Kocoum traduction Turc
20 traduction parallèle
Our warriors fought with courage, but none as bravely as Kocoum, for he attacked with the fierce strength of the bear.
Savaşçılarımız cesaretle savaştı. Ama hiçbiri Kocoum kadar değil.. O, ayının vahşi gücüyle saldırdı.
Kocoum has asked to seek your hand in marriage.
Nedir? - Kocoum seninle evlenmek istiyor.
Marry Kocoum?
- Kocoum'la evlenmek mi?
My daughter, Kocoum will make a fine husband.
- Kızım, Kocoum iyi bir koca olur.
Should I marry Kocoum?
Kocoum'la evlenmeli miyim?
My father wants me to marry Kocoum.
Babam benden Kocoum'la evlenmemi istiyor.
Kocoum?
- Kocoum mu?
Kocoum, in that battle we knew how to fight our enemy, but these pale visitors are strange to us.
- Kocoum, o savaşta düşmanımızla nasıl savaşacağımızı biliyorduk. Ama bu soluk ziyaretçiler bize yabancı.
Kocoum, send messengers to every village in our nation.
Kocoum, ulusumuzdaki tüm köylere elçi gönder.
- Kocoum.
- Kocoum.
Kocoum, no!
Kocoum! Hayır!
Kocoum!
Kocoum!
Kocoum, stop!
Kocoum! Dur!
Kocoum went to find her and this white man attacked them.
Kocoum onu bulmaya gitti ve beyaz adam ona saldırdı.
Because of your foolishness, Kocoum is dead!
- Aptallığın yüzünden, Kocoum öldü!
Kocoum was just coming to protect me.
- Kocoum sadece beni korumaya geliyordu.
Pocahontas... I sent Kocoum after you.
- Pocahontas, Kocoum'u peşinden ben gönderdim.
Pocahontas wants to look into the eyes of the man who killed Kocoum.
- Pocahontas, Kocoum'u öldüren adamın gözlerine bakmak istiyor.
- I'll send for Kocoum.
Kocoum'u göndereceğim.
- Kocoum!
- Kocoum.