Kennels traduction Turc
67 traduction parallèle
Well, gentlemen, let us proceed to the kennels.
Evet, baylar, köpeklerimizin olduğu yerlerden bahsediyoruz.
Let's get hounds back to kennels.
Tim! Tazıları kulübelerine götürelim.
handyman at the Bodin-Russet Kennels.
... Bodin-Russet köpek yuvasında bakım işçisi...
Bodin-Russet Kennels.
Bodin-Russet Köpek yuvası.
Bodin Kennels.
Bodin Barınağı.
We'd like to see the dog kennels, please.
Köpek kulübelerini görmek istiyoruz lütfen.
- Dog kennels?
- Köpek kulübeleri mi?
- Yes, we want to see the dog kennels.
- Evet, köpek kulübelerini.
No, no, no, we want to see the dog kennels.
Hayır, biz köpek kulübelerini görmek istiyoruz.
No, we don't really want to see dog kennels only your colleague said we ought to...
Hayır, aslında köpek kulübesi değil ama meslektaşınız dedi ki...
We'd like to see the dog kennels, please.
Köpek kulübelerini görmek istiyoruz.
These dog kennels here, see?
Bu köpek kulübelerini.
There was a storehouse here... before I built the kennels.
Şimdi köpek kulübesinin olduğu yerde bir ambar vardı.
I'm in charge of storerooms, the garbage rooms, kennels and the dungeon.
Ben, odalardan ve depolardan sorumluyum ve çöplerden, köpeklerden ve zindandan.
Their rocket motors suck instead of blow, their ICBMs can't get out of their kennels, their scientists can't do solid fuel for shit...
Onların roket motorları alev üfleyecek yerde emiyor ; ... kıtalar arası balistik füzeleri rampalarından bile ayrılamıyor ; ... bilim adamları katı yakıt yapamıyor!
- I think the kennels are in the back.
- Sanırım köpek kulübeleri arkada.
You clean up these old kennels and she's yours.
Bu eski köpek kulübelerini temizle ve o senin olsun.
You wake me up on a Saturday morning, tell me to be ready in five minutes. My mother is out of town, all of the dog-sitters are booked, and you know how I feel about kennels.
Bir Cumartesi sabahı beni uyandırıp, beş dakika içinde hazır ol dedin annem şehir dışında, bütün bakıcılar dolu ve köpek kulübeleri hakkındaki düşüncelerimi biliyorsun.
I must tell Mr. Jagmohan that this anglicised witch belongs in his kennels
Jogmohan'ı çağırında ona kapıya bağlı olan Köpeği göstereyim Mutlaka şu İngiliz köpeğice bağlaması Gerekiyor Bana köpek mi diyorsun?
Smith Kennels Table Scrap Snacks - the healthy alternative.
Smith Kennel'in atıştırmalık mamaları. Güzel bir alternatif.
To please the King he gave you away like a hound from his kennels.
Kral'ı memnun edebilmek için sizden bir köpekmişsiniz gibi vazgeçti.
Kennels in the Caymans.
Cayman Adaları'nda köpek çiftliğ i.
One might as well go to one's kennels and talk to one's hounds.
Köpek kulübesine gidip köpeklerle konuşmayı tercih eder.
[Putney] Our dogs were family dogs, they didn't come from kennels. They didn't have any police training.
Köpeklerimiz çiftliklerden gelmiyordu, polis eğitimleri almamışlardı.
I would give good money to have him stabbed... and rolled into the kennels for the dogs to devour.
Onun bıçaklanması ve köpeklerin yemesi için köpek kulübesine atılması için iyi para verirdim.
Dog burgers, maybe even mixed up with kennels.
Belki de köpek yetiştirilen yerde hazırlanmışlardır...
We traced it to a phone down in the kennels.
Arayan Köpek Evleri'nden biriymiş.
I'll have him check vet clinics, kennels, pet supply stores, and we'll extend the radius out from the dump site.
Veterinerlere, köpek evlerine, hayvan mağazalarına baksın. Arama alanını cesedin bulunduğu yerden genişletiriz.
He wanted to build an Argentine Dogo Kennels. For export.
Arjantin Dogo Köpeği Çiftliği kurmak istemişti, ihraç etmeyi düşünüyordu.
My husband bought it to start up the kennels.
Kocam çiftliği kurmak için satın almıştı.
And here it is, Kennels "Le Chien".
Ve işte "Le Chien" Çiftliği.
KENNELS "LE CHIEN"
"LE CHIEN" ÇİFTLİĞİ
I'll check the local kennels.
Bölgedeki barınakları kontrol ederim.
Yeah, I work for kennels, with kennels, and, uh... with - for individuals... too.
Evet, köpek evleri için, onlarla birlikte ve, ee... şahıslarla da... çalışırım.
- Because all the kennels are full.
- Köpek bakımevleri doldu da ondan.
A place called blue barrel kennels.
Mavi Fıçı Köpek Evi denilen bir yerden.
If a kid was bold, it wasn't milk and cookies. He was banished to the kennels to live with the vicious guard dogs. [barking, snarling]
Çocuk cesaretliyse, süt ve kurabiyeyle ödüllendirilmek yerine vahşi bekçi köpekleriyle yaşasın diye köpek kulübelerine yollanırmış.
If there's anywhere they're gonna be, they'll be in these old kennels here, I reckon.
Olsalar olsalar, şu uyduruk kulübelerde olurlar bence.
You see those kennels over there?
Şuradaki köpek kulübelerini görüyor musun?
And I keep the kennels.
Köpek barınakları da kalacak.
Southern Kennels
"Köpek Barınağı"
He's been in and out of kennels his whole life.
Hayatı boyunca kulübelere girip çıktı.
Diggs, how much time have you spent in kennels?
Diggs, ne kadar zamanın kafeslerde geçti?
Not the kennels.
Kafes olmasın.
Yes, yes, the kennels!
Evet, evet. Kafesler!
Sister, this dog is never going back to the kennels.
Kardeşim, bu köpek bir daha asla kafese dönmeyecek.
They don't have kennels for parrots.
Anne! Papağanlar için barınak yok.
That beast is supposed to be chained in the kennels!
Bu canavar, kulübesinde zincirlenmiş olmalıydı!
Oh, yeah, she gets the boat, the kennels, the summer place on Sea Island, and a trust fund.
Diana ne alıyor? Evet. Tekneyi ve kulübeleri.
Get back in your kennels, both of you.
Kayanın tepesinde, kadın elbisesi içinde bir penis. İkiniz de kendinize gelin.
Man on TV : then you should try Smith Kennels Table Scrap Snacks.
Hükümet, hayvanların laboratuarlarda kobay olarak kullanılmasının sınırlandırılmasını bugün yasa haline getiriyor. Öyleyse Smith Kennels'in atıştırmalık mamalarını denemelisiniz.