Keiki traduction Turc
22 traduction parallèle
Keiki Vista? Shit.
Keiki Vista?
Want to come to work at Keiki Vista?
Keiki Vista'ya gelip çalışmak ister misin?
Because sooner or later, Ray will bulldoze Keiki Vista under the sand.
Çünkü er ya da geç, Ray, Keiki Vista'yı kumların altına gömecek.
Keiki, Danno for you.
Çocuk, Danno arıyor.
You know, Gracie, when I was a little keiki like you, my mama used to bring me this chicken every time I was sick.
Gracie, var ya, ben de senin gibi küçük bir çocukken annem ben ne zaman hasta olsam bana bu tavuktan getirirdi.
And for the keiki's, my classic corn-battered shrimp on a stick.
Çocuk menüsünde ise, benim klasik mısırla ezilmiş çubuklu karides var.
Welcome home young Keiki.
Evine hoş geldin, Genç Keiki.
Protector and chief, I present to you the keiki Butters stotch.
Reisimiz ve koruyucumuz, sana Keiki Butters Stotch'ı sunarım.
Drink, young Keiki, and you will feel the last of your aggression melt away.
İç, Genç Keiki. Bütün saldırganlığının eriyip gittiğini hissedeceksin.
I'm sorry Keiki your hapa noa will have to wait!
Üzgünüm, Keiki. Hapa Noa'n beklemek zorunda.
Be careful young Keiki, your anger stills controls you because we were not able to finish your ceremony... perhaps we should finish it now.
Dikkat et, Genç Keiki. Öfken hala seni kontrol ediyor çünkü törenini henüz bitiremedik. Şimdi bitirsek iyi olacak.
Come up here Keiki, come on... this child sunk a cruise ship by himself.
Kazanılmıyor mu? Buraya gel, Keiki, hadi. Bu çocuk bir gezi gemisini tek başına batırdı.
Tell them Keiki.
Anlat onlara, Keiki.
Young Keiki... try to control your anger-no!
- Genç Keiki, öfkeni kontrol etmeye çalış.
It's finally over young Keiki.
Sonunda bitti, Genç Keiki.
Back off, keiki. Be careful, honey.
Geri çekil, keiki.
Keiki's cutting into my profit like mad. But other than that, he's a good kid.
Keiki kârımın yarısını götürüyor, onun dışında iyi çocuk.
Ever since I was a keiki, I've wanted to take this journey.
Çocukluğumdan beri bu geziye çıkmak istiyorum.
Keiki, I promised shave ice.
Keiki, söz, sana dondurma alacağım.
Keiki, your seat belt.
Keiki, kemerini tak.
Keiki, come.
Keiki, gel.
Come, come, keiki.
Gel, gel Keiki.