Kovac traduction Turc
426 traduction parallèle
Keep going, Kovac, there's more people out there!
Durmayalım Kovac, ileride birileri daha var.
Come on, Kovac! Come on!
Haydi Kovac, yürü.
Swing over, Kovac!
- Asıl küreklere.
Oiler. Name's Kovac. - Kovac, eh?
- Makine dairesinde yağlayıcı, ben Kovac.
My name's Rittenhouse.
- Kovac demek. Ben de Rittenhouse.
Uh, Kovac, don't forget to wake me for my watch.
Kovac, nöbet için beni uyandırmayı unutma.
It was pitch black when I relieved you, Kovac.
Nöbeti devraldığımda zifiri karanlıktı.
- Kovac, how's the sail coming along?
- Kovac, yelken işi nasıl gidiyor?
Kovac, you know something about machinery, don't you?
Kovac, mekanizmalardan anlıyorsun sen değil mi?
Kovac, you're so prejudiced, you can't think straight.
- Söylediklerine güvenemeyiz. - Kovac, aşırı önyargılısın.
- What about Kovac?
- Kovac yapsa?
Kovac, why'd you want to say that about Rosie? - Say what?
- Kovac, Rosie için niye öyle dedin?
Kovac, you know what I think of that no-good, snake-in-the-grass friend of yours, Al Magaroulian?
Aşağıda tutmak için ağır bir şey lazım. Kovac. Kalleş dostun Magaroulian hakkında ne düşünüyorum biliyor musun?
Hey, Kovac!
Hey, Kovac.
Mr Kovac!
Bay Kovac.
Wait a minute, Kovac!
Bir saniye.
Kovac, I still say, we have no right to condemn the man without a hearing.
Kovac, söz hakkı olmayan birini suçlamaya hakkımız yok.
Kovac, what are you gonna do?
- Kovac. Ne yapacaksın?
- But, Kovac, it's... it's murder!
- Ama Kovac, bu cinayettir.
Let him have it, Kovac!
- Bırak yapsın Kovac.
Kovac, man the pump!
Çabuk ol! Kovac, pompaya geç.
Long enough, Mr Kovac, to reach my objective.
Hedefime ulaşana kadar çekerim Bay Kovac.
- Hey, Kovac.
- Kovac, baksana.
- Kovac, how much do I owe you?
- Sana ne kadar borcum var?
Kovac, why don't you kill Willi?
Kovac, neden Willy'yi öldürmüyorsun?
Kovac, now you're talking my language.
Kovac, işte şimdi benim anladığım dilden konuşmaya başladın.
Kovac, looks as if you've stepped out of your class this time.
Kovac, bu kez üstünlüğünü kaybetmiş gibi duruyorsun.
She's moving towards us. Hurry up, Kovac!
Gemi bize doğru geliyor.
Kovac, my boy, I owe you fifty grand.
Kovac dostum, sana 50 bin dolar borcum var.
I'm Mrs. Kovac.
Ben Bayan Kovac.
With all due respect, Mrs. Kovac... you see that fancy-Dan over there clipping pictures out of the paper?
Sizi anlıyorum Bayan Kovac. Gazetedeki resimleri kesen şu fiyakalıyı görüyor musunuz?
Your baby's grown up, Mrs. Kovac.
Bebeğiniz artık büyüdü Bayan Kovac.
All right, Mrs. Kovac, I'll talk to Barney.
Pekala Bayan Kovac. Barney'yle konuşacağım.
- Goodbye, Mrs. Kovac.
- Güle güle.
Hello, Mrs. Kovac.
Merhaba Bayan Kovac.
Goodbye, Mrs. Kovac.
Güle güle Bayan Kovac.
- Bucket Brigade.
- Kovacılar.
Bikinis, you know, cute little buckets... sweating into the same sand that held all that blood.
Bikinilerden, o şirin kovacıklardan... akan terler o içi kan dolu kumlara akıyordu.
Ron Kovac, ladies and gentlemen, was born on the 4th of July, 1946.
Bayanlar ve baylar, karşınızda 4 Temmuz 1946'da doğan Ron Kovac.
I got it. See if Dr. Kovac needs help.
Dr. Kovac'a yardım et istersen.
- Dr. Kovac?
Dr. Kovac?
Dr. Kovac.
Dr. Kovac.
Dr Kovac, I know why you did it. But I'm not even gonna take him upstairs for evaluation.
Neden yaptığınızı biliyorum, ama onu değerlendirmeye almayacağım.
- Leave it, Kovac.
- Bırak artık.
Dr. Kovac, thank you.
Dr. Kovac, teşekkürler.
Dr. Kovac?
Dr. Kovac mı?
- Got another lac for Dr. Kovac.
- Dr. Kovac'e bir vaka daha geldi.
Enough time for them to stop calling me Dr. Kovac.
Bana Dr. Kovac demeyi bırakmaları için yeterli bir süre.
To your right, Kovac!
Sağ tarafta.
- Kovac, you take that back!
- Lafını geri al.
- Kovac!
Kovac.