Koko traduction Turc
266 traduction parallèle
"In car number one, we were cruising near Koko Head."
"Bir numaralı arabayla, Koko Head yakınlarındaydık."
Ciro "Koko"
Ciro "Koko".
- All right, Koko, wipe it off.
- Tamam Koko, silebilirsin.
Now, Koko, why don't you give one of these new-meat a break... and let him use your broom today?
Haydi Koko, bu çaylaklardan birine bir kıyak çekip bugünlük süpürgeni ona versene.
Hey, Koko, you really going to sell your job?
Hey Koko, gerçekten de işini satacak mısın?
I'm going to Koko.
Koko'ya gidiyorum.
Koko, get some paper.
Koko, bir kağıt getirsene.
Coconut-head's going to take all the money.
Koko paraları topluyor.
Now shut your mouth and give your money to Koko.
Şimdi kapa çeneni de paranı Koko'ya ver.
That's a bet, Koko.
Ortaya koydun bile Koko!
Read this part that Koko underlined for me.
Koko'nun altını çizdiği şu bölümü okuyuver.
Hey, Koko, who's sending me magazines?
Hey Koko, bana dergiyi kim yollamış?
Koko, will you stop that?
Koko, şunu keser misin artık?
And then we're going to get Koko out of there.
Sonra Koko'yu da oradan çıkaracağız.
Yeah, well, you and Koko can handle it without me.
Sen ve Koko bensiz de idare edebilirsiniz.
Hi, Coco.
Ne haber, Koko.
I've named you Coco because everyone's named Coco in journalism.
Bütün gazeteciler birbirine Koko derler.
There's been a serious train wreck in the USA, Coco.
ABD'de tren kazası meydana geldi, Koko.
You investigate it.
Hadi, iş başına, Koko.
I'm listening.
Dinliyorum, Koko.
If you had style, you'd be the editor instead of me.
İyi bilseydin benim yerimde olurdun, Koko.
Quit calling me Coco.
Bana Koko deme.
Listen, while you're in California, could you score some coke for me?
Baksana! California'ya gitmişken bana biraz koko alıp gelir misin?
Every time you do coke this happens.
Koko alınca hep böyle oluyor.
Every time I do coke you get on that, "Every time I do coke" rap, man.
Bana koko aldığımda "Koko aldığında hep böyle oluyor" diyorsun.
Hey, listen, a lot of smart dudes do coke.
- Birçok zeki adam koko alıyor.
Sherlock Holmes does coke and he isn't so stupid.
- Sherlock Holmes koko alıyor. O hiç aptal değil.
I'll never do coke again. Let me go!
Bir daha asla koko almayacağım!
I'll bring some coconut next time.
Bir daha sefere koko olanını getiririm.
I'll have the cream of hash and barley soup.
Ben esrar kreması ile koko çorbası alayım.
The experiment has been successful, Coco is with us in the studio
Deney başarılı oldu, Koko stüdyoda bizlerle.
I think this is coke. I'm not sure though.
Emin değilim, ama koko galiba.
Yeah, it's fucking coke.
Evet, koko bu.
You got your pills, your vials of coke, snorters, pipes, and grinders.
Haplar, koko ekipmanı, hortumlar, kamışlar ve öğütücüler.
Coco leaves.
Koko Mağazasından.
What are you, a crack baby?
Annem sana hamileyken koko mu çekti nedir?
We don't have any tea - but we have Coke and stuff.
Çayımız yok ancak Koko var.
My name's Coco the Scab.
Adım Grev Kırıcı Koko.
Koko.
Koko.
Yeah, Koko.
Evet, Koko.
Koko, the monkey.
Maymun Koko'sun.
- Koko.
- Koko.
Koko....
Koko...
- Koko?
- Koko?
Your nickname's Koko?
Senin takma adın Koko mu?
You know, if I could get this Coco woman down to Kruger then they wouldn't be able to call me Koko anymore.
Biliyor musun, eğer Kruger'ın karşısına Coco'yu çıkarırsam bana bundan sonra Koko diyemez.
Because Kruger would never allow two Kokos.
Çünkü Kruger iki tane Koko'ya izin vermez.
Say goodbye to Koko.
Elveda Koko'ya.
Koko biefono agarrito waikimie... - What is he saying?
- Ne diyor?
That is what happens.
Koko aldığında hep böyle oluyorsun.
- Why are you paying me in change?
Koko, neden bir çocukmuşum gibi bana bozuk para veriyorsun?