Kiting traduction Turc
29 traduction parallèle
In'77, he pleaded "no contest" to a charge of cheque-kiting.
1977 de karşılıksız çek kullanımını itiraf etti.
What's with kiting'my checks?
Masada neden fiş almadın?
We've got five priors on your man Prewitt, cheque kiting, forgery...
Pruitt'in daha önce sabıkaları varmış. Sahte çek, dolandırıcılık. Telefon satışlarında sahtekarlık.
Priors include possession, assaults, bar fights mostly, kiting cheques.
Birkaç kez uyuşturucu bulundurmadan, saldırıdan, kavgadan ve karşılıksız çek suçlarından sabıkası var.
I met her kiting checks at an AP. I taught her everything she knows.
Onunla sahte çek bozdururken AP'de tanıştım.Herşeyi ona ben öğrettim.
Two DUIs, one check kiting, and an open bench warrant.
İki kez alkollü araba kullanırken yakalanmış Çekte sahtecilik yapmış. Hakkında yargıç kararı çıkarılmış.
Fraud, forgery, check kiting.
Dolandırıcılık, sahtecilik çek sahtekârlığı.
I got problems enough today without kiting checks on tomorrow's.
Geleceği dert etmeden de başımda yeterince iş var.
Fraud, check-kiting, grand theft... margot's no rich victim.
Dolandırıcılık, karşılıksız çek, araç hırsızlığı... Margot, zengin kurban değildi.
The other guys are gonna think I'm kiting.
Bahşiş kaçırdığımı sanırlar.
You were detained for skipping out on a hotel charge, detained for a check kiting beef, and, uh, in a theft investigation you were detained but never charged.
Otel faturasını ödemeğin için gözaltına alınmışsın. Uçak kiralama faturası. Ve bir hırsızlık soruşturmasında gözaltına alınmışsın ama suçlama olmamış.
Sister's good people, but there's another woman up there, unrelated, keeps getting arrested for kiting checks and stuff.
Kardeş iyi biriymiş, ama mahallede çek yolsuzluğu yapan başka bir kadın varmış. Akraba falan değil.
Arrested in'02 for car theft, and again in'04 for check-kiting.
2002'de araba hızsızlığından tutuklanmış, ayrıca 2004'te çek sahteciliğinden.
He was in jail for kiting checks.
Karşılıksız çek yazmaktan hapis yatmış.
Sure she's real proud : Drugs, Cons, kiting checks...
Eminim uyuşturucuları, üçkâğıtlarını, karşılıksız çekleri duysa seninle gurur duyardı.
Mr. Howell, you're in prison for check kiting? Yes.
Bay Howell, sahte çek yazmaktan hapistesiniz, değil mi?
There's a bench warrant out for your arrest for kiting checks.
Karşılıksız çek sebebiyle hakkınızda arama emri çıkartılmış.
You've been convicted of credit-card fraud, kiting checks, and three other prostitution convictions.
Kredi kartı dolandırıcılığı, sahte çek imzalamak ve başka üç fuhuş suçundan tutuklandınız.
But there were quite a few felony DUIs, check kiting and... drug charges.
Ama birkaç tane alkollü araç kullanmadan dolayı ağır suçlar,... uyuşturucu suçlamaları olmuş.
I was just in for check kiting, and I got out early on good behavior.
Karşılıksız çekten hapse girip iyi hâlden erken salındım.
Who knew Howard was kiting chips?
Başka kim Howard'ın fiş yaptığını biliyordu?
Turns out, the old man's been kiting counterfeit bills from Tunica to Nevada.
Meğerse Tunica'dan Nevada'ya sahte para vermediği yer kalmamış.
She has an arrest for check kiting.
Karşılıksız çek vermekten tutuklanmış.
Minor arrest record. Last conviction, four years ago, for check kiting.
En son dört yıl önce bir çek davasından hüküm giymiş.
"Credit card fraud, check kiting, manufacturing counterfeit handicap placards, selling muskrat meat as USDA certified ground beef, trespassing as a circus clown."
"Kredi kartı sahtekarlığı, çek sahteciliği birebir sahte plaka yapmak USDA sertifikalı kıyma diye misk faresi eti satmak sirk palyaçosu kılığında izinsiz içeri girme."
String of arrests, assault, fraud, check-kiting, also multiple bankruptcies.
Şartlı tahliye, gasp, dolandırıcılık, sahte çek ayrıca çok sayıda iflas söz konusu.
She did three years at Framingham for check kiting, was released six months ago.
Framingham'da sahte çek düzenlemekten üç yıl kalmış, altı ay önce tahliye olmuş.
Multiple arrests... check kiting, petty larceny, bust for possession.
Birkaç tutuklanması var karşılıksız çek vermek, adi hırsızlık, uyuşturucu madde bulundurmak gibi.