English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ K ] / Kumquat

Kumquat traduction Turc

53 traduction parallèle
Kumquat cola or something.
Kumkuat kaosu falan.
Kumquat cola.
Kumkuat kola.
UH, A KUMQUAT.
Bir kumkat.
And I'm a kumquat from Queens.
Ben de Queens'deki kumkuatım.
Huh, kumquat?
Ha, kumkuat?
You called me a little kumquat.
Bana küçük kuzum demiştin.
My little kumquat, I'm fully prepared... to listen to your life story.
Güzel bayan, hayat hikayenizi dinlemek için hazır bekliyorum.
He appeared to be one of those berry-picking moon-howlers. The kind of old kumquat who might fuck a snake and then write a little poem about it.
Daha çok bir yılanı önce öldürüp sonra onun için şiir yazan... ve gece aya karşı uluyan huysuz yaşlılara benziyordu.
- I've already been, you kumquat.
Çoktan gittim seni kumkat.
Kumquat? Could you help me out?
Kumkatım, bana yardım eder misin?
I figured out a way to cross a raspberry with a kumquat.
Ahududu ile mandalinayı çaprazlamanın bir yolunu buldum.
- Kumquat!
- Mandalina!
Kumquat?
Kumquat?
Like a kumquat.
Limon kadar.
When The Carrot is done with you, you will be nothing but a kumquat!
Havucun seninle işi bittiğinde geriye sadece sebze ezmesi kalacak.
- Momma's Kumquat.
- Hayır, Momma's Kumquat'ın sonu.
No, it's not. I never agreed to it being Momma's Kumquat.
Hayır değil, çünkü ben hiç Momma's Kumquat'ta olmayı kabul etmedim.
- Suffocated kumquat, perhaps?
- Sıkıştırılmış kumkuat?
- Come on, kumquat!
- Haydi oradan!
Kumquat.
Kumquat.
Hold on, I'm getting a message from a kumquat from beyond the grave.
Öteki dünyadan bir kumkuat bana mesaj yolluyor.
I was thinking of getting potted kumquats, but, uh... dad, whatever you did, the place looks beautiful.
kumquat alamyı düşünüyordum, fakat, uh... Baba, ne yaptıysan, etraf güzel görünüyor.
Kumquat.
Kumkuat *
You need some help boxing that kumquat?
Kumkuatı paketlemek için yardıma ihtiyacın var mı?
So that'S... why I'M... you're not here to box the kumquat, are you?
Yani o.. Neden ben... Kumkuatı paketletmek için burada değilsiniz değil mi?
Detective kumquat.
Dedektif kumkuat?
I shouldn't have done that kumquat diet.
Diyete hiç başlamayacaktım!
You said it wasn't less tasty than the "kick in the kumquat" but more unfulfilling than the "rock me amade quince".
'Meyvelerin Taklası'dan daha az lezzettli olmadığını, ama'Ayvanın Dansı'ndan daha yetersiz olduğunu söylemiştin.
My first kumquat, three months ago.
Ama ilk kumkatımı üç ay önce yedim.
Alex "my butt is the size of a kumquat" Dupre.
Alex "popom portakal ölçülerinde" Dupre.
Yeah, and that new line- - The kumquat and the quail?
Evet, peki ya şu satır- - Kumquat ve bıldırcın mı?
Sabrina, uh, told me they got in something called a kumquat, and, you know, I had to try it.
Sabrina ellerine kumkat meyvesi geçtiğini söyledi ve benim de denemem lazımdı.
The kumquat brothers are making a prison break.
Yumurtalıkların boxerında dışarı fırlamak üzereler.
He's stylish, transcendent of sport, has an ass like a kumquat.
Tarz sahibi, kendi dalında en iyisi ve mandalina gibi kıçı var.
Toaster magpie flummox kumquat.
Dam başında saksağan.
I ordered that Fortunella japonica, the kumquat bush for outside the den window.
Kumkat fidanı çamaşır odasının camından çıktığı için turunçgil ağacı sipariş ettim.
My little kumquat.
Benim küçük kumkatım.
I mean, you got your bundt cake, your lady fingers, kumquat pie...
Delikli kek var, Kedi dilli kek var kumkatlı pay var...
It's a kumquat.
Bu kamkat.
You derive just as much pleasure from saying... Kumquat as I do.
Kamkat deyişimden bile epey zevk aldın.
A lost little kumquat looking for a place to sit.
Oturacak yer arayan küçük kayıp bir kumkat.
Kumquat?
Kumkuat?
Now, would you say ointment is more, equal to, or less funny than kumquat?
Şimdi, sence merhem, kumkuattan daha mı komik, daha az mı komik, yoksa eşit derecede mi komik?
I got a kumquat up my rectum.
Kıçıma girmiş bir kumkuat var.
People dumb enough to pay 16 bucks for a kumquat.
Bir kumkat için 16 dolar ödemek için yeterli aptal insanlar.
Kumquat?
Kumkat?
Kumquat McGillicuddy's office, I'll be on my way, because I certainly did not bike down here with two fictitious deliveries just to tell you what a great time I had last night.
Kumquat McGillicuddy'nin ofisini gösterirseniz, yola koyulacağım, çünkü şu kesin ki ben buraya bisikletimi sürerek iki tane uydurmaca isim söyleyip dün gece ne kadar eğlendiğimi söylemeye gelmedim.
Kumquat McGillicuddy's life this morning, so...
Kumquat McGillicuddy'nin hayatını kurtardım, yani...
Kumquat lemonade, please.
Buzlu limonata, lütfen.
Holy kumquat.
Kutsal kumkat adına!
- All right, I'm a kumquat guy.
- Pekala, ben kamkat sevenlerdenim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]