Kegger traduction Turc
91 traduction parallèle
We're going to a kegger.
Bira partisine gidiyoruz.
I won't meet a girl like Diane at a kegger.
Bira partisinde Diane gibi bir kızla tanışamam.
We're gonna bust out that stage like a high-school kegger.
Onu lisedeki ezikler gibi haklayacağız.
We're not hosting an intergalactic kegger down here.
Burada intergalaktik bir çöp varili işletmiyoruz.
"We're not hosting an intergalactic kegger."
"Burada intergalaktik çöp varili işletmiyoruz."
No, everybody's going to the Kiwanis Club for a post-wake kegger.
Dua sonrasında herkes Kiwanis Kulüp'e gidiyor.
If I didn't know better, I'd say they were having a kegger.
İyi tanımasam, fıçıyı götürüyorlar diyecem.
Josie, Robster, rufus kegger.
Josie, Robster, janjanlısınız.
[LIGHT VOICE] KEGGER.
Fıçı bira!
If you're free, might I escort you to a kegger?
Eğer işin yoksa, seni bir partiye götürebilir miyim?
I thought we were going to Leroy's Christmas kegger?
Leroy'un Noel bira partisine gidiyoruz sanıyordum.
Well, much as I, er, long for a good kegger, I have other plans.
Böyle şeyler için yaşlandım, başka bir planım var.
WE'RE GONNA HAVE A KEGGER ACROSS THE HALL, IF YOU GUYS WANT TO COME PARTY.
Eğer karşı daireye gelip, partiye katılmak isterseniz, fıçı bira aldık.
I have to go to a kegger, party with my friends, make out with an African goddess with this hanging over my head.
Benim bir kampa gidip, arkadaşlarımla parti yapıp, bir afrikalı kızı yatağa atmam gerekiyor hem de bu şey elimde dururken.
- Kegger.
- Biracı.
I mean, sending him back under is like sending an alcoholic to a kegger.
Yani onu oraya göndermek bir alkoliği bira partisine göndermek gibi bir şey.
- Pay me back for the kegger?
- Fıçının parasını sonra verirsin.
We're hearing there's a kegger at the Kappa Mu Pi sorority.
Kappa Mu Pi kız birliğinde bir parti olduğunu duydum.
This isn't a kegger, bro.
Bu bir davet değil, kardeş.
I'm not talking a kegger, but just walk her by the crazy drama students yelling "Give me a location" or something like that.
Bira partisi demiyorum. Ama "Bana bir yer verin" diye bağıran deli tiyatro öğrencilerinin oraya götürsen falan fena olmaz.
Have you ever even once come home to find us throwing a kegger in your backyard?
Hiç eve geldiğinde bizi arka bahçene bira fıçısı yuvarlarken gördün mü?
But a kegger, that's an different story.
Ama içkili parti, farklı bir olay.
What are you gonna do? Arrest me for having a kegger?
Ne yapacaksınız, bir parti yaptım diye beni tutuklayacak mısınız?
Yeah, the teenage sister had a kegger.
Evet, onun, ıh, ergen ablası bir parti vermiş. Sen ilk içkini içtiğinde kaç yaşındaydın?
- Cool. See you at the kegger.
Birahanede görüşürüz.
Well, I got really trashed at the Up With Jesus kegger, and this skinny guy with dyed - black hair and lipstick asked if I wanted to do one of those upside down keg shooters.
Şey, Kendimi gerçekten isa'nın değersiz küçük fısçısı gibi hissettim, ve sıska tipi ve boyalı - siyah saçlı ve parlatıcılısıyla fıcıya şu baş aşağı vuruşlarından yapalımmı diye sordu.
We have less than 12 hours to solve the case, and you're throwing a kegger in a police officer's room.
Bu davayı çözmek için oniki saatten az vaktimiz kaldı, Ve sen polis memurunun odasında Bira partisi veriyorsun.
She should be at a kegger, not... you know, here.
Şu an burada değil bir bira partisinde olmalıydı.
I think Teddy's planning his first kegger.
Bence Teddy çoktan ilk partisini planlamaya başladı.
I leave you alone for an hour and you throw a kegger?
Seni bir saat yalnız bıraktım, göbeğinden içki içiriyorsun?
I met my wife at a kegger.
Ben karımla bir barda tanıştım.
She was my T.A., I promised if she helped me pass criminology, that I'd take her to the Sigma Phi New Year's kegger.
Asistan hocamdı. Kriminolojiden geçmeme yardım ederse onu Sigma Phi Yeni Yıl partisine götüreceğime söz verdim.
awesome. * Guess who got invited to a kegger?
Bil bakalım kim fıçı partisine davet edildi?
Rainey, there's a huge kegger this weekend.
Rainey, bu hafta sonu dev bir bira partisi olacak.
Rainey, you better be on that kegger on Saturday.
Rainey cumartesi günü partide olmalısın.
I threw a kegger. There were, like, a hundred people there.
Bir parti verdim, orada yüz kişi falan vardı.
Remember when we were in high school and we were hard up for cash, so when your parents were out of town, we'd host a big kegger, invite everybody and charge by the head.
Lisede paraya sıkıştığımız zaman fıçı bira partisi düzenleyip gelenlerden kafa başı para alırdık, hatırlıyor musunuz?
To a kegger.
"Bir partiyi."
You sure that wasn't the kegger?
Sebebin fıçı birası olmadığına eminmisin?
... with a great deal of condescension that if she had any doubts about this fact, that she might want to present herself at the divinity school kegger on Friday night at midnight because the Theology department at Harvard is, bar none, party central on campus.
... büyük bir lütufla. Bu konuda şüpheleri olsaydı, cuma geceyarısı, Harvard'ın İlahiyah Fakültesi kampüsünün barı olmadığı için okulun sunağında kendini bana sunabilirdi.
In fact, I think that the Lambdas are having a kegger tonight.
Hafta sonu bütün güzel partilerin olduğu 411'i size veriyoruz.
I wish I could help you, but he should've thought of the consequences before he decided to throw a kegger at my house.
Size yardım etmeyi arzuluyorum, fakat o sonuçlarını düşünmüş olmalı benim evimde bir fıçıcı olmaya karar vermeden önce.
Bush's presidency was unanimously declared legally binding by the Supreme Court as well as totally cool, by Chief Justice Jenna Bush who subsequently set in motion another supreme kegger.
Bush'un başkanlığının oybirliği ile açıklanması aynı zamanda adalet bakanı olan Jenna Bush'un "çok havalı" konuşması ile birlikte, temyiz mahkemesine gidebilecekler için, son yol da kanuni olarak kapanmış oldu.
I mean having multiple personalities is like... hosting a kegger in your brain.
Birden çok kişiliğinin olması beyninde parti vermek gibi.
There's a kegger down the hall.
Girişte bir varil var.
It was just a kegger, Claire.
Sadece bir partiydi Claire.
just a kegger?
Demek sadece partiydi.
And with whom exactly did you have a kegger?
Peki tam olarak kimlerle bir parti verdin?
KEGGER, [FAKES COUGH] KEGGER.
Fıçı bira!
I've been trying to get rid of Turner and Hooch here for quite a while, but all it takes is one kegger, and boom, look who's wearing overalls.
Bil bakalım, kim hemen bol giyinmeye başlıyor?
It's called Friday Night Kegger.
Cuma Gecesi diyoruz.