mince and onion rissole.
"Shramby Kebabı" da kıyma ve soğan karışımından oluşan bir ezme türü.
Four meat curry, one Bombay duck, four rice, four Shami Kebab and a hot dog.
Dört körili et, bir Bombay ördeği " dört pilav dört kuzu kebap ve bir sosisli sandviç.
They want shish kebab.
Şiş kebap istemişler.
A sort of shish kebab or skewered lamb.
Bir çeşit şiş kebap, şişe dizilmiş kuzu eti, ihtimamla kesilmiş parçalar.
Slope shish kebab.
Vietnamlı şiş kebab.
No, it is the Seekh Kebab that is like two little... turds.
Şey gibi.. İki küçük kaka parçası..