Kemp traduction Turc
508 traduction parallèle
- Here's something, Kemp.
- Burada bir şeyler var, Kemp.
You wouldn't, Kemp.
Duyamazsın da, Kemp.
I put you on your honour, Kemp, not to breathe a word of this to anyone.
Bu konudan hiç kimseye bahsetmeyeceğin konusunda sana güveniyorum Kemp.
- It's all right, Kemp.
- Gerek yok, Kemp.
- Good night, Kemp.
- İyi geceler, Kemp.
Don't be afraid, Kemp.
Korkma, Kemp.
I want you to listen carefully, Kemp.
Beni can kulağıyla dinlemeni istiyorum, Kemp.
You always were a dirty little coward, Kemp.
Sen her zaman korkağın tekiydin, Kemp.
The sitting room, I said, Kemp.
Oturma odasında dedim, Kemp.
Now, Kemp.
Şimdi, Kemp.
I couldn't stay here any longer, Kemp.
Burada daha fazla kalamam, Kemp.
But there's more to it than that, Kemp.
Ama bununla kalmadı, Kemp. Artık anlıyorum.
We'll soon put the world right now, Kemp.
Yakında dünyayı dize getireceğiz, Kemp.
I must have a partner, Kemp, a visible partner, to help me in the little things.
Bir ortağım olmalı, Kemp,... görünür bir ortak, ufak tefek işlerde yardım etsin diye.
You're my partner, Kemp.
Ortağım da sensin, Kemp.
Go and get your car out, Kemp.
Git ve arabanı hazırla, Kemp.
I must have those books, Kemp.
O kitapları almam lazım, Kemp.
Here we are, Kemp, in here.
İşte geldik, Kemp.
There you are, Kemp.
Yakala, Kemp.
We start in earnest tomorrow morning, Kemp.
Yarın sabah ciddi olarak başlıyoruz, Kemp.
There are one or two things you must understand, Kemp.
Anlaman gereken bazı şeyler var, Kemp.
Listen to me, Kemp.
Dinle beni, Kemp.
I trust you, Kemp.
Sana güveniyorum, Kemp.
- It was Kemp.
- Kemp'ti.
He's at Dr Kemp's house now.
Şu an Dr. Kemp'in evindeymiş.
This is Dr Kemp.
Ben Dr. Kemp.
Leave it to me and Kemp.
Bunu bana ve Kemp'e bırak.
I can do far more with Jack than you or Dr Kemp.
Jack ve ben, çok daha hızlı oluruz.
unlock the door, Kemp.
Aç kapıyı, Kemp.
- What are you doing here, Kemp?
- Burada ne yapıyorsun, Kemp?
There's no need to be afraid, Kemp.
Korkacak bir şey yok, Kemp.
It's for us to cure him - Kemp and I. Keep away, Flora.
Onu ancak Kemp ve ben tedavi edebiliriz.
I shall work in Kemp's laboratory till I find the way back.
Görünürlüğü bulana kadar da, Kemp'in laboratuvarında çalışacağım.
Kemp couldn't sleep.
Kemp uyuyamadı.
I put my trust in Kemp.
Kemp'e güvenmiştim.
Thank you, Kemp, for opening the window.
Pencereyi açtığın için teşekkürler, Kemp.
You're a true friend, Kemp.
Sen gerçek bir dostsun, Kemp.
You're not the only one in danger, Dr Kemp.
Tehlikede olan sadece siz değilsiniz, Dr. Kemp.
Dr Kemp called me up.
Dr. Kemp beni aradı.
I understand you have another assistant besides Dr Kemp, a Dr Griffin.
Anladığıma göre, Dr. Kemp'in haricinde, bir yardımcınız daha var ; o da Dr. Griffin.
We've doubled the search party around Kemp's house.
Kemp'in evinin etrafındaki devriyeleri iki katına çıkarttık.
He's threatened to murder Dr Kemp at ten o'clock.
Saat 10'da, Dr. Kemp'i öldüreceğini söylemiş.
Now, at half past nine, Dr Kemp, with a bodyguard of police, will leave this house and walk down to the police station.
Dr. Kemp, saat dokuz buçukta, yanında bir polisle,... evden ayrılacak, ve polis merkezine doğru gidecek.
It's a natural thing for Dr Kemp to seek protection.
Dr. Kemp'in koruma altına girmek istemesi, oldukça doğal bir şey.
I think this'll do nicely, Kemp.
Bence bu iş görür, Kemp.
Well, goodbye, Kemp.
Hoşça kal, Kemp.
- Rombout kemp a hunchback.
- Rombout Kemp'i de kambur resmetmiş. - Kemp mi?
You're Mr. Kemp, aren't you?
Bay Kemp, değil mi?
Joseph Kemp?
Joseph Kemp mi?
- I'm afraid you were, Mr. Kemp.
- Korkarım öyle, Bay Kemp.
Hello, Kemp.
Merhaba, Kemp.