Keeping busy traduction Turc
409 traduction parallèle
I see he's keeping busy.
Hiç de vakit kaybetmiyor.
- Hi there, Purkey, old boy. Keeping busy?
- Selam, Purkey.Eski dostum.Seni çok mu çalıştırıyorlar?
Keeping busy, sir.
Kendimi meşgul tutuyorum efendim.
Just a matter of keeping busy.
- Sadece kendimi oyalıyorum, Sam.
But the teacher sent some schoolwork, so he's been keeping busy.
Fakat öğretmeni bir kaç ödev gönderdi, bu bütün vaktini alıyor.
For a man who's on a holiday, you're certainly keeping busy.
Tatilde olan bir adam için kesinlikle iş çıkarıyorsun.
- Are you keeping busy?
- Bir şeylerle uğraşıyor musun?
Been keeping busy?
Meşgul müydün?
It's great that you're keeping busy.
Yoğun çalışman iyi.
Just working hard, keeping busy.
Çalışıp didiniyorum işte.
This is my way of keeping busy.
Böyle şeylerle zaman geçiriyorum.
I'm haunting a family in Texas. Oh, well, I'm glad you're keeping busy. I want to know why my money isn't bringing you happiness.
Texas'taki bir aileyi korkutuyorum oh, güzel, çok sevindim çok meşgulsündür sanırım dinle, paramın sana neden mutluluk getirmediğini bilmek istiyorum oh, Bea, böylesine zengin bir hayata alışkın değilim
She's trying to deal with this by keeping busy, and she just keeps going and going nonstop.
Bunlarla uğraşarak meşgul olmaya çalışıyor, ve devam ediyor hem de ara vermeden.
Keeping busy.
- Meşguldüm.
I'm good, keeping myself busy.
İyiyim, kendimle meşgul oluyorum.
- Staten Island keeping you busy, huh?
- Staten Island seni meşgul ediyor ha?
I've been keeping very busy.
Ben çok meşgulüm.
I was kind of busy keeping the rain off my neck.
Tepeme yağmur yağıyordu.
─ Keeping you pretty busy, ain't they.
- Oldukça meşgulsün ha?
I can't think what's keeping him... or why that ridiculous wire should be busy.
Neden orada kalmak zorunda kaldığını veya hattın neden meşgul olduğunu bilmiyorum.
Keeping busy, eh?
Bugün meşgulsünüz efendim.
- Been keeping you busy, Mr Elliott?
- Evet. - Meşgul müydünüz bay Elliott?
Hey, they're keeping you busy these days.
Bu günlerde sizi meşgul tutuyor bu işler.
Is the virus epidemic keeping you busy, Doctor?
Virüs salgını sizi meşgul mü tutuyor Doktor?
- They keeping you busy?
- Onlarla mı meşgul oluyorsun?
They've been keeping me pretty busy.
Çok yoğunum.
- They keeping you busy these days?
- Bugünlerde seni çok meşgul ediyorlar mı?
Are they keeping you busy?
Seni çok mu çalıştırıyorlar?
I'm keeping her very busy.
Onu sürekli meşgul tutuyorum.
At least, you'll be keeping yourself busy.
En azından, yapacak iş buluyorsun.
I must assume that something's keeping them busy up there.
Bir şey onları yukarıda meşgul ediyor.
Thanks for keeping her busy.
Onu meşgul ettiğin için teşekkürler.
- We're keeping busy.
Yeni mi?
I'm busy keeping watch.
Ben nöbet tutuyorum.
Thanks to you keeping her busy, I had plenty of time to copy the notes she keeps in her apartment.
- Bunu nereden anladın?
Keeping you busy?
Yoruyorlar mı seni?
You're too busy keeping this damn country in the black.
Bu kahrolası şehri karanlıkta bırakmakla çok meşgulsün.
"Are they keeping you busy?"
"Meşgul müsün?"
They say to me, "Are they keeping you busy?" I say,
- Öyle ya, eşin çok vaktimi alıyor.
"Well your wife is keeping me pretty busy, I'll tell you that." And that seems to hold them for about a half an hour.
Bu onları bir yarım saat oyalıyor.
What's keeping you so busy?
Seni bu kadar meşgul eden ne?
They keeping you busy?
Çok çalıştırıyorlar mı?
You been keeping yourself busy?
Yapacak bir şeyler buluyor musunuz?
- Who cares? As long as they're keeping Donovan busy.
Donovan'ı meşgul ettikleri sürece kimin umurunda?
Oh, well, I'm glad you're keeping busy.
- Peder öldüğünü sanmıştım.
You know, that paper's certainly keeping your brother busy.
Bu gazete işi kardeşinin çok vaktini alıyor.
You're keeping her busy in the other room.
Onu diğer odada oyalayacaksın.
You go over there, you start flirting with him and I'll come by, and while you're keeping him busy I'll slip it in his drink.
Oraya git, Ona kur yapmaya başla arkasından ben geleceğim, sen onu oyalarken ben de ilacı içkisine boşaltacağım.
Ain't it nice to know Satan's keeping up with all these new, technological achievements,... what a little busy beaver he is!
Şimdi bunlar bilinçaltı mesajları oldular. Şeytanın yeni teknolojileri bu kadar yakından takip etmesi ve uyum sağlaması sizce de hoş değil mi? O ne küçük meşgul köftehordur o.
Business keeping you busy?
- İşlerden başını kaldırabiliyor musun?
And I lost the other `cause I was so busy keeping my job...
Diğerini ise, işimle çok meşgul olduğum için kaybettim.