Kink traduction Turc
176 traduction parallèle
And if there were a man like that, with a kink in his brain, running around loose what would he be like?
Eğer öyle bir adam varsa, kafası karışık kendini kaybetmiş... Neye benzerdi?
I had a kink in my side, but it's gone now.
Böğrüme kramp girdi ama geçti şimdi.
- I've got a kink in my neck.
- Boynum tutuldu.
It'll take the kink out of a watch spring.
Dolaşmış bir saat yayının bile gerilimini alır.
The stink's got some kink.
Çok pis kokuyor.
I'll drive you back in a hearse if you don't get that kink out of your mouth.
Dilinin altındaki baklayı çıkarmazsan seni eve cenaze arabasıyla yollarım.
You must have got one of those telephone talkers with a kink.
Şu tuhaf düşünceli tiplerden birine denk gelmiş olmalısın.
He had a kink about war, Lady Mary.
Savaş hakkında garip bir fikri vardı.
A very sensible kink.
Çok makul bir fikir.
- A kink in my back.
- Sırtımda bir ağrı var.
A kink!
İlginç!
Dink the kink?
- "Dink the kink" mi?
I mean, I'm sick of it! No more fag stuff. No more kink.
Artık eşcinseller, sapıklıklar yok.
I'll do kink.
Fantazi yaparım.
I might also suggest you display a slight kink in your neck... since you were driving with your head against the window.
Ayrıca boynunda bir tutulma varmış gibi yapmanı tavsiye ederim, zira başın pencereye dayalı olarak sürüyordun.
( Woman ) Whilst straight-forward sex is perfectly wonderful in itself, many people also enjoy some form of kink or fetish.
Kimisi normal seksi mükemmel olarak görürken, kimileride fetiş ya da daha değişik zevklerden haz alabilirler.
( Man ) Even if a kink doesn't do it for you, by indulging your lover, you may well find yourself bringing a previously unknown spark into your relationship.
Bu değişik tarz size göre değilse bile, sevgilinizin hoşuna gitmesi sizin de keyif almanızı sağlayacak ve ilişkinizin gidişatında önceden tatmadığınız harereti size tattıracaktır.
And you never know, just because a particular kink or quirk has never appealed to you, it doesn't mean you won't enjoy it if you actually try it.
Sevgilinizle bunu denemezseniz, onun sizin bu farklı dürtülerinizi beğenip beğenmediğinden asla gerçekten emin olamazsınız.
Go and say a few kink words to Qinglai and Qiu Ju and bring an end to the whole thing
Gidip Qinglai ve Qiu Ju'ya ters birşeyler söylemen gerek. Bütün bunlara bir nokta koymalısın.
I just got a little kink in me neck.
Ben iyiyim. Sadece biraz başım ağrıyor.
I'm gonna remove your kink.
Bu şaçmalığı unutmak istiyorum.
Your kink is gone.
Tuhaflığın geçti.
If I get this job, I guarantee you'll never frizz or kink up.
Bu işi alırsam, saçının bukle bukle olmayacağının garantisini veririm.
So- - Well, how long have you had this particular kink?
Bu ilginç alışkanlık ne zamandır sürüyor?
But definitely into kink.
Ama kesinlikle sırnaşık.
I don't know about you, but I could do with some kink.
Seni bilmem ama, benim ilginç fikirlerim olabilir.
I said I could do with a little kink.
İlginç fikirlerim olduğunu söylemiştim.
- No kink.
- Müstehcen değil.
Mr Kink Galore spent more dough on girls than boys.
Anlaşılan kurbanımız kızlara daha çok para harcıyormuş.
Well, see, that's the kink.
Eh, işte, burası biraz karışık.
Must have had a kink in it.
Dolaştı herhalde.
I had a kink in my- -
- Benim ağrım vardı...
There's a kink or two.
Bir kaç eksiklik olabilir.
Ten days, now, that might have put a kink in my plans.
On gün desen işte o planlarımı bozardı.
There's a slight kink in the plans.
Planlarımızda küçük bir aksaklık oldu.
- Puts a kink in your plan, huh?
- Bu da senin planına taş koyuyor.
It's between a hitch and a kink with a side of a twinge. It's OK.
Bağlanma, sürüklenme ve biraz da işkenceden sonra mı?
I thought that would add a nice splash of kink to the proceedings...
Çünkü işe biraz heyecan katmanın faydası olur diye düşünmüştüm.
Don't worry, it's just a small kink.
Endişelenme. Bu çok ufak bir sorun.
I DON'T GENERALLY LIKE DISCUSSING KINK ON AN EMPTY STOMACH.
Genelde aç mideyle milletin iğrenç fantezilerini dinlemeyi sevmem.
We got a kink in here somewhere.
Buralarda bir yerde bir halatımız olacaktı.
I got a kink in my neck.
Bacaklarım dolaştı.
Seems you've got a pink kink in your think.
Anlaşılan aklında pembe bir karışıklık var.
The kink lent it to me so I'd look the other way... while he was off perving with Amy and her husband.
Amy ve kocasıyla yaptıkları sapıklıklara göz yummam için bana ödünç vermişti. Sonra ne yaptı?
I guess that puts a kink in your appeal.
Sanırım bu temyizini biraz karıştıracak.
But the recurrent nerve is in the way, and if we kink that...
Oraad sinirler var, eğer düğümlersek...
Don't kink the line.
- Kabloyu bükme.
Drugs, women, every kind of kink, you name it.
Aklınıza gelebilecek her türlü pislik.
I have this kink in my back and I was hoping you could give me one of your fantastic adjustments when we get home.
- Anlamadım. - Sırtımda fena bir ağrı var. Belki eve gittiğimizde bana şu muhteşem masajlarından birini yaparsın.
I didn't know my Southern gentleman had a touch of kink in him.
Demek Güneyli beyefendinin yaramaz tarafları da varmış.
If a kink means a hunger for you, ma'am... then that he does.
Yaramazlık dediğiniz, size olan açlığımsa bayan... Evet, var.