Koker traduction Turc
67 traduction parallèle
I'm sure he's very nice to his cocker spaniel, but that's not good enough.
Koker köpeğine iyi davrandığına eminim. Ama bu yeterli değil.
- He went to Koker.
- Koker'e gitti.
He went to Koker.
Koker'e gitti.
I just came from Koker.
Ben yeni Koker'den geldim.
He went with his father to Koker.
Babasıyla Koker'e gitti.
- No, I am from Koker.
- Hayır, ben Koker'denim.
I am from Koker.
Koker'den geliyorum.
- You are from Koker?
Koker'den misin?
- Abdu'llah Ahmadpoor from Koker?
- Koker'den Abdullah Ahmadpoor?
- So you come from Koker... - Yes.
- Demek Koker'den geliyorsun...
This is my house, and Koker is on the other side.
Burası benim evim, ve Koker diğer tarafta.
Excuse me, madam. Does this way go to Koker?
Afedersin hanım, bu yol Köker'e gider mi?
Do you know if this road goes to Koker?
Bu yol Köker'e gider mi?
- You go to Koker this way?
- Bu yol Köker'e gider mi?
- I don't know Koker.
- Bilmem.
- How do I go to Koker?
- Köker'e nasıl gidilir?
- Want to go to Koker?
- Köker yolu mu?
- To Koker one has to go by that road.
- Başka bir yol yok mu? - Köker'e sadece ordan gidilir.
Excuse me, do you know if this way goes to Koker?
Bu yol Köker'e gider mi biliyor musunuz?
Do you know if they have many victims in Koker?
Köker'de çok kurban var mı, biliyor musunuz acaba?
Do you know if this way goes to Koker?
Küçükhanım, bu yok Köker'e gider mi?
- To Koker.
- Köker'e.
By there, there is a road that goes to Koker, if it suits you going along the road.
Buradan Köker'e bir yol var. Geri dönüp devam edin.
Excuse me. Do you know some road that leads to Koker?
Afedersiniz, Köker'e giden bir yol biliyor musunuz?
Do you know how to go to Koker?
Köker'e mi?
- Aren't you from Koker?
- Sen Köker'den misin?
- Do you have any news about Koker?
- Orada durum nasıl?
- Koker is in ruins.
- Köker Kerbela gibi.
He is the son of Abdollah of Koker.
Köker'li Abdullah'ın oğlu.
- Are you going to Koker?
- Köker'e mi gidiyorsun?
Return and once in the highway, you will see a road to the right that will take you to Koker.
Dönüp otoyola girin... sağ tarafta Köker'e ayırılan yolu görürsünüz.
Excuse me. Is this the way to Koker?
Afedersin, bu yol Köker'e gider mi?
- Hasan, Koker is over there?
- Hasan, Köker şu tarafta mıydı?
- And with this chaos. - Exactly. They are from Koker.
Onlardan haberim yok çünkü onlar buralı değiller, Köker'liler.
- I believe they live in Koker.
- Sanırım Köker'de oturuyorlar.
The road that goes to Koker is cut.
Köker'e giden yol kapanmış.
- The Ahmadpura are in Koker.
Onlar Köker'deler.
- This road goes to Koker?
- Bu yol Köker'e gider mi?
Then, where do I have to go to Koker?
Köker'e nereden gitmem lazım?
By the left you go to Koker.
Sola dön, Köker'e gidersin.
I have to go to Koker.
Köker'e gitmek zorundayım.
There is not another road from Koker.
Köker'den başka tarafa yol yok.
- To Koker and I have to collect him.
- Onu dönüşte alacağım.
- He wants to go to Koker now?
- Şimdi Köker'e mi gidiyorsunuz?
- How long will it take to go to Koker?
- Köker'e gitmem ne kadar sürer?
- Now I don't know. - You are from Koker?
Sen de Köker'den misin?
I am from Koker and I am from this playe.
Biraz Köker'li biraz buralıyım.
They're from Koker.
Kimse kimse hakkında birşey bilmiyor.
There surely must be some road that can take us there?
Evet öyle. Onlar Köker'li.
I already know that they are in Koker.
Köker'de oturduklarını biliyorum.
I am not a football fan but my son stays while I go..
Futbol fanatiği değilim ama ben Köker'e gidiyorum, oğlum burada kalıyor.